Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 244 – Ekim 2025      Yıllar Önce Basında Adalar

Yıllar Önce Basında Adalar


Ekim 1940 ayının gazetelerinde Adalar’daki yangınlar ve Ada vapurlarında yaşanan izdiham haberleri öne çıkıyor. Bu haberlerin ilginç yanı her iki konuda da bazı gazetelerin olayları yöneticilerden farklı şekilde değerlendirmeleridir.

Heybeliada’da orman arazisinde çıkan bir yangın bazı gazeteler tarafından abartılarak haberleştirilirken bazı gazetelerde yangında küçük bir fundalık arazinin etkilendiği belirtiliyor. Valilik de yangını abartarak veren gazeteleri yalanlıyor. Ancak, yangını büyük bir facia olarak değerlendiren gazeteler bütün yalanlamalara rağmen ilk değerlendirmelerinde ısrar eden yayınları sürdürüyorlar. Gazetelerde yangınla ilgili haberlerin yanında yangın tehlikesine karşı alınması gereken önlemlerin aktarıldığı yazılar da geniş yer kaplıyor.

Diğer taraftan ayın başlarında Adalar’dan kalkan bir vapurda kalabalık yüzünden yaşanan sıkıntılar da bazı gazetelerin ısrarlı eleştirilerine konu oluyor. Denizyolları idaresinin konuyu önemsiz gösteren beyanlarına rağmen gazetelerin olayın üzerine kararlılıkla gittikleri gözleniyor.

1940 Ekim ayının gazetelerindeki gezimize buyurun…


Heybelide yangın
4000 metre murabbaı fundalık yandıktan sonra ateş söndürüldü


Dün saat 11 de Heybeliadada Büyüktur, Bakaryos tepe mevkiinde bir yangın başlangıcı görülmüş, şiddetli rüzgâra rağmen itfaiye 4000 metre murabbaı kadar bir sahada fundalıklar, süpürge otları ve çamlardan düşen yongalar yandıktan sonra saat 15 de ateşi söndürmüştür.

Yangın büyük çamlara zarar vermemiş, ancak 15, 20 çamın dip kısımları kararmıştır. Dün rüzgâr fazla olduğundan itfaiye gece yangın mahallini beklemek üzere bir müfreze nöbetçi bırakmıştır. Yangının sebebi henüz anlaşılamamıştır.

Akşam, 14 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Pazartesi


ADLİYE ve POLİS
Heybeliada da 8000 çam yandı
Halk ve itfaiye yangını söndürmek için bir buçuk saat uğraştı


Dün öğle üzeri saat on birde Heybeliadada büyük tur yolile Makriyos tepesi arasındaki çamlıkta bir yangın çıkmış, rüzgârın fazla olmasından ateş derhal büyümüştür. Yangın yerine yetişen itfaiye ile halkın gayreti sayesinde, bir saatten fazla bir zaman sürdükten sonra söndürülen bu yangında, 50 dönüm kadar arazide 8000 kadar çam yanmıştır. Yangının, o civardan geçen birisinin attığı bir sigaradan çıktığı tahmin edilmektedir. Yangının sebebi hakkında tahkikat yapılmaktadır.


İkdam, 14 Birinciteşrin (Ekim), Pazartesi


Heybelideki yangın hakkında Valinin beyanatı


Heybelideki son çamlar yangını hakkında bazı gazeteler çok mübalağalı neşriyat yapmışlardı. Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar bir muharririmize demiştir ki:

  • Heybeliadadaki çamların yangını hakkında tedkikat yaptırdım. Bir miktar fundalıktan başka 10 -15 çam ağacının yalnız yaprakları yanmıştır. Maamaflh yanan ağaçların neşvünema kabiliyeti mahvolmamıştır. Bazı gazetelerin 10-15 bin çamın yandığı hakkındaki haberleri tamamile asılsızdır.


Akşam, 16 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Çarşamba


Heybelide yangın adanın en güzel ormanını kül etti
Yangın saatlerce devam etti ve 10 bin kadar çam tamamile mahvoldu


Dün Heybeliadada şimdiye kadar görülmemiş büyük bir çam yangını olmuş ve ada büyük bir tehlike geçirmiştir.

Yangın Heybeliadanın Burgaz kısmına bakan cenub cihetinde Makaryos manastırı denilen tepenin sağ cihetinde ve Rum eytam mektebinden 200 metre ileride çıkmıştır.

Yangın saat 11 e doğru başlamış ve ilk olarak Burgaz adasından görülmüştür. Burgaz polis mevkii Heybeliadanın Makaryos tepesinde bir duman çıktığını hemen telefonla Heybeliada polis merkezine bildirmiş ve aynı zamanda keyfiyetten itfaiye grupunu da haberdar etmiştir. Bu sırada Makaryos mıntakası çam orman bekçisi Tevfik de tepenin aşağısında asfalt üzerinde gezinirken yukarıda bir duman çıktığını görmüş, tepeye çıkmıştır.

Bekçi Tevfik 25 metre murabbalık bir sahayı saran ateşi söndürmeğe çalışmışsa da birşey yapamamıştır.

Kısa bir müddet sonra itfaiye grupu polis ve bekçiler, tenzifat amelesi, ada halkı ve gençler yangın yerine toplanmışlar ve faaliyete geçmişlerdir. İtfaiye motörleri arızalı olan tepeye çıkamamış, bir motör çıkmaya teşebbüs etmiş fakat yolda bozulmuştur.

Ateş genişliyor

Yangın bu sırada şiddetle esmekte olan poyrazın tesirile çok genişlemiş ve bütün adayı sarmak tehlikesini göstermiştir. Bunun üzerine Büyükadadan yardım taleb edilmiş, Büyükada itfaiye efradı teçhizatlarile hususi bir vapurla Heybeliye gelmişlerdir.

Yangın bütün çalışmalara rağmen gittikçe büyümüş ve yarım saat içinde manastır ve asfalt istikametlerine iki ayrı kola ayrılmıştır. Adanın arka tarafına doğru gittikçe genişliyen yangını söndürmek için tekrar Büyükadadan yardım istenmiş ve orman koruma müfrezesi yangın yerine gelerek faaliyete geçmiştir.

Yangın itfaiye, polis, bekçi, orman koruma müfrezeleri ve bilhassa halkın ve gençlerin iki saatlik müşterek bir çalışmalarından sonra saat 13,20 de güçlükle söndürülebilmiştir.

En güzel orman mahvoldu

Yanan saha takriben 50-55 dönüm kadardır. Bu sahadaki büyük küçük 10 bin kadar çam yanmış, bu suretle adanın en güzel çam ormanı mahvolmuştur.

Yangın söndürüldükten sonra sahada bazı ufak tertibat alınmış ve yangının tam söndüğüne kanaat getirilerek itfaiye ve halk yangın yerinden ayrılmışlardır. Fakat saat 18.30 da aynı sahanın ortasında söndürülmesi unutulan eski kıvılcımlar ateş almış ve yangın tekrar başlamıştır. İkinci yangın halk tarafından görülerek itfaiyeye haber verilmiş, itfaiye hadise yerine gelinceye kadar halk yangını söndürmüştür. Bu ikinci hadise üzerine yangın yerinde adanın bekçileri, ateşin tekrar başlamaması için tertibat almışlardır.

Yangının neden çıktığı hakkında zabıta tarafından ehemmiyetle tahkikata başlanmıştır. İlk olarak yangının bir kadının böbrek kızartmak üzere ateş yakmasından ileri geldiği iddia olunmuş fakat bunun hakikat olmadığı anlaşılmıştır.

Yangının Pazar münasebetile İstanbuldan adayı gezmeğe giden t ve çam ormanlarına çıkan yolculardan birinin attığı sigaranın yerlere dökülen ve kav haline gelen yaprakları tutuşturmasile çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak sigaranın kim tarafından atıldığı henüz tesbit olunamamıştır.

Ada yangınının söndürülmesinde halkın, zabıtanın ve deniz lisesindeki askerlerin çok büyük yardımı olmuştur.


Son Posta, 14 Birinciteşrin (Ekim), Pazartesi


Adaları yangından korumak için tedbir almalıyız!
Mütehassıslar söylüyorlar: “Yanan çamlık yeniden ancak 25 senede yetiştirilebilir!”
Adalılar belediyeye yangınları önlemek hususunda 4 çare gösteriyorlar


Memleketimizin ve belki de dünyanın en güzel yeri olan adalarımızın çam ormanları bakımsızlıktan, ihmal neticesi çıkan yangınlardan kül olup gidiyor.

939 yılı 23 Temmuz Pazar günü Çam limanının üstünde çıkan yangın 35 dönümlük arazide tahribat yapmış, 4-5 bin çam yanmıştı. Evvelki günkü yangın 50 dönümlük bir sahada 10 bin kadar irili ufaklı çamı silip süpürmüş, Makaryos tepesinin en genç çamlarına kıymıştır.

Demek oluyor ki, bir buçuk yıldan az bir zaman içinde Heybeliadada 85 dönümlük sahada 15 bine yakın çam yanmıştır. Ayrıca gene bu sene Makaryos tepesi sahasında iki yangın başlangıcı olmuş, söndürülmüştür. Bir çam ormanının yanması ne demektir? Bunu adaları ve çam ağacını tanıyanlar bilirler. Çam yetiştirmek çok müşküldür. Mütehassısların söylediklerine göre belki bu yanan çamlar yirmi beş senede yetiştirilemiyeceklerdir.

Adalar, birer şifa yuvası olduğu kadar İstanbulun en güzel sayfiye yerleridir.

Buralarının güzelliğini muhafaza hususunda gösterdiğimiz lâkaydiden sıyrılmak zamanı artık gelmiştir. Neler yapmamız lazım geldiğini tesbit için son yangından ders ve ibret alabiliriz.

Son Makaryos tepesi yangınını gözden geçirelim:

Yangın Heybeliadanın Burgaz kısmına bakan Makaryos tepesi sırtından çıkıyor. Evvelâ Burgazdan duman görülüyor. Telefonla Heybeliye haber veriliyor. (Gerçi orman bekçisi de görmüş, fakat böyle vak’aları bildirecek telefon kulübeleri ve tesisatı olmadığından ilk işi ateşin çıktığı yere koşmak olmuştur). İtfaiye harekete geçiyor. Fakat köhne ve hantal arabalar dağ yolunu çıkamıyorlar. Hattâ Makaryos tepesinde mevcud bir sarnıçtan su alamıyorlar. Üç orman bekçisi vardır. Polis teşkilatı da çalışıyor. Ancak ne yapabilirler?. Orman teşkilatının baltası bile yoktur. Halk yangın yerine koşuyor. Ateş ya su ile veyahud etraftaki ağaçların kesilerek yıkılmasile önlenebilir. Ne o mevcud ve ne de ötekine imkân var. Bu vaziyet karşısında yürekleri sızlıyan Heybeliada halkı ellerile yangını söndürmeğe kalkışıyorlar. Yarım saatten fazla süren bir müddet sonra Büyükada itfaiye grupundan efrad geliyor, amma, bunların da vasıtaları noksan. Nihayet bir buçuk saat geçiyor, bir başka grup geliyor. Ancak bunların da ötekiler gibi balta vesair aletleri yok. Hatta söylendiğine göre mevcud lar da müşkülatla öteden beriden tedarik edilebilmiş. Esasen bunlar yetişinciye kadar, halkın yardımile, ateşin önü ehemmiyetli surette kesilmiş bulunuyor. Gelen grup son ameliyeye iştirak ediyor.

Bazı alâkadarların ifadelerine göre Pazar günü poyraz yerine lodos fırtınası olsaydı, evlerile beraber bütün Heybelinin tutuşması mümkündü.

Görülüyor ki, Adalarda yangınlara karşı teşkilat yok denecek kadar bozuktur. Şimdi yapılması lâzım gelen işleri gözden geçirelim. Adalılarla konuştum. Şu esaslı noktalarda mutabık kaldık:

1 – Çamlıklar, mahdud sahalara ayrılmalıdır. Bu sahaların aralarına hudud yolları açılmalıdır. Bu hudud yolları yangının diğer sahalara sirayet ihtimallerini azaltır. Ayni zamanda yollar itfaiyenin hareket edebileceği genişlikte olmalıdır. Gerçi bir kısım çam feda edilecektir, amma, bu bir hayatı kurtarmak için hasta bir parmağın ke silmesi demektir.

2 – Sahalar da mıntakalara ayrılmalıdır. Her mıntakada birer yangın söndürme istasyonu kurulmalıdır. Buraya telefon konulmalı, pasif koruma teşkilâtında kullanılan küçük yangın tulumbaları bulundurulmalıdır. Çünkü şehirde iş gören büyük arabalar, ormanlarda hareketsiz kalıyorlar. Mıntakaların münasib yerlerine sarnıçlar yapılmalıdır.

3 – Bekçi veya kolcu adedini çoğaltmalı. Umumi tatil günlerinde muhafaza efradı sık sık devriye gezmelidir.

4 – Çamlıklarda oturulacak yerler tahdid edilmelidir. Çünkü maalesef bir kısım halkımız, bu güzel ormanlara karşı çok insafsızdır.

Sözün kısası: Saydığımız tedbirler ve bunlara aid ilâve edilecek diğerleri alınmadığı takdirde bir gün adaların birer taşlık haline geleceklerine emin olmalıyız.

Alâkadarlardan insaf dileyelim ve bir kısım halkımızdan da merhamet!

Tevfik Necati Kozolo


Son Posta, 15 Birinciteşrin (Ekim), Salı


Vali ve Heybeliadadaki yangın


Belediye Pazar günü Heybeliada çamlıklarında çıkan yangın hakkında tahkikat yaptırmaktadır. Vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdar Ada yangını hakkında dün şunları söylemiştir:

“ – Yangın hâdisesini tetkik ettirdim. Hadise gazetelerde yazıldığından çok daha küçüktür. Küçük bir fundalık yanmıştır. Bu çamlar fazla zarar görmemiştir ve tekrar yeşerebilecek vaziyettedir.”


Son Posta, 16 Birinciteşrin (Ekim), Çarşamba


Heybeliadada kaç çam yandı?
Yanan çam miktarı, bizi tekzib eden Orman Müdürlüğünü de tekzib edecek miktardadır.


Heybeliadada Pazar günü çıkan yangında mühim miktarda çam yandığını yazmıştık. Dün vilâyet orman müdürlüğünden bir mektub aldık. Bu mektubda şöyle denilmektedir:

“”Gazetenizin 14/10/940 tarih ve 3670 sayılı nüshasının Birinci sayfasında yazıldığı Heybeliada çamlık yangını 50 dönümlük bir saha olmamış 10-15 dönümlük bir saha dahilinde yer yer müteferrik parçalar üzerinde olmuştur. Ve yanan ağaç mikdarı 10000 olmayıp kuru ot yaprak ve ibre enkazı gibi örtülerle pek cüz’i mikdarda ufak fidanlar yanmış ve büyük ağaçların hayatına halel gelmeyecek derecede kabuklarını ütüleyip geçmiştir. Keyfiyeti gazetenizin ayni sayfa ve sütununda bu şekilde tashihini rica ederim.”

Orman müdürlüğünün arzusunu yerine getirmek için mektubunu aynen neşrediyoruz. Y alnız ilâve edelim ki, yanan çam adedi, neşriyatımızı tekzib eden, orman müdürlüğünü de tekzib edecek miktardadır. Eğer orman müdürlüğü lütfen bize bir memur tefrik ederse yanan çamları bir kere de beraber sayabiliriz.


Son Posta, 17 Birinciteşrin (Ekim), Perşembe


Heybeli yangını dedikodusu
“Yanan fundalık değil, koca bir ormandır”
Heybeli halkı “Son Posta” ya gönderdikleri mektubla yapılan tekzibleri tekzib ediyorlar


Dün Heybeli halkından müteaddid imzalarla şu mektubu aldık:

“Geçen Pazar günü Heybeliadanın en güzel bir çam ormanı yandı. Bunu biz Heybeliler içimiz yanarak gördük ve söndürmeğe çalıştık. Pazar münasebetile Heybeliye gezmeğe gelen vatandaşlarımız da bu felâketi ve yanan sahanın büyüklüğünü görerek müteessir olmuşlardır.

Yanan çam mikdarını bazı gazeteler 8 bin ve Son Posta da 10 bin üzerinden tahmin ettiler ve yazdılar. Bittabi yangının akabinde haber vermek mecburiyetinde olan gazeteciler ateşin içine girerek ağaçları sayamazlardı. Buna imkân yoktu. Fakat yangının itfası ve vesaitsizlik hakkında gazetenizin müteakib neşriyatı çok doğrudur. Bilhassa alınması lâzım gelen tedbirler için gösterilen esaslarda hemen bütün Adalılar müttefiktirler.

Lâkin biz bu mektubumuzda asıl yanan ağaçların mikdarı üzerınde değil, sonradan yapılan resmi beyanatlar üzerinde durmak istiyoruz.

Sayın vali ve belediye reisimizin beyanatında:

“Küçük bir fundalık yanmıştır, bu arada on beş çam da yanmıştır, bu çamlar fazla zarar görmemiştir ve tekrar yeşerebilecek vaziyettedir” denilmektedir.

Şüphe yoktur ki sayın valimiz fazla meşguliyetleri arasında yangın sahasına gidememişlerdir, bittabi kendilerine verilen rapora istinaden beyanatta bulunmuşlardır.

Nitekim orman müdürlüğü de bu beyanatı takviye eder mahiyette gazetenize mektub göndermiş bulunuyor. Bu mektuba göre yangın “10-15 dönümlük bir saha dahilinde yer yer müteferrik parçalar üzerinde olmuştur. Ve yanan ağaçların mikdarı 10.000 olmayıp kuru dal ve ibre enkazı gibi örtülerle pek cüz’i mikdarda ufak fundalıklar yanmış ve büyük ağaçların hayatına halel gelmeyecek derecede kafalarını ütüleyip geçmiştir.”

Hâlbuki yangın sahası fundalık değil, 15dönümden çok fazla büyük çam ormanından bir parçadır. Bunların yeniden yetişmesi senelere mütevakkıftır.

Bir noktayı daha tebarüz ettirmek isteriz. Çam yanmasının bir hususiyeti vardır. Ağacın ütülenmesi ile çıra tabir edeceğimiz ağacın kendisi mahvolur, gerçi yapraklar kısmen yeşil kalır, fakat sonra onlar da sararır ve ölür.

Bunu isbat kolaydır, geçen sene yanan sahayı görmek kâfidir.

İçimiz yanarak gidip gördüğümüz yangın sahasının zararını küçültmek istikbal için içimize korku verdiği için bu yazımızla alâkadarların dikkat nazarlarını çekmek istiyoruz.


Son Posta, 22 Birinciteşrin (Ekim), Salı


Poliste
Ada Çamlıklarında Yangın Çıktı


Dün Heybeliada yine bir tehlikesi atlatmıştır. Saat 11 büyük tur yolile Makrijüs tepesi arasındaki çamlıklarda yangın çıkmıştır. İtfaiyenin vaktinde yetişmesi sayesinde 40 -50 metre murabbaı fundalıkla, bunların arasında 20 kadar çam yandıktan sonra ateş bastırılmıştır. Yangının neden çıktığı tahkik edilmektedir.


Tan, 14 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Pazartesi


Heybeliadada 8000 çam yandığı haberi yalan


Dünkü gazeteler Heybeliada da 8000 den fazla çamın yandığını, adanın en güzel bir yerinin bu suretle bomboş kaldığını yazmışlardı.

Vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdar dün bu hususta bir muharririmize demiştir ki:

  • Yangın Pazar günü çıkmıştı. Ben o sırada Yakacıkta bulunuyordum. Yangını haber verdiler. Sonuna kadar takip ettim. Bazı gazetelerin yazdıkları gibi 8000 çam yandığı doğru değildir. On beş kadar çamın yaprakları kavrulmuştur. Bunu bu suretle tavzih edebilirsiniz..


Vakit, 16 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Çarşamba


Şehir Haberleri
Heybelide Fundalıklar Yandı


Geçen pazar günü Heybeliada da Makaryos tepesine gezmiye gidenlerden biri tarafından fundalıklar arasına sönmemiş bir sigara atılmış ve sert rüzgârın tesirile fundalıklar tutuşmuştur. Ateş çamlıklara sirayet etmeden yetişen Ada itfaiyesi halkın da yardımı ile yangını söndürmüşlerdir. Yanan saha fundalık ve tek tük çamlık olan bir yerdir. Bazı refiklerimizin sekiz bin çam yandığına dair verdikleri haber tamamen mübalâğalıdır ve yanan ancak 30 – 40 kadar çam fidanından ibarettir.

Vatan, 15 İlkteşrin (Ekim) 1940, Salı


Heybelide yangın
8,000 çam dün kül oldu


Heybeliadada Büyüktur yoliyle Makribos tepesi arasındaki çamlıkta dün saat 11,20 de bir yangın çıkmış ve 50 dönüm arazi üzerindeki çamları yakmıştır. Yangın saat 13,25 e kadar devam etmiş bir taraftan itfaiyenin fedakârlığı diğer taraftan asker ve ahalinin yardım ve gayretleriyle söndürülmüştür.

Yanan sahadaki büyük çamlıklar nisbeten ateşten az zararla kurtulmuş ve bazı kısımları kararmıştır. Fakat büyük çamlara nazaran daha ziyade kıymetli olan 8.000 küçük çam tamamen yanıp kül olmuştur. Adanın en güzel yerlerinden biri olan bu arazi yangından sonra feci bir çıplaklık arzetmiştir. Mahalli emniyet amirliği yangının nasıl çıktığı hakkında tahkikat yapmaktadır. Ateşin yoldan geçenlerden biri tarafından atılan sigaradan zühur ettiği zannedilmektedir. Buradaki kuru fundalıklar da tamamen kül olmuştur.

Yeni Sabah, 14 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Pazartesi


Adalardan gelen Erenköy vapurundaki müthiş izdiham
Feci bir kazanın önüne geçmek için ciddi ve seri tedbirler almak lâzım


Dün 9,45 de Büyükadadan kalkarak diğer adalara uğrayan Erenköy vapuru köprüye tam saat on bir buçukta yani tarifedekl muayyen saatinden yirmi dakika sonra yanaşabilmiştir.

Vapurda, alabileceği yolcu miktarından lâakal yüzde elli fazla insan vardı. Bunu ayakta kalanların miktarile tayin etmek pek kolaydı, Bu yetişmiyormuş gibi vapurun kaptanı iskelelerden elli altmış parça büyük eşya denkleri yüklemekte hiç bir mahzur görmemiştir. Halkın şikâti, protestoları tabii hiç bir faide vermemiş insanların omuzlarından aşarak, yolcular itilip kalkılarak bu eşya insanlara tahsis edilmiş yerlere yerleştirilmiş, ayakta bile duracak serbes yer bırakılmamıştı.

Dün bu hale şahid olup da esef duymamak mümkün değildi. Geçenlerde de buna dair bir şikâyet fıkrası neşretmiştik; fakat görülüyor ki idare bunu nazarı itibare almamış, hiç olmazsa Ada vapurlarının en çok izdihama maruz kaldıkları pazartesi için buna bir çare düşünmek zahmetine bile katlanmamıştır. Bu işte halkın yalnız istirahati değil, daha mühim olan emniyeti de mevzuu bahistir. Dün herhangi bir sebep yüzünden vapurda âni bir kargaşalık olsaydı, belki de feci bir kaza ile karşılaşmış olacaktık. Umumi hizmetleri ifa eden idarelerimiz behemehal bu fena hallere çare bulmalı halkın evvelâ emniyetini sonra da istirahatini temin edecek kati çareleri bulup tatbik etmelidir. Eski zihniyet ve usullerle artık bu işlerin görülemiyeceğini anlamak lâzımdır.

Akşam, 1 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Salı


Erenköy vapurundaki izdiham
Denizyolları işletme müdürlüğünün bir mektubu


Denizyolları işletme umum müdürü İbrahim Baybora imzasile şu mektubu aldık:

“Muhterem gazetenizin 1/10/940 tarihli nüshasında “Adalardan gelen Erenköy vapurundaki müthiş izdiham” başlığı altında bir yazı intişar etmiştir. Aşağıdaki tavzihin aynı sütunda neşrini rica ederim: Pazartesi günü 9,45 Ada postasını yapan gemi Erenköy vapurudur. Bu vapurun nizami istiap haddi 995 kişidir. Bu gemide mevzuubahis seferde seyahat eden yolcuların adedi tadad edilen bilet adedi ile sabit olduğu vechile 825 kişiden ibarettir. Bu itibarle muhterem gazetenizde intişar eden yazının hakikatle derecei münasebeti kendiliğinden anlaşılabilir.”

Denizyollar idaresi umum müdürü mektubunda vapurun 995 kişi alabileceğini halbuki 825 yolcu bulunduğunu söylüyor. Bu vapurla seyahat eden muharririmiz yolcuları birer birer saymamıştır. Yalnız Heybeliden binenlerin hemen yarısının, Burgaz ve Kınalıdan binenlerin hepsinin ayakta kaldıklarını görmüştür. Merdiven basamakları eşya denkleri üzeri insanla dolu idi. Vapur istiap haddinden fazla yolcu almamışsa bunlar neden ayakta kalmışlardır? Muhakkak olan bir şey varsa o da vapurdaki halkın eziyet içinde seyahat ettiğidir. Bu gibi hallerin önüne geçmek lâzımdır.

Denizyolları umum müdürlüğü yük alınma meselesinden hiç bahsetmiyor. Yazdıklarımızın ne derece haklı olduğu bundan da anlaşılır.

Akşam, 3 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Perşembe


Kınalıadada bir ev yandı


Dün 19,40 da Kınalıadada Narçınar sokağında avukat Artiyadise ait 29 numaralı evde yangın çıkmıştır. Büyükada ve Heybeli itfaiye grupları tahrik edilen bir vapurla Kınalıadaya geçmişler ve yangını etrafa sirayet etmeden söndürmüşlerdir. Ev ahşap olduğundan tamamen yanmıştır. Yangının sebebi öğrenilememiştir. Tahkikat yapılıyor.

Akşam, 23 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Çarşamba


Kınalıda 12 odalı bir köşk yandı


Dün akşam saat sekize doğru Kınalıadada Narçiçeği sokağında Azat Arkiyadisin on odalı büyük köşkünden ateş çıkmıştır.

Bu adada mevcut eski sistem bir halle tulumbası ateşi söndürememiş ve Büyükadadan gönderilen motopomplar sayesinde ateş önlenmiştir. Ateşin bacanın tutuşmasından çıktığı tahkikat neticesinde anlaşılmıştır.

Son Posta, 25 Birinciteşrin (Ekim), Çarşamba


Kınalıda Dün Gece Bir Köşk Yandı


Dün akşam saat 20 de Kınalıadada Vapur İskelesi yanında avukat Artiziyani’ye ait üç katlı büyük ahşap köşkte yangın çıkmış, bina bütün eşyası ile beraber tamamen yanmıştır. Bina yağlı boya olduğu için ateş süratle büyümüş ve Heybeli ve Büyükada itfaiyelerinin gayreti sayesinde diğer binalara sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür.

Tan, 23 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Çarşamba


Kınalıadada dün gece bir ev yandı


Dün gece saat 20 de Kınalıadada Narçınar sokağında avukat Artiyadise ait 25 numaralı üç katlı ahşap evden yangın çıkmış, Büyükada ve Heybeli itfaiyeleri vapurla adaya geçirilmiştir· İtfaiye evin tamamen yanmasına mani olamamıştır. Tahkikat yapılmaktadır.

Vakit, 23 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Çarşamba


Kınalıadada Bir Köşk Yandı


Dün akşam saat 19,40 da Kınalıadada avukat Askiriadisin köşkü birdenbire ateş alarak yanmıya başlamıştır. Maltepe vapurile Büyükada itfaiyesi ve motörle Boğaz itfaiyesi yetişmiş ise de köşkü tamamen yanmak tan kurtaramamışlardır. İnsanca ölü ve yaralı yoktur. Yangının çamaşırhanede yanmakta olan ateşten çıktığı anlaşılmıştır.

Vatan, 23 İlkteşrin (Ekim) 1940, Çarşamba


ALİ ile VELİ
Gezme yerlerinde yüzde kaçız?


Ali — Yazın Adada, Modada dolaştım, Veli.

Veli – İyi ettin.. Ne gördün?

  • Benim gibi dolaşabenlerin ancak yüzde yirmisi Türk; ötekiler, ekalliyet, ecnebi…
  • E?…
  • Halbuki şehrimizde bulunan Türk nüfusile gerisini kıyas et… O zaman bizim yüzde 25 nisbetinde şu memleketin nimetlerinden kâm alabildiğini anlarsın… Kışın da parklara, Taksim bahçesine, barlara buna benzer yerlere git… oraları dolduranların yüzde kaçı Türk?…
  • Bu şehri 1453 de fethetmiştik, Ali… Fakat 1919 günlerinde yüz dükkândan, yüz hususi müesseseden doksanının ekalliyetlere ve ecnebilere aid olduğunu üzerlerinden okurduk… O zamandan bu zamana hayli terakki oldu. Fakat henüz “çoğu gitti, azı kaldı” diyemeyiz. Bilâkis azı gitti çoğu kaldı. O senin anlattığı % 25 rakkamı daha birçok fırın ekmek yememiz lâzım geldiğini gösteriyor.
  • Yani?… Demek istiyorsunki…
  • Maksadım yanlış anlaşılmasın… Memleketimizdeki ekalliyet ve ecnebilerin hayat seviyesi alçalsın demiyorum… Bizim canlılık nisbetimiz artsın. Diyeceğim ancak budur.

Akşam, 20 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Pazar


Balkan oyunları kongresi dün Büyükadada toplandı
Bulgar delegesi bu münasebetle Anadolu ajansına beyanatta bulundu


On ikinci Balkan oyunları kongresi dün Büyükadada Akasya oteli salonlarında toplantılarına devam etmiştir. Bulgar murahhası, Bulgar federasyonunun bir mesajını okumuş ve bundan sonra Bulgaristanın Balkan oyunlarına evvelce olduğu gibi iştirak edeceğini ve Balkan gençliği arasında Bulgar gençliğinin de aynı sporcu duygularla yer alacağını bildirmiştir. Kongre, Bulgaristanın bundan sonra Balkan oyunlarına iştirak etmesi temennisini izhar etmiş ve Bulgar federasyonuna teşekkürlerini bildirmiştir. 1939 da yapılan Balkan oyunları rekorları tasnif edilmiş ve Yugoslav delegesinin, gelecek oyunlara voleybolün de ithali teklifi 1941 senesi için ihtiyari ve sırf tecrübe mahiyetinde olmak üzere kabul edilmiştir.

Bunu müteakib Cumhurreisi İsmet İnönüne ve Başvekil Dr. Refik Saydama kongrenin tazimatını ve Balkan sporlarına karşı yüksek himayelerinin devam ettirilmesi temennisini muhtevi birer telgraf çekilmesine karar verilmiştir.

Bundan sonra 1941 Balkan oyunlarının nerede yapılacağı mevzuu görüşülmüş ve ahvali hazıra münasebetile Romanya bu organizasyonu deruhte etmediği takdirde bu oyunların Yugoslavyada yapılması karar altına alınmıştır.

Akşam, 8 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Salı


Vapur seferleri çoğaltıldı


Cumhuriyet bayramı münasebetile dün munzam olarak köprüden 13,30 da Kadıköy ve bütün Adalara bir vapur tahrik edilmiştir.

Bu akşam da gece 1,30 da, köprüden Kadıköy ve bütün Adalara , 2,30 da Haydarpaşa ve Kadköyüne ilâve postaları tahrik edilecektir. Kadıköyünden köprüye dönüş vapuru, bu gece yarısından sonra 2 de tahrik edilecektir.

Vakit, 29 Birinciteşrin (Ekim) 1940, Salı


ÖLÜM

Tophane mühürdarı müteveffa Bay Rıfat eşi ve müteahhit Salâhaddin Rifat ve Mehmet Hayri Peuçak, Sadrettin Kink ve Bayan Fahriye Kardeşlerin valideleri ve müteahhit Bay Amirin kayınvalideleri Bayan NAZİRE 30/9/940 pazartesi günü eceli mev’udile rahmeti rahmana kavuşmuştur.

Cenazesi bugün Büyükadadan kaldırılarak Beşiktaş Sinanpaşa camiinde öğle namazını müteakip cenaze namazı eda edilerek Yahyaefendi dergâhına defnedilecektir.

Allah rahmet eylesin.

Vatan, 1 İlkteşrin (Ekim) 1940, Salı


BÜYÜKADADA


Madende denize nazır müfrez arsalar. Galatasaray lisesi karşısında 184 No. Emlakiş, Telefon: 49010

Akşam, 1 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Salı


KINALIADADA

Güzel bir yalı mutedil fiatle satılıktır. Galatasaray lisesi karşısında 184 No. Emlâkiş. Telefon: 49010.

Akşam, 1 Teşrinievvel (Ekim) 1940, Salı

 


Yayınlanma Tarihi: 06 Ekim 2025  /  Son Güncellenme: 06 Ekim 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.