Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 244 – Ekim 2025      Muhteşem Afrika’da Gezinti

Muhteşem Afrika’da Gezinti


Adalı Gezginlerin Zimbabve Ve Güney Afrika Cumhuriyeti Turu

13 Şubat 2025 – İstanbul’dan Johannesburg’a

12 Şubat 2025 akşam saat 21:00’de İstanbul Havalimanı’nda 27 kişilik grubumuz ve Burgazadalı rehberimiz Hakan Bey ile buluşuyoruz.

13 Şubat 2025 saat 01:55’te Türk Hava Yolları ile başlayan yaklaşık 10 saatlik bir yolculuğun ardından Johannesburg’a varıyoruz. Bizi bekleyen otobüsümüze binerek, buradan sonra Zimbabve seyahatinde bize eşlik edecek rehberimiz Abraham ile tanışıyoruz. Johannesburg şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz. Şehir turumuz sırasında şehir merkezi, Houghton-Mandela Evi, Melrose Arch, Sandton bölgelerini görüyoruz.

Otelimize yerleşip hemen karşıdaki alışveriş merkezindeki bir restoranda lezzetli bir yemek sonrası şık bir kafede bir şeyler içiyoruz. İlk izlenim: modern mahalleler, kafeler, alışveriş merkezinde yer alan güncel sanat eserleri, Mandela’nın kocaman heykeli… Afrika’nın fakir ve bakir yüzünü henüz görmüş değiliz.

14 Şubat 2025 – Johannesburg – Victoria Şelaleleri Bölgesi

Otelimizdeki kahvaltı sırasında personelin yaptığı Afrika dansları ile ilk kez tanışıp enerjik bir şekilde, yerel havayolları ile kendi adını taşıyan havaalanı olan Victoria Şelaleleri bölgesine hareket ediyoruz.

Victoria Şelaleleri veya yerel ismiyle “Mosi-oa-Tunya” (gürleyen duman), dünyanın en görkemli şelalelerindendir. Zambezi Nehri’nin üzerinde, Zambiya ve Zimbabve sınırları arasında bulunuyor. Şelaleler yaklaşık olarak 1,7 km genişliğinde ve 128 m yüksekliğindedir.

İskoç kaşif, Kraliçe Victoria anısına, Victoria Şelaleleri ismini vermiş. Şelaleler Zambiya ve Zimbabve milli parklarının parçası ve UNESCO Dünya Mirası alanıdır.

Havaalanında bizi bekleyen özel aracımız ile bir tatil köyü havasındaki Éléphant Hills Resort oteline giriş yapıyoruz. Uçsuz bucaksız gibi görünen bahçesi şelalelere bitişik. Dev Baobab ağaçları, çimlerde otlayan impalalar, ağaçların üzerinde sincaplar görüyoruz. Baobab ağacının özüyle yapılan kokteyl ile karşılanıyoruz. Günlerden 14 Şubat, mini bir kutlama sayılır bu giriş. Odalarımız geniş, ferah, karyolalar yerlere kadar uzanan cibinliklerle kaplı. Balkonumuzun dışında yavaş yavaş bizi içine alıp saran değişik bir tabiat var. Kapıyı açmamızla kucağında bebeğiyle gezinen şirin balkon misafirimizle göz göze geliyoruz. Birkaç maymun arkadaşı da katılıyor bu hoş geldin seremonisine. Meraklı gözlerle ve kıpır kıpır bizi süzüyorlar, kurabiye ikram ediyoruz.

Akşam yemeğimizi yerel dans ve müzikler eşliğinde Bomo isimli mekanda yiyoruz. Açık büfe restoranda yaban hayvanlarının etleri, yerel lezzetler var. Akşam, tam bir festival havasında geçiyor; yerel giysiler içinde müzisyenler, dansçılar sahnede şov yapıyorlar. Oturduğumuz yerlere bırakılan Afrika davulları ile hep birlikte müziğin ritmine katılıyoruz, davul çalmalara doyamıyoruz. Çok ritmik, çok neşeli, çok keyifli geçen gecenin ardından otelimize dönüyoruz.

15 Şubat 2025 – Victoria Şelaleleri

Sabah otelimizdeki kahvaltı ardından Victoria Şelaleleri ve Ulusal Parkı turumuz için otelimizden ayrılıyoruz. Önce bir yerli köyünde Afrika dansları ile karşılanıp, tahtadan oyma fil, zürafa, hipopotam, gergedan heykellerinin güzelliğine kapılıp miniklerinden birkaç tane alıyoruz. Victoria Şelaleleri’ni yakından görmek için park içerisinde yürüyüş yapıyoruz. Yemyeşil, ulu ağaçlar, sarmaşıklarla kaplı orman yürüyüşü sırasında çoğu devasa boyutlu, gürül gürül akan, sıçrayan suları ile ıslandığımız yüzlerce şelaleye rastlıyoruz.

Şelaleler üzerinde helikopter uçuşumuz hayranlık, heyecan, adrenalin dolu. Altımızda doğanın mucizeleri derin yarıklardan coşkuyla dökülüyor. Etrafa sıçrayan su zerrecikleri tüy gibi gezinen su bulutlarını oluşturuyor, nefes kesici manzaralar başımızı döndürüyor. Tur bitimi otelimize dönüyoruz.

Zimbabve Nehri üzerinde, muhteşem günbatımını da izleyebileceğimiz Sunset Cruise tekne turu esnasında akşam yemeği yiyoruz. Ben çekine çekine devekuşu eti yiyorum, çok yumuşak ve lezzetli. Antilop ve kundu eti de seçenekler arasında.

Güneş, turuncu, mor, kızıl ışıklarını etrafa yayarak yavaş yavaş batmakta. Lacivertin üzerinde eflatun ışıkların dans ettiği nehirde timsahlar sivri dişli ağızlarını kocaman açarken, iri gövdeli hipopotamlar miskince suya batarken, yavruları ile birlikte iri filler yıkanmakta, turkuaz al benekli minik bir kuş teknenin ön direğinin üzerinde şakımakta. Doğanın baştan çıkarıcı halleriyle sarıp sarmalanmış, öylece bakakalmışız; yabansıl seslerle irkilip heyecanlanmışız. Tekne personelinin neşeli tam tamları, yanık ezgiler, şakrak dansları ile kendimize geliyoruz. İşte muhteşem Afrika…

16 Şubat 2025 – Victoria – Hwange Milli Parkı

Sabah otelimizdeki kahvaltı ardından özel araçlarımızla dünyanın en bakir ve güzel safari parklarından biri olan Hwange Ulusal Parkı’na doğru yol alıyoruz. Yol boyunca sazdan damları ile koni biçiminde bir grup evin oluşturduğu, küçük köylerin yakınından geçiyoruz. Buralarda komün hayatı yaşanıyor. Her çeşit ihtiyacını birlikte karşılıyorlar, avlanıyorlar, hayvan besliyorlar, ateş yakıp yemek pişiriyorlar, küçük arazilerine mısır, şeker pancarı ekip hasat ediyorlar. Çok uzak yollara dahi yürüyerek gidiyorlar. Ağır sepetleri, güğümleri başlarının üstünde taşıyorlar. Rehberimiz Abraham kendi hayat hikayesini anlatıyor. Victoria Şelaleleri’nde turistlere şemsiye satmakla başlayan, başkent Harare’de dil ve rehberlik eğitimi almasıyla değişen hayatını, eşinin güzelliğini, Hindistan’da hukuk eğitimi alan oğlunu gururla anlatırken teninden bir ton koyu parlak siyah gözleri ışıldıyor. Sevimli, akıllı ve cesur Zimbabveli rehberimiz tarihinde uzun yıllar İngiliz sömürgesi olmuş ülkesinin yoksulluğunda, direncin ve başarmanın sembolü olarak karşımızda duruyor. Aniden neşeli kahkahalarıyla bize nakaratlarını öğrettiği bir yerli şarkısı tutturuyor: “Şuuu, şu, şuuuu şu.” Hep birlikte söylüyoruz…

Yol boyu köyler, çoğu yalınayak yürüyen köylüler, Afrika’nın vahşi tabiatı, otobüs yolculuğumuza eşlik ederken kalplerimiz buralara iyice ısınıyor.

17 Şubat 2025 – Hwange Milli Parkı

Hwange Safari Lodge, safariye gideceğimiz milli parka bitişik. Park, 100’den fazla memeli ve 400 kuş türüne ev sahipliği yapmakta; bunlar arasında 19 büyük otçul ve sekiz büyük etobur bulunmakta. Zimbabve’nin özel olarak korunan tüm hayvanları Hwange’de bulunmaktadır.

Büyük otçullar, kuru mevsimde yoğun su pompalanan alanlarda yoğunlaşır. Diğer önemli yırtıcılar arasında, Hwange’deki savanlarda ve su birikintileri çevresinde, korunan alanlarda benekli sırtlan, çita, Afrika leoparı, aslan bulunuyor.

Odalarımızın pencerelerinden geceleri ilerideki suyun başında toplanan antilopları, zürafaları, impalaları görüyor, seslerini duyuyoruz. Gece yemekten sonra ay ışığında yaban hayvanları seyredip, seslerini dinliyor, vahşi bir romantizm yaşıyoruz. Yataklar yerlere kadar uzanan cibinliklerle kaplı. Yerlerde gezinen dev hamamböcekler, duvarlardaki dev kertenkeleler odamıza giremiyor ama bir arkadaşımız açık bıraktığı banyo penceresinden içeri sızan bir maymunun muzunu nasıl çaldığını anlatıyor.

Sabah kahvaltımızın ardından, kendi doğal yaşamları içerisinde yaban hayvanları görmek için jiplere biniyoruz. Önce zıp zıp zıplayan bambilere, impalalara rastlıyoruz. Çakallar yanımızdan geçiyor. Zürafalar uzun boyunları ile hemen fark ediliyorlar. Oldukça iriler. Daima zebralar ile birlikte geziyorlar. Rehberimiz eşliğinde gerek savandan, gerek ormanın sık ağaçlarının arasından ilerliyoruz. “Beş büyükler” diye adlandırılan aslan, leopar, fil, gergedan ve bufalo; ayrıca zebra, zürafa, antilop gibi 54 farklı memeli türü buralarda dolaşıyor. Bir kısmını kendi doğal alanlarında beslenirken görme şansımız olacak. Safarimiz sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Sabah safarimiz, zürafalar, zebralar, maymunlar, çakallar, yaban kuşlar, iri maymun sürüleri ile sonlanıyor.

Akşamüstü yeni bir safariye çıkıyoruz. Savanda ilerlemek, su aygırlarının, timsahların yaşadığı su kenarlarında antilopların, zebraların su içmelerini seyretmek, geyik sürülerine, zürafalara rastlamak sıradanlaşıyor sanki. Heyecanla yırtıcılara rastlamayı bekliyoruz. Rehber şoförümüz kısa bir yeme içme molası vermişken telsizden gelen bir uyarı ile irkiliyor. Evet, ormanın derinliklerinde aslan grubuna rastlandı. Derhal toparlanıp jiplere biniyor, hoplaya zıplaya ilerliyoruz. Bir yerde duruyoruz. Rehber şoförümüz işaret ediyor, sessizce bekliyoruz, yeşilliklerin içinde benekli bir baş uzanıyor, kalkıp geriniyor, azametle önümden geçerek ileride kayboluyor. Benimle arasında 1-1,5 metre vardı. İyi ki yolunu değiştirip üstüme atlamadı. Sessizce şakalaşırken yürekler pırpır. Leoparımız çok gerçek, çok yakın ve çok güzeldi. Yine sus pus biraz daha ilerliyoruz, tam karşımızda 8 tane dişi aslan kedi gibi kıvrılmış, kuyrukları yeri dövüyor, bazen ayaklanıyorlar, biraz dolaşıp tekrar uzanıyorlar, birbirleriyle oynaşıyorlar. İri gövdelerine rağmen sevimli görünüyorlar. Fotoğraflar çekiyoruz. Bizi fark ediyorlar ama sanırım karınları tok, bizi yemeğe niyetleri yok, başlarını çevirip keyiflerine bakıyorlar.

Dönüş yolunda bolca aslan ve leopar sohbeti yapıyoruz. Ne yazık ki dev filleri çok yakından göremedik. Akşam olmuş. Karanlıkta, lambaların altında, yerlilerin tezgahlarından tahtadan oyulmuş fil, zürafa, geyik vs. heykeller alıyoruz. Gece yine yaban hayvanlara çok yakın geçiyor.

18 Şubat 2025 – Hwange Milli Parkı – Victoria Falls

Sabah kahvaltımızın ardından Victoria Falls Havalimanı’na transfer oluyor, Abraham ile vedalaştıktan sonra Cape Town’a uçuyoruz.

Devamı var…


Yayınlanma Tarihi: 06 Ekim 2025  /  Son Güncellenme: 07 Ekim 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.