Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 240 – Haziran 2025      Düşünme Günleri: FelsefeLogos Adalar’da Felsefe Söyleşileri

Düşünme Günleri: FelsefeLogos Adalar’da Felsefe Söyleşileri


Felsefelogos Dergisi bünyesinde hazırladığımız Felsefelogos Adalar’da Felsefe Söyleşileri etkinliğinin 2025 yılı programı 24 Mayıs Cumartesi  günü Prof. Dr. Zeynep Sayın’ın “Çizginin Politik Tarihi” başlıklı konuşması ile başladı.

2017 yılı Mayıs ayında başladığımız söyleşilerin üzerinden sekiz yıl geçmiş. Bütün programların askıya alındığı pandemi sürecinde biz de çalışmalarımıza ara vermek zorunda kalmıştık. Yine de başlangıçtan bu yana önemli bir sürekliliğin sağlandığını düşünüyoruz. Bu bakımdan hem konuşmacılarımıza hem de toplantılarımıza katılan, soruları ve fikirleri ile katkıda bulunan dinleyicilerimize teşekkür borçluyuz.

Bugüne kadar söyleşilerimize konusunda uzman birçok değerli felsefecimiz konuk oldu. Akademi bünyesinde araştırmalarını sürdüren hocalarımız, felsefenin çeşitli alanlarında yaptıkları araştırmalarını dinleyicilere sundular. Bu sunumlarda ortaya konan sorunlar, izleyicilerden gelen farklı düşünceler ve katkılarla birlikte tartışıldı. Bu esnada felsefi düşünme hep güncelden, olgulardan hareketle gelişti, derinleşti ve çoğaldı. Bu ivmenin başlangıçtan beri artarak sürmesi bizim açımızdan sevindirici ve dikkat çekici.

Kendi programımızda gördüğümüz bu ilgi yoğunlaşmasının giderek çeşitli platformlarda ortaya konan felsefi düşünme temelli çalışmalarda da kendini gösterdiğini memnuniyetle izliyoruz. Düzenlenen birçok seminer, çok geçmeden YouTube kanallarında yayınlanıyor. Sadece YouTube üzerinde gerçekleştirilen süreli, süresiz birçok felsefe programı var. Öte yandan dijital ağda ya da basılı olarak, yeni dergilerin yayın hayatına başladığını ve sürdürülebilir olduklarını memnuniyetle görüyoruz. Aynı ilgiyi edebiyat, sanat, gibi kültürün diğer alanlarında da görmek mümkün. Bodrum, Şirince gibi yerlerde yaz aylarında birkaç gün süren felsefe günleri düzenleniyor.

Burada felsefeye, eleştirel düşünmeye, sorgulamaya ve tartışmaya dayanan bir doğruluk arayışının yükseldiğini gözlemleyebiliyoruz. Söz konusu yönelimin sadece entelektüel bir meraktan kaynaklanmadığını, ülkenin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve demokratik atmosferin bunda etkili olduğunu ifade eden birçok görüş var. Bu atmosferi belirleyen koşulların, insanların düşünmeyi seçip seçmemesinde, dünyayı ve olup bitenleri doğru anlama ve anlamlandırma çabalarının artmasında önemli payı olduğunu kabul etmek gerekiyor.

“Düşünceyi seçmek ya da seçmemek” ifadesi bana ait değil. Türkiye’nin önde gelen siyaset bilimcilerinden Prof Dr. Fatmagül Berktay’a ait. Aynı zamanda önemli bir feminist kuramcı ve Hannah Arendt yorumcusu olan Berktay, Düşünme Etiği adlı yapıtında Arendt’e de referans vererek bu konuyu tartışıyor. Ona göre yirmi birinci yüzyıla adım atılırken, bir önceki asrın taşıdığı “karanlık zamanların” geride kaldığına dair umutlar yüksekti ama öyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Yoksulluk, ırkçılık, cinsiyetçilik, eşitsizlik, otoriterleşme, iklim krizi nedeniyle karanlık zamanlar geçmediği gibi ışığa duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.[1]

Bu süreçte doğru soruları sormanın, gündeliğin yüzeyselliğinin altına inmenin ve alışkanlıkların kolaylığına kapılmayan bir düşünümselliğin “karanlık zamanlarla” yüzleşmede  büyük önemi olduğunu belirten Berktay,  Arendt’e gönderme yaparak  karanlık zamanları aydınlatacak ışığın kaynağının  düşünmek olduğunu söylüyor. Düşünmek ise “aklın kendiliğinden gerçekleştirdiği otomatik bir edim değil, seçilen ve üzerinde uğraşılan bir eylemdir.”[2] Düşünmenin kişisel vicdanı ve sorumluluk almayı harekete geçiren bir eylem olduğunu belirten Berktay, böyle davranmayı seçebileceğimiz gibi seçmeyebileceğimizi de belirtir. Yine Arendt’in de belirttiği gibi eleştirel olan, zihinsel yargı yetisini kullanan düşünme ediminin yoksunluğu, yani kişiler tarafından seçilmemesi, kötülüğün sıradanlaşmasına da yol açar.

Aynı yazıda düşünmenin söze dökülmeyen bir tefekkür ediminden farkı üzerinde durulmakta; nesnel bir yargılama yetisine yani eleştirel düşünceye sahip olabilmenin başkalarının bakış açılarını dikkate almaya bağlı olduğu söyleniyor.  Bizler başkalarının da baktığı ve görüşlerini ifade ettiği bir dünyada, onları dikkate alarak yargı oluşturuyoruz. Başka bir söyleyişle kamusal alanda, çoğulluk durumu içinde gerçekleştirilen bir eylemdir düşünme. Bireylerin birbirine görünebilecekleri ve söz ve eylem içinde karşılaşabilecekleri alanlara ihtiyaç duyar. Berktay’ın deyişiyle “yaşanabilir bir dünyayı mümkün kılacak şey kaygıların ve tedirginliklerin paylaşılabileceği, perspektiflerin genişletilebileceği ve yargı yetisinin kullanılabileceği uzamların varlığıdır.”

Yazımızın başında söz ettiğimiz gibi son yıllarda ülkemizde yaşanan entelektüel canlılığı, söyleşilerimize birçok kez konuk ettiğimiz Fatmagül hocamızın sözleri ışığında değerlendirmek mümkün. Bu bağlamda toplantılarımızda paylaşılan, geliştirilen ve sorgulanan düşüncelerin dünyanın ve ülkemizin karanlık zamanlarına düşen birer ışık olmasını diliyoruz. Yaşanabilir bir dünya ve ülke için kamusal bir düşünme alanı oluşturma çabalarına katkıda bulunan tüm düşünce insanlarına teşekkür borçluyuz. Salonlarını açarak, bize bu kamusal eylemi gerçekleştirme olanağı tanıyan Adalar Müzesi yönetimine de…

Son olarak bu yıl gerçekleştirmeyi planladığımız söyleşi programımızı vererek bitirelim.

 24 Mayıs: Zeynep Sayın, “Çizginin Politik Tarihi”

28 Haziran: Hamdi Bravo, Işıl Bravo, “Felsefenin Gözünden Yapay Zeka”
Hamdi Bravo: “Özgür İrade ve Sorumluluk Yapay Zeka İçin Mümkün mü?”
Işıl Bayar Bravo: “Yapay Zeka: Etik Özne mi? İşlevsel Araç mı?”

5 Temmuz: Felsefelogos fenomenoloji sayısı tanıtımı

12 Temmuz: Maya Mandalinci, “Tablo: Duvara Asılı Hakikat”

26 Temmuz: Ezgi Diler Tarhan, “Sanat Yapıtında Eşzamanlılığın Mekanı”

9 Ağustos: Taşkın Erol, “Psikanalizin Aktarım (Transferans) Konusuna Felsefi Bir  Bakış”

23 Ağustos: Ertan Aslan, “Bir Müzik Felsefesi Problem Olarak Heavy Metal”

6 Eylül: Kaan Özkan, “Fenomenolojinin Doğallaştırılması Tartışması”

19-20-21 Eylül: Adalet Sempozyumu: (Program detayı sonra bildirilecek)


[1] Fatmagül Berktay, Düşünme Etiği, Metis Yay. İstanbul 2021, s.33.

[2] Age, s.36.


Yayınlanma Tarihi: 10 Haziran 2025  /  Son Güncellenme: 11 Haziran 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.