Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 240 – Haziran 2025      Bir Mezar Taşında İki Harf ve Bir Miras

Bir Mezar Taşında İki Harf ve Bir Miras


Fotoğraf : Erkan Karaduman

Büyükada’nın Tepeköy sırtlarında, çamların serin gölgesi altında yer alan Müslüman Mezarlığı, sadece sessizliğiyle değil, taşıdığı tarihî mirasla da dikkat çeker. Bu mezarlığın önemli köşelerinden birinde, zarif lahit formunda yükselen bir mezar taşı göze çarpıyor. Osmanlı’nın kültür, sanat ve diplomasi çevrelerinde seçkin bir yere sahip olan Şakir Paşa ve eşi Sare İsmet Hanım’a ait bu anıt mezar, görkemli mimarisine rağmen on beş yıldır fark edilmeyen bir yanlışı taşımaktadır: Soyadı ve isimdeki iki ciddi yazım hatası.

Bir Lahidin Altında Sessizce Büyüyen Hata

2010 yılında yaptırıldığı belirtilen mermer kaide, Antik Yunan ve Roma lahitlerini andıran yapısıyla adeta İskender Lahdi’ni çağrıştırır. Ancak bu zarif yapı, ön yüzünde yer alan kitabesiyle tarihî bir yanlışı da beraberinde getiriyor:

Şakir Paşa’nın soyadı olan “Kabaağaçlı”, hatalı şekilde “Karaağaçlı” olarak yazılmış. Eşi “Sare İsmet Hanım” ise “Sare İsme” şeklinde anılmış. Bu, yalnızca bir yazım hatası değil, bir kültürel hafıza zedelenmesi, ailevi mirasa düşen bir gölgedir.

Doğruyu Saklayan Eski Mezar Taşı

Yeni yapılan mermer lahidin hemen yanında, otların arasında gözden ırak kalmış eski mezar taşı hâlâ yerinde duruyor. O taş, sessiz ama kararlı bir biçimde hakikati koruyor. Üzerinde net ve doğru bir şekilde şunlar yazılı:

“Âlâ Refîk Kabaağaçlı – Ö. 1914”

“Eşi Sare İsmet – D. 1875 / Ö. 11.09.1938”

Bu taş, hem tarihî doğruyu hem de estetik sadeliği taşıyor. Bu nedenle, yanı başındaki hatalı yapıdan daha gerçek, daha saygıdeğer duruyor.

Bir Soyadı, Bir Coğrafya, Bir Aidiyet

“Kabaağaçlı” soyadı, Şakir Paşa ailesinin kökenlerine dayanır. Aile, Afyonkarahisar’a bağlı Kabaağaç bölgesinde bir çiftlik sahibidir. 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu’yla birlikte, bu toprak bağı soyada yansımıştır. Dolayısıyla, yapılan yanlış salt harf değişikliği değil, coğrafi ve kültürel aidiyetin de silinmesi anlamına gelir.

Şakir Paşa ve Kültürel Miras

Şakir Paşa, yalnızca bir asker ya da bürokrat değil, fotoğrafçılıkla ilgilenmiş, kitaplar yazmış, evlatlarını batılı mürebbiyelerle yetiştirmiş bir kültür insanıydı. II. Abdülhamid döneminde ağabeyi Cevat Paşa’ya yapılan muameleyi affetmeyip saraya mesafe koymuş, Büyükada’daki konağında yaşamını sürdürerek üretmeye devam etmişti.

Oğlu Cevat Şakir Kabaağaçlı – tanınan adıyla Halikarnas Balıkçısı – edebiyatımızın en özgün kalemlerinden biri olmuş, kızları Fahrünnisa Zeid, Aliye Berger ve torunu Füreya Koral sanat dünyasında iz bırakmıştır.

Böyle bir ailenin mezar taşında yapılan böylesi basit ama etkili hatalar, yalnızca estetik bir kusur değil, tarihî saygının zedelenişidir.

Bir Çağrı: Sessiz Taşa Saygı

Bu yazı, o mezar taşında yer alan iki yanlış harfin, bir milimlik müdahaleyle düzelebileceğini, ancak bu küçük oynamanın, kültürel hafızamızda büyük bir onarım anlamına geleceğini vurgulamak için kaleme alındı. Bu yazı, adı geçen mezar taşındaki hatanın giderilmesi için bir çağrı niteliği taşıyor. Doğru bilgiye duyulan sadakat, geçmişe gösterilen en temel vefa biçimidir.

Bu, yalnızca bir taşın üzerindeki isim meselesi değil, bir kuşağın hatırasına, bir milletin değerlerine duyulan saygının meselesidir.


Copyright © Adil Bali
İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Fotoğraf : Erkan Karaduman


Yayınlanma Tarihi: 10 Haziran 2025  /  Son Güncellenme: 11 Haziran 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.