Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 204 – Haziran 2022      Adalarda Felsefe Söyleşileri Başlarken

Adalarda Felsefe Söyleşileri Başlarken


2017 yılından bu yana düzenlenmekte olan Felsefelogos Adalar’da Felsefe Söyleşileri adlı etkinlik iki yıl zorunlu aradan sonra Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Türker Armaner‘in “Marx ve Kierkegaard Arasında” başlıklı konuşması ile 14 Mayıs 2022 de Adalar Müzesi toplantı salonunda yeniden başladı. 

 

İlk toplantısı 20 Mayıs 2017 de Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’nde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Cengiz Çakmak’ın “Herakleitos’dan Wittgenstein’a Felsefe ve Muamma” başlıklı konuşması ile gerçekleşen etkinlik her yıl Mayıs ve Ekim ayları arasında on beş günde bir yapılarak devam etti. Ancak 2020 Mart ayında yeni dönem hazırlıkları başlamışken, dünyayı saran pandemi nedeniyle çalışmalara zorunlu olarak iki yıl ara verildi. 

Söyleşiler Felsefe ve Toplumsal Araştırmalar Derneği (Fesatoder) çatısı altında ve Felsefelogos dergisi çevresinde düzenlenmektedir. Etkinlik ilk kez Fesatoder Başkanı ve o dönem Adalar Kent Konseyi Başkanı olan Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Sinan Özbek tarafından tasarlanmış ve Dr. Seval Bulutoğlu iş birliği ile gerçekleştirilmiştir. 

Üç yıl boyunca bu toplantılarda kendi alanında uzman birçok felsefeci çalışmalarını felsefe severlere sundular; toplumsal yaşantımızı ilgilendiren birçok konu felsefi temelde tartışıldı, konuşuldu. Toplantılar kısa sürede gerek Adalı, gerekse Ada dışından gelen akademisyen, öğrenci ve felsefe severler tarafından ilgiyle izlenen bir etkinlik haline geldi. Nitekim pandemi süresince Ada’da en çok aranan ve sorulan etkinliklerden biri de felsefe söyleşileri idi.  

ADALAR VE FELSEFE İLİŞKİSİ 

Kuşkusuz Adalar’ın felsefe ile ilgisini üzerinde yaşayan felsefe severler ve düzenlenen etkinliklerden ibaret görmemek lazım. Bir mekân olarak Ada fikri aynı zamanda felsefe bakımından da oldukça verimli bir düşünce imgesidir. Homeros’un destanlarından tutun da çağdaş filozofların söylemlerine kadar hemen her dönem metinlerinde bu imgeye rastlamak mümkündür. Kendi yazınımızdan bir örnek vermek gerekirse Bilge Karasu’nun Uzun Sürmüş Bir Gecenin Sabahında adlı öyküsü, inancı hakkında şüpheye düşmüş bir keşişin ıssız bir adaya çekilerek zihnini berraklaştırmasının hikayesini anlatır. 

Adalar terim olarak jeolojik yapı itibariyle deniz tarafından çerçevelenmiş, sınırlanmış, kuşatılmış kara parçaları olarak tanımlanırlar. Oysa felsefi metinlerde özellikle de çağdaş felsefede adaların denizle ilişkisi ayıran değil, tersine buluşturan, karşılaşmalara olanak sağlayan, başka ve yeni olana açık bir olanaklılık durumu olarak görülür.  Örneğin Gilles Deleuze metinlerinde ada imgesini kapatılmış bir uzam olarak değil “açık bütün” olarak kavramsallaştırmıştır. Buna göre, içindeki ilişkiler sınırlama değil dışsallık ilişkileri olan ve bu yüzden de toprak, ağaç, hayvan, insan gibi ögelerinin birlikte varoluşundan doğan, bunların yanı sıra başka açık bütünlerin bir ögesine dönüşebilme olanağına da sahip bir yer-yurttur.

Adalar’da gerçekleştirdiğimiz felsefe toplantılarını da aynı çerçevede, buluşturan, yeni açılımların olanaklarını taşıyan ve başka düşünce adalarına açılan tartışma ortamları olarak görmek gerekir sanırız. Özellikle iktidar krizleri zamanlarında en çok ihtiyaç duyulan şeydir çoklu bakış açıları taşıyan anlamlandırıcı, temellendirici, eleştirel düşünce.  

BU DÖNEM NELER VAR?

Bu yıl söyleşiler programı yine birçok değerli felsefeciyi bir araya getiriyor. Başta belirttiğimiz ilk toplantının ardından 28 Mayıs tarihindeki ikinci toplantıda Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Yusuf Örnek “Etik bir Sorun Olarak Doğal Çevrenin Bozulması ve İklim Değişmesi” başlıklı oldukça güncel bir sorunu ele alan konuşmasını gerçekleştirdi. 11 Haziran’da İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Sanem Yazıcıoğlu, “Görünmezliğin Politikası: Estetik ve Politik Bir Öneri” başlıklı çalışmasını sunacak. Kısaca belirtmek gerekirse çalışma, günümüz politikalarında araçsal kullanımıyla öne çıkan “doğruluk sonrası” (post-truth) söyleminin, olguları şeffaflık iddiası altında etkin bir biçimde kullandığını ve kişileri “hiç kimse”lere dönüştürdüğünü belirtmekte, bu bakımdan “görünmezliğin politikası” olarak adlandırılabilecek bir politik kategori önerisi olarak sunulmaktadır.

25 Haziran’da Doç. Muharrem Açıkgöz, “Kant’da Dünya ve Okul Kavramı Olarak Felsefe” başlıklı konuşmasını yapacak.  2 Temmuz’da  ülkemizde Foucault uzmanı olarak tanınan ve Foucault’ya ait birçok metini Türkçe’ye çeviren Bilgi Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi Doç. Ferda Keskin’den “Foucault ve İnsan Bilimleri” başlıklı konuşmayı dinleyeceğiz. Prof. Sinan Özbek 23 Temmuz Cumartesi günü “Dayanışma Ahlakı” ile ilgili çalışmasını sunacak. 6 Ağustos’ta Felsefe dışındaki bir disiplinden, tarih alanından bir konuşmacıyı konuk edeceğiz. Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Ferdan Ergut “Zamana Bağımlı Bir Bilgi Olarak Tarih” konulu çalışmasını anlatacak. 20 Ağustos’ta Doç. Fehmi Ünsalan’dan “Marx ve Doğa” başlıklı konuşmayı, 03 Eylül’de Prof Kurtul Gülenç’den ise “Eleştirel Teori’de Yöntem Tartışmaları” başlıklı konuşmayı dinleyeceğiz. 17 Eylül’de Kocaeli Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Sema Ülper” Bir Hakikat Söylemi Olarak Masal” başlıklı çalışmasını aktaracak. Bu çalışmada ise hakikate ilişkin söz söylemenin bir yolu olarak görülen masallar, felsefe için bir yanı ile ahlaki ve teolojik, bir yanı ile de politik kurgusal bir yapı olarak incelenmekte. Bu yılki programın son konuşmacısı Dr. Seval Bulutoğlu 1 Ekim tarihinde, Cumhuriyet sonrası İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü kurucularından ve aynı zamanda bir Adalı olan Prof. Macit Gökberk’in tekniğe bakışını günümüz gerçekliği ve teknoloji felsefesi ile birlikte değerlendiren konuşmasını yapacak. Konu başlığı “Adalı Felsefecimiz Macit Gökberk ve Teknik Sorunu”.

Bundan önceki dönemde çeşitli zorunluluklar nedeniyle Ada’nın çeşitli mekanlarında gerçekleştirilen toplantılar, bu dönem Adalar Müzesi’nin ev sahipliğinde ve müzenin yeniden düzenlenen toplantı salonunda gerçekleştiriliyor. Konuşmacı ve dinleyiciler için rahat bir ortam sağlayan Müze, bahçesindeki Kafe ile de keyifli ve lezzetli sohbetler sunuyor.


Yayınlanma Tarihi: 02 Haziran 2022  /  Son Güncellenme: 03 Haziran 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.