Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 239 – Mayıs 2025      Afet Sonrası Yaşamı Yeniden Kurmak

Afet Sonrası Yaşamı Yeniden Kurmak


“Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım” kılavuzunun yazarları Bediz Yılmaz ve Evren Yıldırım, 26 Nisan 2025 Cumartesi günü Heybeliada-MAG’ın konuğu oldular. Söyleşi ve Güneş Fırını yapımı atölyesini içeren etkinlik, Ümit Tepesi ile Kırçiçeği Sokağı’nın birleşiminde, Heybeliada-MAG konteynerinin önünde gerçekleşti.

Bu etkinlik mahalle afet gönüllülerinden Umut Azak arkadaşımızın önerisiyle gündeme geldiğinde henüz 23 Nisan’da 6,2’lik Silivri merkezli deprem yaşanmamıştı. Öneri, Heybeliada MAG ekibinde heyecanla karşılanmıştı. MAG ekibinin iki aktif elemanı, Önder Baykul ve Zeynel Çelik arkadaşların da önayak olması ve konteynerin ve önündeki yola paralel taraça alanın hazırlanması ile duyuruya çıkıldı. Heybeliada Mahalle Meclisi ve MAG gruplarında duyurusu yapıldı. Güneş fırını yapım atölyesi için gerekli malzemeler, “pizza kutusu, streç film, alüminyum folyo, siyah kağıt, makas, meyve ve çikolata”ydı. Afet sonrası yaşam parkı fikri az çok bir yerlere oturuyordu ama hem güneş fırını hem de yapımı için gerekli malzemeler zihnimde birbiriyle buluşan bir yere oturamamıştı doğrusu. Çikolata ve meyve ikilisinin yüzde insiyaki oluşturduğu bir gülümseme ve zihinde heyecan vaat eden bir boşluk. O gün de Afet Sonrası Yaşam Parkları’nı konuşmaya başlamadan önce öğlen güneşinden yararlanmak için öncelikle işe girişerek, Bediz Yılmaz’ın deyişiyle “kılavuzdaki en lezzetli atölyelerden biri olan güneş fırını”nın yapımına başlandı. Yol göstericimiz, Evren Yıldırım(@iyiekim) rehberliğinde işe koyulduk. Adada pizza kutusu bulmakta zorlananlarımız ayakkabı, pasta kutusu vb. karton kutular getirmişti. Daha sonra içine konan çikolataların güneş ısısına erişim açısı ve dolayısıyla erime hızını görünce “pizza kutusu” olmasa bile sığ ve yayvan bir kutunun gerekliliğini birebir deneyimlemiş olduk. İşin basit mantığı, kutunun kapaklı olması, kapağa güneş ışığını yansıtacak bir yüzeyin (alüminyum folyo gibi) sarılması, kutu içine güneş ışığını tutup bırakmayacak bir siyah yüzey serilmesi ve en son bu düzeneğin içine eritilecek, ısıtılacak (ve hatta güneş ışığı ve ısı yeterliyse pişirilebilecek) yiyecek malzemesinin yerleştirilmesi, kapağı belli açıda tutacak bir dal parçasıyla güneş altına yerleştirilmesi. Çok basit, elde var olanla yapılabilecek hayati bir düzenek. Bediz’le Evren’in hazırladığı kılavuzda güneş fırını yapımının yanı sıra su filtreleme, roket soba kurma, kompost yapma gibi diğer beceriler de yer alıyor.

Deprem üreten bir coğrafyada, deprem anı ve sonrasına dair defalarca bu gerçek ile yüz yüze gelsek de tanık olsak da unutmaya meyilli bir toplumuz. Yaşamı sekteye uğratan afet anını ve hızla çoğalarak yüzümüze çarpan yaşamsal ve toplumsal sonuçlarını MAG organizasyonu içinde olabildiğince ve elverdiğince olmaya gayret gösteren mahalleliler olarak takip ediyorduk, ediyoruz. Ama yine de sanırım bu gerçek defaten her yaşandığında tüm aciliyeti ve ehemmiyetiyle hatırlanıyor. O gün Heybeli Ümit Sokak’la Kırçiçeği Sokak birleşimindeki MAG konteynerinde bu hatırlayışın sıcaklığıyla bu çok sade ve yeni bilgiye tutunduk.

En yakını ikinci yılında hâlâ barınma, beslenme, eğitim, sağlık hizmetlerinin oturtulamadığı, yaşam alanlarının eşit ve hakça yeniden inşasının sağlanamadığı Antakya depremi örneği. Heybeli-MAG’dan da iki yıl önce bölgeye hemen intikal eden arama-kurtarma gönüllüsü ve ARÇ (Afette Rehber Çevirmenler) gönüllüsü arkadaşlarımız vardı. Onlardan o ilk 72 saate dair haberleri ilk ağızdan dinlemiştik. O “altın saat”lerin nasıl yaşamsal bir önem arz ettiğini MAG eğitimlerinde de öğrenmiştik. Bu ilk 72 saat arama-kurtarma faaliyetinin en yoğun olduğu, yaşamla bağın inceldiği yerde kurulmaya çalışıldığı bir zaman aralığı… Ve sonrası. Yaşamın, en temel gereksinimlerin karşılanması anlamında yeniden inşa edildiği o ilk günler, haftalar, hatta aylar…

İşte sevgili Bediz Yılmaz (@bediz_ylmz) ve Evren Yıldırım’ın (@iyiekim) 26 Nisan’da Heybeliada-MAG konteynerinin önünde bize deneyimin bilgisinden süzerek aktardıkları “Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım” kılavuzundan parçalar, o günlere, haftalara ve aylara odaklanıyor, en temel hayatta kalma bilgisi ve becerilerinin kolektif bir bilinçle, doğayla, toprakla, suyla, güneşle, yağmurla, elde var olan malzemeyle, alet ve edevatla nasıl bir alternatif yaşam inşasına varabileceğinin ipuçlarını sunuyor.

Afet sonrası yaşam parkları bunu mümkün kılan bir araç. Afet öncesi, afet anı ve sonrasını kapsayan bir yaklaşım, doğayı, toprağı, canlıları ve kolektif üretim ve tüketimi ve atığın ekolojik dönüşümünü öncelikleyen bir yaklaşım mümkün. Bediz ve Evren, BAYETAV bünyesinde hazırladıkları “Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım” raporundan örneklerle “afetler sonrasında toplumsal dayanışma ve yaşamın yeniden inşası için kent parklarının nasıl ekolojik ve afet odaklı bir şekilde dönüştürülebileceğini” anlattılar. “Ekolojik altyapı ve hayatta kalma becerileri”’nden bahsettiler. “Yağmur suyu hasadı, su arıtma sistemleri ve kamusal çeşmelerle temiz suya erişim sağlanması, güneş enerjisi sistemleri ve pasif enerji tasarımı ile parkların enerji ihtiyacının karşılanması, yenilebilir otlar/yabani otların tanınması, sebze yatakları ve tohum kütüphanelerinin kurulması, kuru/kompost tuvaletlerle atık yönetimi”nin önemi üzerine konuştular (Raporun tam metni için, bkz.: https://www.bayetav.org/tr/work-detail/162). Bu tür parkların ilk günlerin barınma, beslenme alanları olmasının yanı sıra çocuklar için oyun alanı olması, dolayısıyla afet etkisinin sağaltımı açısından önemi; yetişkinler için de fiziksel ve psikolojik dayanışmanın mekânları olması da cabası… Bu noktada bu kolektif mecraların oluşumu için afet öncesinden çalışmaya başlanmasının, mekânın afete ve sonrasına efektif hazırlanmasının önemi konuşuldu.

Katılanların da adadan ve mahalleden örnekler ve deneyimler aktardığı umutvâr bir söyleşi oldu. Heybeliada-MAG konteyneri üzerine konan ve enerji kaynaklarının kısıtlı ya da hiç olmadığı durumlarda jeneratör çalıştırabilecek bir güneş enerjisi panelinin varlığından haberdar olduk mesela (bunun için emek veren arkadaşlarımız Önder ve Zeynel sayesinde). Ada(lar)da mahalle bazında mahalle meclisleri ve Adalar Belediyesi ve faal olan STK ve kurumlar aracılığıyla toplanma alanları ve yaşam parklarının oluşturulması konusunda girişimlerin ivedi önemini konuştuk.

Haziran’da düzenlenecek ikinci bir atölye ile bu yaşamsal konu üzerine düşünmeye ve girişimlerde bulunmaya devam edilmesi yönünde iyi dileklerle atölye son buldu. Bu esnada el yapımı güneş fırınlarımızda eriyen çikolataya muz ve portakal bandırarak yedik. Malzeme listesi, neyin ne için kullanıldığı meselesi artık zihinde net.

Teşekkürler Heybeliada-MAG ve Bediz Yılmaz ve Evren Yıldırım. Bunca yıkım ve rant hikâyesi arasında bambaşka ve mümkün bir yaşam tasavvuru ve temellükü sunduğunuz için.


Yayınlanma Tarihi: 08 Mayıs 2025  /  Son Güncellenme: 08 Mayıs 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.