Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 214 – Nisan 2023      Emekli Maaşı Meselesi

Emekli Maaşı Meselesi


Son zamanlarda pek sık duyduğumuz şeylerden biri: “Emekli maaşını bankamıza getir şu kadar para kazan.” Bankalar birbiriyle yarışır oldu müşteri çekmek için. Kazançlar azaldıkça, arttırıp da bankaya koyacak para kalmıyor zahir. Canım devletimin yaptığı zamlara yetişmek zorlaştıkça, geleceği düşünecek halimiz kalmıyor, ister istemez günübirlik yaşamaya şartlanıyoruz. Paramızın değeri bile yerlerde baksanıza. Dünyanın en yoksul ülkelerinin konumlandığı Afrika’nın kimi ilkel halkları bile bizden zengin. Geçenlerde internette böyle bir para kıyaslaması vardı, gözlerime inanamadım. Oh ne güzel, en ucuz tatil beldesi olduk, ipini koparan burada. Neyse, uzatmayacağım, konum bu değil. Zaten adalılar bu duruma benden daha sık tanık oluyorlardır herhalde.

Pek doğal olarak ben de emekli maaşımı, yıllardır küçük bir hesap bulundurduğum evimin yakınındaki bankalardan birine taşıdım. İsim vermiyorum şimdilik, hepten ayıp olmasın ama ipin ucu kaçarsa bakın ne destanlar yazacağım. Malum, kalem kılıçtan keskindir. Yıllardır emekli maaşımı alır almaz sırf evime çok yakın diye, olmayacak bir saatte ani bir ihtiyacım olabilir diye, getirip o bankaya yatırırdım. Yıllardır dediğim, neredeyse kırk yıldır. Çünkü eşim de zaten aynı nedenden o bankanın ilk müşterilerindendi. Bir-iki faturam için de otomatik ödeme yaptım, idare ediyordum işte. Ama vaatler böyle ayyuka çıkınca… Eh ben çok mu zenginim, üç-beş ekstra fena mı olur? Gittim, gerekli işlemleri yaptım, vaadedilen miktarın yattığı mesajı da geldi. Oh iyi, aferin bana. Üstelik daha sonra gelen iki maaşımı da çekmedim, nasılsa alışverişte kart kullanıyorum, bir süre rahat ederim değil mi? İhtiyacım oldukça, gider bankamatikten fırt diye çekerim, burnumun dibinde nasılsa.

Ama yooo… O kadar kolay değilmiş meğer. Geçenlerde bir deneme yaptım. Aa… hesapta hiç para yok görünüyor. Diyeceksiniz ki kart kullanıyorsan paran bitmiş olabilir. Ama ben bir kişiyim, öööyle tüm paramı bitirecek kadar büyük alışverişlerim olmaz ki. Mecburen daldım içeri, etrafa bakındım, tanıdığım bir kız vardı, o yok. Sordum, “Tayin oldu” dediler. Yerinde başka bir kız var ki geçiciymiş, yardıma gelmiş. Yanında da genç bir adam var maskeli, yani yüzünü görüp tanımak mümkün değil, başka da muhatap yok. Numara aldım, birbuçuk saat bekledim, nihayet derdimi anlattım. Anlamadı, yanındakine sordu… Meğer o toplananlar ayrı, var olan hesabın ayrı bir hesap oluyormuş ve de benim orada param kalmamışmış. Yani kredi kartı ayrı, bankamatik kartı ayrıymış. “Bunu en baştan söylesenize yahu” diye bağırmaz mısın? Ben bunu bilmek zorunda mıyım? Sakın “Nasıl bilmezsin?” demeyin, her banka böyle değil, eminim ve de gerçekten bilmek zorunda değilim, onlar bana söylemek zorunda.

Neyse, sonunda beni anladılar ve iki kartı birbirine bağladılar, artık nasıl olduysa… Derken efendim, birkaç gün sonra iki otomatik ödememin yapılmadığı mesajı geldi. Ki biri de telefon, her an kesilebilir. Haydiii… yine gittim. Başka bir kız var. Ki o da geçiciymiş. O da olan biteni anlamadı, yanındakine sordu. Daha geçen gün tek hesap yapacaklarını söylememişler miydi?” Eh öyleymiş ama bu bir ay öncesinin borcuymuş. Eee? Ne yapacağım? Gidip en yakın postahanede ödeyeceğim, sonra düzelecek. Onu da yaptık söylene söylene.

Biraz daha zaman geçti, bir gün yine kartımı soktum malum alete, pıt geri çıktı. Ay bıktııım! Yine girdim, soruşturdum, yine başka bir kız vardı. Hiçbir fikri olmadığından benimle öbür çocuk ilgilendi. Ki artık maskesi yoktu ve aslında sempatik bir genç olduğunu görebildim. Adı Uğur. Nazikti, temiz yüzlüydü, iyi niyetliydi, rahatladım. Bak adını yazıyorum çünkü müteşekkirim ve de müşteri olarak beklediğim bu. Ama beni daha zora sokarsanız bankanızı rezil edeceğim. Bu bankanın genel taktiği buymuş, başkalarından öğrendim. Müşteriyle doğrudan ilişki, tanışıklık falan olsun istemiyorlarmış. Nedense, artık korkuları neyse… O yüzden de sık sık eleman değiştirirlermiş, ayrıca kurumsal bir hesap olmayınca müşteri temsilcisi kavramı da yokmuş. Ne sevimsizlik.

Oysa insan özellikle bu para pul işlerinde, doğru kararlar verebilmek için, samimiyete inanmak, karşısındakine güven duymak ister, öyle değil mi? Benimki bir tutam ama kurumsal olmadan da milyonlarla iş yapanlar var, hele ülkemizin orantısız para dağılımı ve geçim ölçüsü düşünülürse… Öyle ya, kimi üç göz odalı evini geçindirecek, kimi saray yavrusunu, kimi de sarayını… Kestim. Bu konulara girersem çıkamam.

Neyse, meğer kartımın süresi bitmişmiş, iyi mi? Yahu daha geçen gün elden ele dolaştı, hiçbiriniz bakmadınız mı? Sonuç? Çağrı merkezini arayacakmışım. Yok kardeşim, aramayacağım ve de bankanızla kırk yıllık ilişkimi keseceğim. Biraz yaygara yaptım tabii. Sonunda ya cazgırlığımdan tırstılar, ya biraz zoraki sempati geliştirdik çünkü az buçuk sohbete girdik, sevgili Uğur, beceriksizlikten gelen çaresizliğimi anladı ve işi halletti. Yeni kartım geldi ama yeni şifre meselesi var, henüz kullanıma açamadım, demek yine gideceğim. Sonuç meçhul.

Yani seni cebren dijital ortama girmeye zorluyorlar. Ya telefonsuzluktan hatta televizyonsuzluktan ta buralara gelmiş bir nesilsen? Ve bu yeniliklere akıl erdiremeyecek yaştaysan? Eh, artık ölüver sen de…


Yayınlanma Tarihi: 05 Nisan 2023  /  Son Güncellenme: 06 Nisan 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.