Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 218 – Ağustos 2023      Hina: “Yüzlerce Yıllık Bir Çınarın Gölgesindeki Huzur”

Hina: “Yüzlerce Yıllık Bir Çınarın Gölgesindeki Huzur”


Kınalıada vapurunda indiğinizde sola dönüp iki yüz metre kadar ilerleyin, sağdaki Çınarlı Köşk sokağına girip bir yüz metre daha devam edin, Kınalıada Kilisesi’nin tam karşısında yüzlerce yıllık bir çınarın gölgesinde kurulmuş Hina’ya varacaksınız. Merkeze çok yakın olmasına rağmen bunaltıcı ada kalabalığından uzak, devasa dalların korunağında yaz sıcağından saklanmış adeta bir vaha burası.

“Hina, Ermenice kına demek. Buraya isim ararken çok düşündük ama en sonunda hem adaya vurgu yapan hem de bizim kültürümüze ait Hina’ da karar kıldık” diyor Melkon Jamgoçyan.

Ailecek elli yıldan beri Kınalı Ada’da geçirirlermiş yazları, Hina’nın bugün olduğu yer de eskiden hamammış. Büyükbabasının evinin hemen karşısında olduğu için aşina olduğu bir mekanmış. Kiralık tabelasını görünce hemen kilise yönetiminden anahtarı alıp içini gezmeye karar vermiş. İçeri girince birden kanı ısınmış, enerjisini çok sevmiş, hemen yanı başındaki devasa çınar ağacı da aklını çelmiş ve ne zamandır aklında olan projeyi burada hayata geçireceğine inanmış.

 

“Ben gezmeyi çok severim, özellikle de Yunan adalarına gittiğimde gördüğüm tasarım dükkanlarından çok etkilenirdim. Bizim adada böyle ruhu olan yerler yoktu. Bir de şöyle dostlarla buluşup, hafif, sakin bir müzik eşliğinde bir şeyler içip sohbet edecek bir yerin özlemini duyardım. Hina’yı yaratma fikri de böyle doğdu” diye anlatıyor Melkon Bey.  Asıl mesleği peyzaj mimarlığı ama sonradan tasarımcı olmuş. Takıdan kıyafete, ev tekstiline birçok dalda tasarım yapmaya devam ediyor.  Ancak “mekancılık” babadan kalma, Melkon Jamgoçyan, bir zamanların en ünlü balık restoranlarından “Façyo Balık”ın sahibi Tatyos Jamgoçyan’ın oğlu.

Kardeşiyle bilfiil çalışmış restoranda, kasada da durmuşlar, mutfağa da girmişler. İşi çekirdekten öğrenmesine rağmen sonradan mesleğini yapmak istemiş. Babası da “lokantacı adam işinin başında durur, öyle gündüz başka gece başka iş yapmaz” deyince tamamen kendi alanına dönmüş.  Dönmüş ama içindeki yaratıcılıkla, babadan kalma işletmecilik yıllar sonra birleşmiş ve ortaya Hina çıkmış.

Daha çok yeni, Haziran başında açılmış mekan ama şimdiden en çok talep gören yerlerden biri olmuş. Burası sadece cafe olarak hizmet vermiyor, girişinde yirmiden fazla sanatçının ürününün satıldığı bir de butik bulunuyor. “Tanıdığım bir çok Ermeni tasarımcı, Bozcaada’dan bildiğim seramikçiler, İstanbul’dan, adadan sanatçılar var. Hepsinin ürünlerini burada sergileyip, satıyoruz. Hem onlar için bir gelir kaynağı hem de hediye almak isteyenlere farklı ve özel bir seçenek sağlıyoruz” diyor Melkon Bey. Butikteki kıyafetlerin tasarımı da kendisine ait.

Hina’nın terasına çıktığınızda gördüğünüz saksı çiçeklerinin hepsinin üstünde isimleri asılı. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: “Dikkat ettiyseniz adanın balkonlarında sardunyadan başka bitki görmek neredeyse mümkün değil. Bahçelerde de ortanca başka bitki ekmiyorlar. İstedim ki insanlar buraya geldiğinde bu bitkileri görsünler, isimlerini öğrensinler, arzu ederlerse de satın alsınlar”

Mekan sabah saat ondan gece on ikiye kadar açık. Menüsünde ise anne usulü tartlar, kişler, pudingler, kurabiyeler var. Özellikle taze meyveli pudingi ve orman meyveli cheesecake’i çok başarılı. Ayrıca büyük dilim mayalı ekmekten yapılan üç çeşit de tost bulunuyor: Sucuklu, fesleğenli ve rozbifli. İçecekler ise yine özenle seçilmiş; Bozcaada ve Küçükkuyu’dan gelen organik üzüm, koruk ve karadut suyu listenin başında geliyor. Bunun yanı sıra her türlü kahve seçeneği de mevcut. Terasta ise on kişiye kadar rezervasyon ile “ev usulü serpme kahvaltı” veriliyor.

Hina’da seramik, mozaik, porselen, heykel ve punch atölyeleri, gelişim seminerleri, yoga dersleri, sergiler de olacak. Hedef yazın yanı sora aylarında da açık kalmak ve adalılara farklı alanlarda faaliyet seçenekler sunabilmek.

Bu kadar özen ve emeğin şimdiye kadar karşılığı da çok güzel olmuş. “Adalıların ilgisinden çok memnunum. Sabahları mutlulukla açıyorum” diyor Melkon Jamgoçyan.

Hina, misafirlerini de mutlu eden bir yer. Gölgesini esirgemeden sunan yüzlerce yıllık çınar ağacı da gelenlere sonsuz bir huzur vadediyor.


Yayınlanma Tarihi: 06 Ağustos 2023  /  Son Güncellenme: 07 Ağustos 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.