Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 218 – Ağustos 2023      “Canlı Bir Etnografik Müze – Burgazadası” Kitabının Genişletilmiş İkinci Baskısı Çıktı

“Canlı Bir Etnografik Müze – Burgazadası” Kitabının Genişletilmiş İkinci Baskısı Çıktı


Kitabı ve ikinci baskıya eklenen yeni bölümleri Robert Schild ile konuştuk.

Adalı Dergisi: Bu kadar spesifik bir kitap için iki yılda iki baskı… Bundan memnunsunuz sanırım?

Robert Schild: Tabii ki! Üstelik, Mayıs 2021’de bin adet olarak yayımlanmış ilk baskının 2022 yılının ortalarında neredeyse tükenmiş olduğunu düşünürsek…

A/D: Kitabın basındaki yankıları nasıldı?

RS: 2021’in yaz aylarında Hürriyet KitapSanat ekiyle haftalık Oksijen Gazetesi’nde çok olumlu eleştiriler çıktı. Ayrıca Agos Gazetesi ve Açık Radyo’nun haftalık Dünya Mirası Adalar programında ayrıntılı birer söyleşim de yayımlandı.

A/D: Peki, sizi bu kitabı yazmaya iten neydi?

RS: Çok sorulan bir sorudur bu; kısaca şöyle yanıtlatabilirim: Otuz beş yıllık Burgazadalıyım (ki bazı eski Adalı dostlarıma göre halen oldukça “yeni” sayılabilirim!) ve bu güzel toprak parçasında yazlıkçı olarak oturmaya başladığım yıl, neredeyse baş döndürücü bir etnik/dini çeşitlilik ile karşılaştım!

A/D: Sözünüzü kesiyorum ama nasıl bir çeşitliliktir bu?

RS: Tüm bu grupları burada saymaya kalkışsam, bana ayırdığınız yerin çoğunu tüketmiş olurum! Sadece birkaç örnek vermek gerekirse, Burgazadası’nda Keldani aileler yaşar, (Gregoryen/Ortodoksların yanı sıra) Katolik Ermeniler var, Makedonlar var, “Boğaziçi Almanları” ile Avusturya’dan gelmiş Lazarist rahibeler var vs. vs. İbadet yerleri olarak üç Rum Ortodoks ve bir Avusturya Katolik kilisesi var adamızda, Yahudiler’in bir sinagogu var, Adalar’ın tek Cemevi de buradadır – ve tabii ki ezan sesini her yerde duyduğumuz bir camimiz var… Üstelik, bunların en ilginç yanı – tüm bu etnisiteler ve daha niceleri, topu topu 1.5 kilometrekare olan küçük bir toprak parçasında yaz aylarını huzur ve uyum içinde geçiriyorlar!

A/D: O halde, size yazmaya iten bu çeşitlilik mi oldu?

RS: Kesinlikle! Bu konudaki ilk makalem, 1998 yılında Tarih Vakfı’nın çıkarmış olduğu İstanbul Dergisi’nde yayımlandı, ardından birçok gazete ve dergide benzer yazılarım çıktı; ayrıca 2005 yılında birkaç arkadaş ile birlikte, aynı konuya değinen ve NTV’de de gösterilen Yakın Ada, Uzak Ada – Burgazada belgeselini çektik. Bu tür filmlere bugün “docudrama” deniyor galiba – bir saat kadar süren bizimki de, 1964’de Burgaz’ı ailesiyle terk edip Yunanistan’a yerleşen “GogoEmilios Eden’in 2005 yılında Ada‘ya dönüp eski arkadaşlarıyla yeniden bir araya gelmesini işliyordu. İlgi duyanlar, bu filmi Google search’de adını yazarak izleyebilir…

A/D: Dönelim kitabınıza… İkinci baskısı, bazı yenilikler getiriyor galiba…

RS: Evet, doğrudur, kapağında zaten “genişletilmiş” ibaresi yer alıyor, ayrıca tümden elden geçirdik ve arkasına bir isim dizini de ekledik.

A/D: Peki, kitabınızı ve ikinci baskıdaki yenilikleri kısaca anlatır mısınız?

RS: Memnuniyetle. İlk bölümde, özellikle bu coğrafyaya yabancı olanlar için İstanbul Adaları’ndan başlayarak  Burgazadası’nı tüm yönleriyle tanıtıyor ve ardından buranın bana göre canlı bir etnografik müze oluşuna parmak basıyorum. İkinci bölümde ise, az önce değindiğim yirmiye yakın ayrı etnisite ve farklı dinler mensubu doksan sekiz Adalı ile yaptığımız söyleşiler yer alıyor. İkinci baskıda aralarına Burgaz’a Selanik’ten bir asır kadar önce  göç etmiş olan ailelerin torunları olan dört dostumu kattım, keza Polonya ve Çerkes kökenli iki komşumuzu, ayrıca bizimle bütünleşmiş iki yabancı “Burgazian” arkadaşı; gene çok eski iki Adalı ile sohbet ettik ve de ilginç bir Burgaz koleksiyoneri ile; bundan öte Aya Nikola mevkiine de uzandım, benim birazcık “retirée” bulduğum Ada’nın o şirin köşesine…

A/D: …ve tüm bu kişiler, kitabın ilk baskısında aktardığınız o “Burgaz’a karşı duydukları ilk bakıştaki aşkı” mı dile getiriyor?

RS: Kesinlikle, ancak bu aşka bir hüzün de katılıyor son yıllarda.  Ada’daki mimarinin bozulması, özellikle hafta sonları kalabalıklaşması, bu küçük beldenin eski “yerlilerine” gittikçe yabancılaştığını dile getiriyorlar! Karşı kıyılardan buraya özellikle hafta sonları akın ederek meyhaneleri birer gürültü odağına çevirenlerin yanı sıra, Burgaz’daki eski uyumu sağlayabilmekten yoksun birçok kişinin buraya yerleşmeleri, kimi eski Burgazlılar’ın yaz aylarını artık güney sahillerimizde geçirmelerine neden oluyor, ne yazık ki…

A/D. Ancak siz, yine de Burgazadası’nı anlatmayı inatla sürdürüyorsunuz. Neden acaba…?

RS: Bırakalım, bu sorunuz okurlarımızı biraz düşündürsün!

A/D: Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkürler…

RS: Asıl ben teşekkür ederim!



Yayınlanma Tarihi: 06 Ağustos 2023  /  Son Güncellenme: 07 Ağustos 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.