Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 238 – Nisan 2025      İstanbul’da Yaya Kültürünün Son Kalesi Adalar’ı Korumak Mümkün mü ?

İstanbul’da Yaya Kültürünün Son Kalesi Adalar’ı Korumak Mümkün mü ?

Burgazada Mahalle Meclisi katılımcısı


İstanbul’un Marmara Denizi’ne inci gibi serpilmiş Adalar’ı, yalnızca doğasının güzelliğiyle değil, yaya odaklı özgün dokusuyla da yıllardır kent kültürünün nadide bir parçası olageldi. Ancak bu eşsiz kimlik, yıllardır süregelen ulaşım politikaları, hukuki mücadeleler ve kentsel dönüşüm tartışmalarının gölgesinde belirsizlikle sınanıyor. İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin 5 Şubat 2025 tarihinde aldığı karar, Adalar’ın geleceğini doğrudan etkileyecek yeni bir dönemin kapısını araladı.

Mahkeme, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” tarafından onaylanan “Marmara Denizi ve Adalar Özel Çevre Koruma Bölgesi İmar Planları”nı iptal ederken, gerekçelerini ekolojik, hukuki ve kentsel sürdürülebilirlik açısından titizlikle sıraladı: orman alanlarıyla bitişik parsellerde yangın yönetmeliğine uygun tedbirlerin alınmamış olması, kıyı alanlarının plan kapsamına dahil edilmemesi, turizm alanları ile atık su arıtma tesisleri konusunda gerekli planlama kriterlerinin belirlenmemiş olması gibi hususlar, bu iptal kararının temel gerekçelerini oluşturdu. Şüphesiz ki, bu karar Adalar’ın eşsiz doğal ve kültürel mirasını koruma adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.

İptal edilen planlarda, Adalar’ın ulaşım dokusunu şekillendiren temel unsurlardan biri olarak “yaya öncelikli yol” kararı yer alıyordu. Eski planların yürürlükten kalkmış olması, yaya öncelikli yol kararının yeni planlama süreçlerinde yeniden ele alınmasına engel teşkil etmiyor. Bu bağlamda, yaya öncelikli yol düzenlemelerinin gelecekte nasıl konumlandırılacağı, kentsel sürdürülebilirlik, erişilebilirlik ve Adalar’ın yaya odaklı özgün kimliğine olası etkileri açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bütün yollar için yaya öncelikli yol kararı, Adalar’ın ruhunu ve karakterini kökten değiştirebilecek kadar kritik bir farkı içinde barındırıyor. Yaya yolu ve yaya öncelikli yol kavramları arasındaki fark, yalnızca terminolojik değil, aynı zamanda mekânsal ve sosyolojik bir dönüşüm anlamına geliyor.

Adalar’ın Yaya Kimliği ve UKOME Kararlarının Çıkmazı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME), 6 Şubat 2020 tarihinde aldığı “Adalar’daki tüm yolların yaya yolu olarak ilan edilmesi” kararı, 23 Temmuz 2020’de yine UKOME tarafından kaldırıldı. Gerekçesi, tüm yolların yaya yolu ilan edilmesi halinde toplu ulaşım araçlarının hizmet veremeyecek olmasıydı. Buna karşın, yolların yaya öncelikli olarak tanımlanması, yayalar ve toplu ulaşım araçlarının ortak kullanımına imkân tanıyacak bir çerçeve sunmaktadır. Ancak bu yaklaşımın Adalar’ın yıllardır koruduğu yaya yolu kimliğini aşındırma riski taşıdığı aşikâr.

Üstelik Adalar gibi doğal ve kültürel sit alanı ilan edilmiş bir bölgede, UKOME’nin yerleşimin ruhunu kökten değiştirecek bir karar alma yetkisine sahip olup olmadığı da son derece tartışmalıdır. Avrupa’nın yaya odaklı en eski yerleşimlerinden biri olan Adalar, bu kimliğiyle benzersiz bir kültürel ve kentsel mirasa sahipken, her yerini yaya dostu bir alan olarak değil, araçların baskısı altında bir trafik düzeni içinde şekillendirmek, yalnızca bir ulaşım planlama meselesi değil, doğrudan kentsel kimliği değiştirme hamlesidir.

Avrupa’da Yaya Kimliğini Korumaya Yönelik Uygulamalar

Günümüzde Avrupa’nın birçok kenti, motorlu taşıtları kent merkezlerinden dışlayarak yaya hareketliliğini teşvik eden politikaları benimsemekte. Örneğin;

  • Kopenhag’da Strøget Caddesi yalnızca yayalara tahsis edilmiş canlı bir kamusal alan sunarken,
  • Venedik ulaşımını tamamen su yolları üzerinden sağlayarak kent merkezinde motorlu taşıt trafiğine yer bırakmamaktadır.
  • Amsterdam, 1970’lerden itibaren Dam Meydanı gibi geniş alanları yayalara açarak kentsel yaşam kalitesini artırmış,
  • Ljubljana, şehir merkezini motorlu taşıtlara tamamen kapatarak yürünebilir alanlarını genişletmiştir.

Bu örnekler, yaya yollarının yalnızca ulaşım politikalarının bir unsuru olmadığını, aynı zamanda kamusal alanların güçlendirilmesi, sürdürülebilir şehircilik modellerinin desteklenmesi ve çevresel duyarlılığın artırılması için kritik bir araç olduğunu gözler önüne seriyor.

Adalar’da Yaya Öncelikli Yol Kararının Olası Sonuçları

Yaya öncelikli yol kararı, bir trafik tabelasıyla somutlaştırılmış, yayalar ve araçların aynı mekânı paylaşmasını öngören bir düzenlemeyi temsil etmektedir. Geleneksel trafik kuralları, yayalar ve motorlu taşıtlar arasında zamansal ve mekânsal ayrımlar yaratmayı amaçlarken, yaya öncelikli yol tabelası iki grubun aynı alanı paylaşmasını varsayar.

Tabeladaki önde oyun oynayan bir çocuk figürü ve arkada yaklaşan bir araç silueti, sürücülere buranın yalnızca bir ulaşım güzergâhı değil, yayaların öncelikli olduğu bir alan olduğunu hatırlatır. Ancak, bu varsayımın pratikte ne kadar işleyeceği büyük bir soru işaretidir.

Yaya öncelikli yol tabelası, yayalar ve araçların aynı alanı paylaşmasını öngörerek, sürücülerle yayalar arasında çatışma çıkmayacağını öngörüyor. Oysa Trafik, sosyolojik ve psikolojik açıdan yerleşik davranış kalıplarının etkili olduğu geniş kapsamlı bir olgu. Özellikle Türkiye’de, araç sürücülerinin yaya haklarına yönelik bilinç düzeyinin düşük olduğu ve yaya yollarında dahi araç kullanımına yönelik ihlallerin yaygın olduğu gözlemlenmektedir. Bu yüzden Adalar gibi motorlu taşıt trafiğinin geleneksel olarak sınırlı olduğu bölgelerde, yayalara ayrılmış alanların statüsünün zayıflama tehlikesi bulunuyor. Çünkü Adalar, kimliğini büyük ölçüde yaya odaklı ulaşım kültüründen alır.

Adalar’ın kimliği yalnızca sessizlik, doğal güzellikler veya motorlu taşıtlara kapalı olmasıyla sınırlı değildir. Burası aynı zamanda sokak hayvanlarına duyarlılığıyla da karakterize edilmiştir. Adalar’daki sokak kedileri, gönüllüler tarafından on yıllardır beslenmekte, sahiplendirilmekte ve korunmaktadır. Bu nedenle, Adalar’ın ulaşım planlaması yalnızca insan odaklı değil, tüm canlıların habitatına duyarlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Adalar İçin Sürdürülebilir Ulaşım Stratejileri

Adalar’ın ulaşım politikalarının yeniden değerlendirilmesi, bölgenin tarihî, kültürel ve ekolojik yapısının korunması açısından kritik bir gereklilik taşımaktadır. Bu doğrultuda sürdürülebilir bir ulaşım modeli oluşturulabilmesi için aşağıdaki stratejilerin uygulanması önerilmektedir:

1. Yavaş Şehir (Cittaslow) Kimliği ile Uyumlu Ulaşım Modeli

  • Motorlu taşıt kullanımının sınırlandırılması, Adalar’ın doğasına ve tarihî yapısına uygun bir ulaşım düzeni oluşturmalıdır.
  • Hız limitleri 15 km/s’yi aşmamalı, bu sınırın aşılmasını önleyici denetimler artırılmalıdır.
  • Adalar’ın özgün mimari dokusuna ve ölçeğine uygun, gürültü ve çevre kirliliği yaratmayan ulaşım araçları geliştirilmelidir.
  •  Elektrikli araçların sessiz olması insanlar için olumlu olsa da hayvanlar için risk teşkil etmektedir. Hem insanları rahatsız etmeyen hem de hayvanları uyaran eski geleneksel fayton çıngıraklarına benzer çözümler aranabilir.
  • Yerel dinamikleri göz önünde bulunduran, bölge halkının ihtiyaçlarını gözeten kapsayıcı bir planlama süreci yürütülmelidir.

2. Yaya Odaklı Ulaşım Politikalarının Güçlendirilmesi

  • Adalar’ın yeniden “yaya yolu” statüsüne bir dönüşüm sağlayacaktır.
  • Ancak, tüm yolların yalnızca yayalara tahsis edilmesi, elektrikli toplu taşıma araçlarının hizmet verememesine neden olabileceğinden, bu durumun yaratacağı pratik zorluklar göz önünde bulundurulmalıdır.
  • “Yaya öncelikli yol” kavramının yaygınlaştırılması, Adalar’ın özgün yaya odaklı kimliğini aşındırma riski taşımaktadır. Bu nedenle, motorlu araç kullanımının kontrolsüz şekilde artmasını engelleyecek düzenlemeler getirilmelidir.

3. Yaya ve Toplu Ulaşım Dengesinin Korunması

  • Geçmişte fayton güzergâhı olarak kullanılan yolların “yaya öncelikli yol” olarak belirlenmesi, diğer yolların ise tamamen “yaya yolu” statüsüne alınması, yaya güvenliği açısından bütüncül bir çözüm sunabilir.
  • Motorlu ve elektrikli araçların yaya hareketliliğini olumsuz etkilememesi için:
    • Hız sınırlandırmaları getirilmelidir.
    • Araç kullanımına yönelik zaman kısıtlamaları uygulanmalıdır.
    • Yaya güvenliğini artırmak için fiziksel bariyerler kullanılmalıdır.

4. Yaya Alanlarının ve Kaldırım Düzenlemelerinin İyileştirilmesi

  • Mevcut yaya yollarında kullanım zorlukları yaratan ve çevresel olumsuzluklara sebep olan işlevsiz kaldırım uygulamaları yeniden düzenlenmelidir.
  • Yol seviyesine indirilen kaldırımlarla yürüyüş alanları genişletilmeli ve trafik akışıyla uyumlu hale getirilmelidir.
  • Kentsel estetik ve tarihî dokuyla uyumlu ulaşım çözümleri geliştirilmelidir.

5. Yerel Paydaşların ve Uzmanların Katılımıyla Planlama Sürecinin Güçlendirilmesi

  • Yerel halkın, sivil toplum kuruluşlarının, şehir plancılarının ve ulaşım uzmanlarının sürece doğrudan katılımı sağlanmalıdır.
  • Adalar’ın özgün kimliğiyle uyumlu ulaşım çözümleri geliştirilerek bölgenin tarihî ve kültürel mirasına zarar vermeden sürdürülebilir bir model oluşturulmalıdır.
  • Adalar’ın ulaşım politikalarındaki dönüşüm, yalnızca bölgenin geleceği için değil, Türkiye genelinde sürdürülebilir kentleşme politikalarına örnek teşkil edecek bir model olarak değerlendirilmelidir.

Yayınlanma Tarihi: 09 Nisan 2025  /  Son Güncellenme: 09 Nisan 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.