Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 226 - Nisan 2024      İmparatorluk Büyükadası’nın Son Büyük Oteli: Splendid

İmparatorluk Büyükadası’nın Son Büyük Oteli: Splendid


1910’lu yıllarda bir yaz düğününde, babasının refakatinde Splendid Oteli’nin merdivenlerinden inen bir gelin ve arkasında nedimeler. Merdivenin iki yanında, bir zamanlar Giacomo Oteli’ni süsleyen Demeter ve Persephone heykelleri yer almaktadır. Moris Danon Koleksiyonu

Splendid Palace, Osmanlı İmparatorluğu’nun modern anlamda ilk sayfiyesi kabul edilebilecek Büyükada’nın son büyük otelidir. 19. yüzyılın ortalarına kadar Büyükada’nın kimliğini belirleyen manastırlar ise, uluslararası bir sayfiye mekânı olarak ortaya çıkışında rol oynayan önemli etkenler, Kırım Savaşı’nda yerleşen askeri birliklerle yabancı unsurlara ilk kez geniş ölçekte tanıklık edilmesi, “Rum” karakterinin çözülme sürecini başlatacak buharlı vapurların tesisi ve şifa arayışıyla uzun süreli konaklamaların teşvik edilmesidir. Splendid Otel’in Büyükada tarihiyle iç içe geçen hikayesi, Büyükada-Moris Danon Koleksiyonu (Büke Uras, Yapı Kredi Yayınları, Ekim 2023) başlıklı kitapta yer alan bilgiler derlenerek hazırlanmıştır.

19.yüzyıl ortalarında konaklamaya yönelik ilk modern ticari işletmelerin açılmasından önce, Adalar’da manastırlarda konaklanırdı. Büyükada’da manastırların gezginlere sunduğu odalar, Osmanlı coğrafyasının han, kervansaray gibi geleneksel konaklama imkânlarından çok, Batı geleneğinin hospice olarak adlandırılan, rahiplerin hacılar ve seyyahları ağırladıkları misafirhanelerin tarihsel gelişimiyle örtüşürler. 1850’li yıllarda dahi manastırlar ücret karşılığında hizmet vermeye devam ederler.

Pars Tuğlacı, İstanbul’daki ilk sayfiye otelinin Kınalıada’da 1852 tarihinde açılan Şirket-i Misafirhane olduğunu yazar.[1] Oysa 1850 yılında Büyükada’ya gelen İngiliz yazar Albert Smith, ismini vermese de, bir otelde kaldığını açıkça ifade eder.[2] Yarlar üzerine sıralanmış Giacomo Oteli (l’Hôtel Giacomo), Sümer Palas (l’Hôtel des Étrangers) ve Akasya Oteli’nin (l’Hôtel Calypso) bulunduğu Yukarı Macar ismiyle bilinen bölge, imparatorluktaki en önemli otel yoğunlaşmalarından biridir. Çıkmalar, teraslar ve zengin plastisiteye sahip kütleleriyle büyük hacimli otel bloklarının Ada’nın konut dokusu üzerindeki etkisi çarpıcıdır. Oteller, Büyükada’nın merkezi Hora’nın geleneksel etnik ve dini cemaat ayrışmasının etkisini azaltırken, yüksek gelirlilere yönelik yaşam alanları gibi yeni mekânsal hiyerarşiler ortaya koyarlar.

“Macar Gezintisi” (ya da 1920’li yıllara kadar kullanılacak Fransızca karşılığıyla Grande Rue Madjar), Saat Meydanı’ndan yani Aşağı Macar’dan, günümüzde Anadolu Kulübü’nün ana girişine karşılık gelen Yukarı Macar’a kadar devam eden, sahildeki falezlere paralel uzanan yoldur. İsmini, geçmişi 17. yüzyıla uzanan ve erken Cumhuriyet döneminde ortadan kaldırılacak Aya Yani Mezarlık Kilisesi’nin varlığıyla, “mezar” kelimesinin zaman içinde “Macar” şeklinde telaffuz edilmeye başlanmış olmasıyla almıştır. Fiziki oluşumu ve gezinti güzergâhı olarak yaygın kullanımı Sultan II. Mahmud dönemine tarihlenmelidir. Osmanlı kamusal alanının, üzerinde ziyaretçilere yönelik yerleşik küçük işletmelerin yer aldığı çizgisel bir mesire alanı olarak ilk örneklerindendir. Büyükada Macar Gezintisi, çağdaşı olduğu Batı toplumunun kamusal alanda cinsiyet kesişmelerine imkân tanıyan sosyal karakterine yakın bir çerçeve sunar ve bu anlamda payitahtın sosyal tarihinde önemli, öncü bir kentsel deneyim olarak hatırlanmalıdır.

Yukarı Macar üzerinde yer alacak şekilde, imparatorluk döneminde inşa edilen son otel Splendid Palace’dır. 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Plevne Savunması’nda gösterdiği kahramanlıkla tanınan Müşir Sakızlı Kazım Paşa’nın (Alpan, 1839-1936) siparişiyle, Kaludi Laskaris Kalfa tarafından tasarlanmıştır. Büyükada’daki isimdaşının inşasından birkaç yıl önce büyütülerek yenilenen, Kazım Paşa’nın Cannes’ı ziyaretinde görüp beğendiği Splendid Oteli’nin cephesi önemli bir referanstır. 1911 yılında tamamlanan görkemli yapının, camekân ile örtülü, çok katlı ve ahşap sütunlarla sınırlı orta avlusu ise, en erken örneği Baden-Baden kaplıca şehrinde, 19. yüzyılın ilk yıllarında tasarlanan Badischer Hof Hotel içerisinde boy göstererek yaygınlık kazanan atriumlu otel plan prototipini devam ettirir. Teknik tercihlerde ise yerel mimari kadar, ölçeği itibariyle Amerikan mimarlığının Victoria dönemine özgü, görkemli ahşap sahil beldesi otellerini örnek alır.

Splendid Palace, Macar Gezintisi’ne doğrudan erişimi anlamında kamusallığı ve bir nirengi noktası oluşturma iddiasındaki görünürlüğüyle önemlidir. 1850’li yıllarda ilk otellerin inşasından itibaren altmış yılı aşkın sürece Batılı referansları, yerel çizgi ve gereksinimlerle birleştirerek vücut bulan Büyükada otel mimarisi geleneğinin ulaştığı en nitelikli ifadedir. Dört kat balkonlu odalarıyla yüksek yapının sahneyi andıran kurgusu denizden de rahatlıkla algılanabilmektedir. Kadın göğsüne gönderme yapan arkaik çağrışımlarıyla çift kubbe, geleneksel İstanbul anıtsal mimarlığının kasnak ya da pandantif gibi yapı öğelerini bütünüyle göz ardı ederek kütlesine serbestçe yerleştirilmiştir. İşletmenin dokuttuğu, otelin isminin kısaltması şeklindeki “SP.O” logosunu taşıyan üçgen flamalar, kubbeler üzerinde dalgalanırlar. Splendid Otel teknik altyapısıyla da öne çıkar. Ada’nın ilk asansörünün işleyişi ve kuyulardan su çekilmesi, gaz motoru ile çalışan bir jeneratör aracılığıyla sağlanmaktaydı. Büyükada’da henüz elektrik yokken, Galata’da Double D ile ün yapmış Dikran (Tufenkjian) ve David’in yanı sıra Norig işletmeciliğinde, büyük salonun elektrikle aydınlatılması önemli bir yeniliktir.[3]

Açıldığı 1911 yılına ait, arkası “Prinkipo 1911, Rebecca Lévy, Christo Andjonis, Raoul Lsupovich, Joco Zenovich, Emil Darr” ibareli, Splendid Oteli’nin günümüze ulaşan en eski fotoğrafı. Moris Danon Koleksiyonu.

Şair Mehmed Celâl’in, 1886 yılında yayınladığı ve Büyükada üzerinden platonik aşkı Anna’ya tutkusunu konu ettiği şiirlerini derlediği kitabı “Ada’da Söylediklerim”, ana konusu Büyükada olan ilk Osmanlıca kitaptır. Şaşırtıcı şekilde hala Türkçeye çevrilmemiş olan bu kitapta yer alan “Mitolojik Bir Manzûme” şiirinin bir mısrası, günümüzde Splendid Otel’in girişinde yer alan, 1908 yılında yanan Giacomo Oteli’nin bahçesinden yadigâr, bereket tanrıçası Demeter ile Zeus’tan kızı Persephone’nin mermer heykellerine gönderme yapar:

“Küpidon payını bûs etmek için yaklaştı

Flora eyledi ezhâr-ı bahârı [bahar çiçekleri] takdîm

Ada’nın kızlarına şaşaa-bâr [parıltı saçtığı] olduğu gün.”[1]

Büyük yatırımla açılan Splendid Palace, başlayan Dünya Savaşı ve İstanbul’un işgali ile zorlu bir döneme girer. Dahası, 1917 yılında patlak veren Rus Devrimi sonrası yaşanan kanlı iç savaşta, Bolşevik kuvvetlerin Beyaz Rus ordusu tarafından temsil edilen Çarlık kuvvetleri aleyhine zemin kazanması sonucunda payitahta ulaşan göç dalgasıyla binlerce Rus mülteci Prens Adaları’na yerleştirilir. 18 Ocak 1919’da Paris’te başlayan ve I. Dünya Savaşı’nda galip gelen Müttefik devletlerin katılımıyla düzenlenen uluslararası barış konferansı, yeni dünya düzenini belirleme amacındaydı. Karar belirleyici devletler, İngiltere, ev sahibi Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve İtalya’ydı. Mağlup Osmanlı İmparatorluğu’nun paylaşılmasının ve Anadolu’nun işgalinin önünü açan görüşmelerde, Rusya’da devam eden iç savaşı sonlandırmak üzere, Büyükada’da bir barış konferansı önerisi gündeme oturdu.

Prinkipo Konferansı olarak bilinen ve 22 Ocak 1920 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan uluslararası görüşme fikri, Rusya’daki kargaşayı sona erdirebilmek umuduyla, Birleşik Devletler Başkanı Woodrow Wilson’ın önerisiyle, Müttefik güçler tarafından ortaya atılır. İngiliz Dersaadet İşgal Kumandanlığı, yaptığı incelemeler sonucunda, uluslararası konferansın mekânı olarak Yat Kulübü ve Splendid Palace Oteli’ni uygun görür.[2] Konferans fikrine karşı itirazlar, Almanya’da birkaç ay öncesinde patlak vermiş sosyalist ihtilalin etkileriyle organizasyonun Avrupa’da Alman-Bolşevik egemenliğine yol açacağı korkusunu taşımaktadır.[3] Ayrıca Bolşeviklerin savaşmayı bırakmadığı gerekçesi, görüşmelerin önünde en büyük engeldir. Anlaşmazlıklar sonucu konferans fikrinden vazgeçilir.

Rus İç Savaşı’nda iki tarafın da katılımını öngören Prinkipo Konferansı, Batı’nın Bolşeviklerle ilk iletişim girişimi olarak önemlidir. Bu öneri, Batı tarafından Sovyet devrimine sonuçsuz bir yaklaşımı temsil etse de Rusya’daki iç savaşı ve istikrarsızlığı sona erdirmek için daha sonraki girişimlerin ve yeni uzlaştırıcı arayışların habercisi olacaktır.[4]

Splendid, Prinkipo Konferansı önerisiyle dünya gündemine yerleşirken salonlarında Osmanlı generalleri, İttifak askerleri, Rus soyluları, yerel Rum, Levanten ve Yahudi yazlıkçılarla karışırlar. Otel, I. Dünya Savaşı’ndan itibaren başlayıp Cumhuriyet’e kadar sürecek çalkantılı dönemde, devrilen hükümetlerin, değişen sınırların, göç eden yüz binlerin her birine ses verecek çeşitlilikte, yüzyıllardır hâkimiyet kurmuş düzenin farklı aktörlerinin ardı ardına son kez boy gösterdiği minyatür birer imparatorluk sahnesi gibidir. Statünün kırılganlığı ve özgürlük arayışının evrensel zorluklarına tanıklık eden salonlarında Rus mülteciler için bağış toplayan kermesler, Rum cemaatine yönelik yardım baloları, Anadolu’da savaşan Türk yaralı ve gazilerin yararına müzikli eğlenceler arka arkaya düzenlenir.

Ülkede kozmopolit girişimciliğin kısa ömürlü dinamizminin önde gelen vitrinlerinden Büyükada, geleceğe dair iyimserlikle ortaya konan büyük emlak yatırımları ile refah yanılsamasının ve bunun dışavurumu şeklindeki görkemli mimarinin imparatorluktaki başlıca mekânlarından biridir. Büyükada’da mimarlığa yön veren merkezi otorite değil, bir dizi seçkin bireysel girişimcinin dünyevi şevkleridir. İmparatorluğun çöküşünden ve dev bir cihan devletinin mümkün kıldığı servetler, ilişkiler ve en önemlisi yaşayış tarzının sona ermesinden yalnızca birkaç sene önce inşa ettiği Splendid Palace Otel ile Kazım Paşa, bu girişimciler arasında saygıyla hatırlanmalıdır.


[1] Tuğlacı, Pars, 1992, Tarih Boyunca İstanbul Adaları, Cilt: 2, Cem Yayınevi, İstanbul, ss. 295-296.

[2] Smith, Albert, 1850, A Month at Constantinople, David Bogue, Londra, s. 159.

[3] 1911, Stamboul, 14 Ağustos 1911. 1912, Stamboul, 19 Temmuz 1912.

[4] Adanalı Ziyâ, 1895 (R 1311), “Edebiyât Dâiresi: Âsâr-ı Manzûme”, Mekteb, Cilt: 3, Sayı: 29, 13 Nisan 1311, ss. 97-98.

[5] Pays, Marcel, 1919, La Gaulois, 27 Ocak 1919.

[6] 1919, “Prinkipo Conference is German Made”, The Washington Herald, Washington D.C., 4 Mart 1919.

[7] 1919, Le XIXe Siecle, Sayı: 17.623, 17 Şubat 1919, s. 1.


Yayınlanma Tarihi: 09 Nisan 2024  /  Son Güncellenme: 09 Nisan 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.