Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 214 – Nisan 2023      Bir Niyazi Dalyancı Vardı…

Bir Niyazi Dalyancı Vardı…

Türkiye Barış Komitesi Genel Sekreteri


Benim yurtdışından dönüşüm öncesinde, 12 Eylül Askeri Mahkemesi’nde yürüten Türkiye Barış Komitesi davasındaki arkadaşların başlattıkları yıllık buluşmalardan sonuncusunu 12 Eylül 2021 günü Büyükada Anthea Oteli’nin bahçesinde kurulan dost sofrası etrafında ve hâlâ yaşamda kalanlarımızla yapmıştık. Ondan önceki toplantılarımızdan birini Fıstık Ahmet ev sahipliğinde, bir ikincisini Mavi Kulüp’te bir başkasını Heybeliada Mavi lokantada yapmıştık. Bunlar adalardakiler, ana karadaki toplantı yerlerini saymıyorum bile.

O son toplantıdan sonra görüşmelerimiz oldu ama bir türlü karşılaşamadık. Toplantı bitiminde adasına dönerken o her zamanki candan gülüşüyle, aramızda artık gelenekleşmiş espirisini yaptı; “Hoşçakal genel sekreterim.” Nerden bilebilirdim ki bu seferki “Hoşçakal” öncekilerden farklıymış.

Ben onun barış savaşımcısı yanını anlatmak istiyorum.

Türkiye Barış Komitesi Genel Yönetim Kurulu’na 1980 Nisan ayındaki Genel Kurul’da seçilmişti. Aynı yılın Haziran ayında Girit’te yapılacak uluslararası bir konferansta komitemizi temsil etmesini istediğimde, yoğun işleri ve sorumluluklarına karşın hiç ikircimliğe düşmeden kabul etti.

Konferans Akdenizde yabancı askeri üslere karşı mücadele” konulu bir toplantıydı. Daha önceki çalışmalarımız dolayısıyla bizim ülkemizde olduğu gibi orada da barışçı halklarımıza karşın, şöven ve saldırgan gerginlikten ve çatışmadan yana unsurların varlığını biliyorduk. İki ülkenin Barış Komiteleri bu nedenle çok zor koşullar altında çalışmaktaydı. Doğrusu endişeliydim ve endişemi de kendisiyle konuşmamızda dile getirdim.

Sonuç, barış savaşımımız için her iki komite için tam bir zafer oldu. Bu zafer Yunanistan Barış Komitesi’nin de desteği ama asıl O’nun kişiliğinin eseriydi. İnsanlara güven ve huzur veren dost kişiliğine, içtenlikli ve kararlı bir barış savaşımcısı olduğuna Girit’te konuşmasını dinleyen binlerce kişi tanık olmuş ve tanıklıklarını seslendirdikleri belgiler ve alkışlarla göstermişlerdi. Dönüşünde anlattığı izlenimler başta Dikerdem olmak üzere hepimizi çok kıvançlandırmıştı. Hele daha sonra uluslararası konferanslarda karşılaştığımız Yunanlı mücadele dostlarımızın anlattıklarını dinledikçe bu kıvancımız katlanarak artmıştı.

Ne ki Onun konuşmasında dile getirdikleri ulusal ve başta A.B.D. ve NATO olmak üzere uluslararası militarist, savaş yanlısı çevreleri fazlasıyla kızdırmış, kinlendirmişti. Böyle olduğunu iki ay sonra 12 Eylül döneminde Barış Komitemiz’e karşı açılan davada Niyazi sanık yapılmış, tutuklanmıştır. İddianamede yöneltilen suçlama Genel yönetim kuruluna seçilmiş ve önemlisi Girit’te Akdeniz’deki yabancı üslere, NATO’nun varlığına ve saldıgan planlarına karşı çıkması, barışı savunması olmuştur.

Peki ne demişti o konuşmasında Niyazi?

Bir iki paragrafı alıntılayarak bu soruyu yanıtlamak isterim:

“Dostluğun en güzel insan ilişkisi olduğuna inandığımız için burada toplandık.

Dostluğun barış ikliminde yetişip geliştiğini bilerek, barışı savunmak, barış düşmanlarını belirlemek ve onları insanlık düşmanı ilan etmek üzere burada toplandık.

Bu fırsatı yaratan Yunan Barış Komitesi’ne ve bizleri çiçeklerle karşılayan Giritli dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Konferansın başarılı organizasyonu ve bize göstermekte oldukları misafirperverlikten dolayı kendilerini içtenlikle kutluyoruz.

Girit, doğal güzelliği ve halkıyla Akdenizin en sevimli adalarından biridir. Ancak bu durumu bulandıran bir şey vardır. Hepimizin bildiği bir şey: silahlar ve çeşitli öldürücü teçhizatla dolu olan yabancı üsler.

Aynı durum benim ülkemde de mevcuttur. Bölgemizde büyük sayıda yabancı askeri kuvvet ve yabancı nükleer kuvvet bulunmaktadır. Bunlar yalnız ülkemizin halkı için değil, bütün Akdeniz halkları ve dünya için bir tehlike teşkil etmektedir.

……

Sevgili arkadaşlarım, bütün bunlar neden oluyor? Neden insanlık bu korkunç öldürücü gücün tehdidi altında yaşıyor? Neden çok büyük katliam potansiyeline sahip, Pershing II ve Cruise füzelerini Batı Avrupa’ya yerleştirdiler? Neden şimdi askeri anlaşmalarla Türkiye’deki yabancı üsleri yasallaştırmaya çalışıyorlar?

Neden Kıbrıs’da Yunanlılar ve Türkler bugün eski dostca ilişkilerine dönemiyorlar?  Neden Ege denizinde Yunanistan ve Türkiye arasındaki gerginlik alevlendiriliyor?

Filistinliler neden yurtsuz?

Bu soruları sormaya devam edebiliriz ama cevapları hep aynı olacaktır. Bütün bu kötülükler füzeleri, silahları, uçakları ve öteki imha araçlarını imal edenlerin karlarını artırmak için vuku bulmaktadır. Bütün bu kötülükler tüm dünya halklarının siyasi, ekonomik ve sosyal özgürlüğünü mümkün ollduğu kadar silip yok etmek için vuku bulmaktadır.

Bütün bu kötülüklerin sorumlusu emperyalizmdir. Halkların birlikte barış içinde yaşamaları emperyalizmin çıkarlarına karşıdır…… Ege Yunan ve Türk halklarını birleştiren bir  barış ve dostluk gemisine dönüştürülmek yerine, yabancı askeri güçler tarafından kontrol edilen bir askeri bölge olacaktır.

…………….

Yunalı arkadaşlar, bizim ortak bir düşmanımız var. Türkiye ve Yunanistan, askeri harcamalar yüzdesinde ABD’den sonra ikinci ve üçüncü sırada gelmektedir. Sonucunda halkımızın yoksulluk içinde kaldığı bu kabulü imkansız duruma bir son cermek için, emperyalistlerin pis oyununu yıkmak üzere birlikte, elele ilerleyelim ve halkımızın ayrılmaz dostlar olduğunu ve aralarında gerçek farklar olmadığını bir kez daha ispatlayalım.

Kıbrıslı arkadaşlar, düşmanımız ortaktır. Emperyalizm… sizin adanızı uçak gemisine dönüştürdü.

Bütün Dünya’daki barış dostları, …… Hep birlikte birleşelim ve el ele, dostluğumuz, insanlığımız, cesaretimiz ve sevgimiz aracılığı ile emperyalizmin dünya çapındaki kirli ve insanlık dışı planlarını yıkalım…”

 

Evet bu dünyada bir Niyazi vardı. Dostumuz ve arkadaşımız ve barış savaşında yoldaşımızdı.

Niyazi, o gün sen doğru olanı söylemiştin, haklıydın. Onlar seni yargıladıklarını sanırlarken asıl sen onların hükümlerini kesmiştin.

Evet seni dört duvar içine koydular. Ne gam, ben haklıyım, ONLARIN DUVARLARI VIZ GELİR BİZE VIZ dedin.  Yalnız o gün için değil bugün ve yarınlar için de doğru ve haklıydın ve “ama dünya dönüyor” dedin

Ne güzel şeymiş seni tanımış olmak, barıştan, emekten yana sırt sırta birlikte savaşım vermek, yoldaşlık yapmak.

Şükür ki seninle o güzellikleri yaşadım.


Yayınlanma Tarihi: 05 Nisan 2023  /  Son Güncellenme: 07 Nisan 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.