Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 219 – Eylül 2023      Ada Müzesi Hayaldi Gerçek Oldu

Ada Müzesi Hayaldi Gerçek Oldu


Avni & Jale Özken Marmara Adalar Müzesi 11.08.2023 (H. Can Yücel arşivi).

Bundan tam yedi yıl önceydi. Şehrin yorgunluğunu atmak, durulanmak için Ada’mın bağrında yine düşmüştüm yollara. Adada geçirdiğim ikinci günün sabahı, Selmin (Sarıgöllü Ergüden) Hanım Yönetim Kurulunda olduğu Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği Başkanı Avni Bey’le tanıştırmak üzere beni de Çınarlı Köyü’ne götürmüştü. Dere kenarında yemyeşil bir bahçe içinde iki prefabrik yapıda daha çok bağışlarla toplanan amfora koleksiyonunu sergileyen Avni Özken’le doyumsuz bir sohbete dalmıştık o gün… Akabinde derneğe üye olmuş, Avni Bey’in Marmara Adası’na kalıcı bir müze kazandırma hayaline bir nebze de olsa katkı vermek düşüncesiyle 18-24 Mayıs Müzeler Haftasına denk getirerek Adalı Dergisi’ndeki köşemde bu konuyu işlemeye karar vermiştim. Ada kültürü üzerine yazmaya başlayalı çok olmamıştı. Lakin amatörce başladığım bu uğraşta en kıymet verdiklerimden biriydi “Marmara’da Bir Müze Hayali”[1] adlı makalem…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki adı geçen makalede geçmişte de Marmara Adası’na bir müze kazandırmanın yollarının arandığını çeşitli girişimler yapıldığını çokça emek harcandığını anlatmıştım. Ne yazık ki tüm bu girişimler sonuçsuz kalmış, nihayete erememişti. Biri hariç. Burada Marmara Adası’na bir müze kazandırmak hayalinin peşinden giden “Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği” kurucusu ve koleksiyoner Avni & Jale Özken çiftinden biraz bahsetmem gerekir. Avni Özken, İlkokul öğretmeni Fethiye Berktan ve Marangoz Mehmet Bedri Özken’in oğlu olarak 30.08.1949 tarihinde Balıkesir Karesi Mahallesi’nde doğar. İlkokul eğitimini Gazi İlkokulu’nda tamamladıktan sonra İstanbul’a taşınır ve ortaöğretime burada devam eder. 1967 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi’nden mezun olur. 1970 yılında başladıktan bir yıl sonra eşiyle tanışıp evlenmesine vesile olan İstanbul Umum Sigorta Şirketi’nde çalışmaya başlar. Üç yıl sonra İstanbul Kadıköy’de Sartur Sigorta Acenteliği adı altında kendi işini kurar. 1984’te Sigorta Eksperlik Belgesi alarak sigorta eksperliği yapmaya başlar. 1996 yılında kurucu üye olarak SEDEV, Sigorta Eksperleri Dayanışma ve Eğitim Vakfı’nın kurulmasına katkı sağlar. 1998 yılında SEDEV Başkanlığını yürütür. Jale Özken ise ev hanımı Türkân Tibet ve deri tüccarı Ali Akyol’un kızı olarak 15.05.1947 tarihinde İstanbul’da doğar. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra aldığı özel biçki nakış diploması ile gelinlik terziliği yapmaya başlar. 1968 yılında Umum Sigorta Şirketinde çalışmaya başlar. 1971 yılında da aynı şirkette çalışan Avni Özken ile tanışıp evlenir. 1982 yılında da oğulları İlter Can Özken dünyaya gelir.Jale Özken 2014 yılında vefat eder.

Evlendikten kısa bir süre sonra Marmara Adası Çınarlı Köyü Uçar Pansiyon’da konaklamaya başlayan Özken ailesi, 1978 yılı Ada’nın turizmde öne çıkan Çınarlı köyünde kendi evlerini inşa ederler. Bir süre yaz aylarında Çınarlı’daki Açık Hava sinemasını da çalıştıran Avni Bey, 2000 yılında Çınarlı köyünde ‘Doğayı Koruma ve Sosyal Yardım Derneği’ başkanlığı yapar. Bu yıllarda adada sıkça rastladıkları amforaları toplamaya ve bu konuda bilgi edinmeye başlarlar. Marmara Adası çevresinde çıkarılan tarihi eserlerin sergilenebilmesi için gerekli çalışmalar sürdürecek bir oluşum hazırlıklarına girişilir ve 2005 yılında, bu amaçla “Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği” kurulur.

Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği sergi salonu 02.04.2016 (H. Can Yücel arşivi).

Sahibi oldukları antika ve amforalar için ilk başta özel bir müze yapmayı düşünen Özken çifti, çeşitli prosedürleri yerine getirmek için kolları sıvamıştır daha 2000’lerin başında. Çocuk oyun parkı, kütüphane, ziyaretçiler için tuvalet ve dinlenme salonu, müze binası, otopark ve 24-saat esasına göre çalışan güvenlik personeli ihtiyaçları tek tek hayata geçirilmişti. Bu süre zarfında Balıkesir Kuvâyi Milliye Müzesi’ne bağlı sergi salonu olarak faaliyetine devam etmişti. Son olarak Sergi Salonu, Bandırma Arkeoloji Müzesi’ne bağlanmıştı. Bazı duyarlı vatandaşlar derneğe sahip çıkmış ve eser bağışlayarak koleksiyonun zenginleşmesini sağlamışlardı. Özken çifti, Ada çevresinden çıkan çeşitli devirlere ait bu amforaları sınıflandırarak sergilenmek üzere 2006 yılında derneğe tahsis edilen köy içindeki arazide amfora sergi salonunu kendi imkânları ile açmıştı. Klimatize edilmiş saklama odalarında en soğuk kış günlerinde dahi muhafaza edilen bu eserlerin kullanıldıkları dönemde gemi ambarındaki istif şekillerinin canlandırılması ise ustaca yapılmıştı. Derneğin kısıtlı imkânları ve üyelerin gönüllü desteği ile her yıl Haziran ayında ziyarete açılan bu sergi salonunda 2016 yaz sezonunda ‘Köy Odası’ canlandırması hayata geçirilmişti. Eski Belediye Başkanı Av. Ali Aksu tarafından Marmara merkez ve köylerinde bulunan bazı Rum ve Yahudi mezar taşları da korunma amaçlı dernek bahçesine getirilerek burada sergilenmişti.

Marmara Adası merkezinde günümüzde müze yapılmaya elverişli iki tarihi bina bulunmaktadır. Her ikisi de adanın Osmanlı döneminde faaliyet gösteren Rum armatör aileleri tarafından kendi toplulukları için inşa edilmiş okullardır. Nikolaos Kyriakides’in yaptırdığı Rum Erkek Okulu inşa edildiği günden beri eğitim-öğretim vasfını yitirmeyerek Cumhuriyet döneminde de ilkokul ve lise olarak ada halkına hizmet vermiştir. Günümüzde ise Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Halk Eğitim Merkezi olarak faaliyetini sürdürmektedir. 1914 yılında inşası tamamlanan Pantelidia Rum Kız Okulu ise Osmanlı sancağı altında faaliyet yürüten Marmaralı armatörler Vasilios, Dimitrios ve Zannis Pantelis kardeşler tarafından Rum Kız Okulu olarak inşa edilmiştir. 1915 yılında Eğitim-öğretime başlayan bu okul, Mübadeleye dek okul vasfını sürdürmüştür. Mübadeleden sonra da bir süre Marmara İlkokulu olarak hizmetine devam etmişse de daha sonra Hükümet Konağı, Jandarma Karakolu ve tekrar Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır. Bu yapı Marmara Balıkçı Barınağı’nın hemen arkasında ve çok merkezi bir konumda yer alır. Arkaya bakan bir avlusu, zemin katı ve geniş bir bahçesi vardır. Tarihi bir mekân olması da ayrıca önemlidir. 2016 yılında Balıkesir Kültürel Varlıkları Koruma Kurulu’nca müze olması uygun görülüp karara bağlanmıştır. Avni Özken, Çınarlı mahallesinde faaliyette bulunan kurucusu ve başkanı olduğu derneğe ait sergi salonunu Marmara’ya taşıyarak bu binaya yerleşmek istediklerini, Marmara Müzesi’ni kurmaya talip olduklarını Marmara Adalar Belediyesi’ne bildirmişti. Belediye tarafından da gerekli müracaatlar yapılmıştı. Ancak uzun yıllardır bakımsız kalan bu binanın sıkı bir tadilattan geçirilmesi gerekmekteydi.

Marmara Adalar Müzesi zemin kattaki sualtı arkeolojisi bölümü (Sualtı fotoğrafı Prof. Dr. S. Nergis Günsenin arşivi).

Bürokrasi çarkları her zamanki gibi yavaş işliyordu ne yazık ki. Bu sırada Covid 19 salgını patlak vermiş, ülkece zor zamanlar geçirir olmuştuk. Yakınlarımızın cenazelerine dahi katılamıyor, temastan kaçınıyor bir belirsizlikle endişe içinde her gün gelen ölüm haberleriyle yaşıyorduk. Bir taraftan da hayatın olağan akışı devam ediyordu. 2020 yılında Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Tarihi Kültürel Miras Müdürlüğü himayesinde restorasyonuna başlanan Marmara Adalar Müzesi’ne gönül vermiş en büyük emektarı, ilk kıvılcımı çakan Avni Özken, 2021 yazı ansızın aramızdan ayrılmıştı. Avni Bey’in beklenmedik vefatı hepimizi derinden sarsmıştı. Canla başla mücadele verdiği bu kutlu uğraşın nihayete erdiğini göremeyecek olması onu tanıyanları ziyadesiyle üzmüştü. Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelinmişti. Belediye ile bir protokol imzalanacak, Dernek koleksiyonundaki materyallerin devrini gerçekleştirerek,  müzeye ilk can suyunu verecekti. Tek dileği ise bu yola birlikte baş koydukları, yıllarca aynı düşü kurduğu eşi: Jale Özken Hanımefendi’nin isminin müze ile yaşatılmasıydı. Bu dileği gerçek olmuştu ancak bir farkla… O da müzenin açılışını göremeden vefat eden Avni Bey’in de isminin bir vefa örneği olarak müze ile yaşatılacak olmasıydı…

Avni & Jale Özken anı köşesi (H. Can Yücel arşivi).

Pandemi koşullarında evden çalışma imkânım olmuş böylece Marmara Adası’nda daha uzun süre kalabilmiştim. Sonbaharda yüklenici firma tarafından bina restorasyonuna başlanmıştı. Her gün mesai sonrası şantiye haline gelen binaya gidip yakından çalışmaları izliyordum. Müze binası önündeki ve arkasındaki avlular haricinde çocukluğumda oyun parkı olarak kullanılan daha sonra köy minibüslerinin hareket noktası haline getirilen boş alan da müzeye dahil edilmişti. Avni & Jale Özken koleksiyonunun devrini oğulları İlter Can Özken tarafından yapılmış, bahçe düzenlemesi ve aydınlatmaları da 2022 yazında tamamlanmış, sıra müze vasfını kazandıracak materyaller ve bilgilerle içinin donatılmasına gelmişti. Bu vesileyle Marmara Adalar Turizm Kültür Müdürü Hatice Kayacan Hanım ada hakkındaki koleksiyon ve araştırmalarımı bildiği için müze küratörüyle görüşmemizin faydalı olacağını düşünmüştü. Birkaç ay önce bir iş çıkışı Eda Hanım’la Kadıköy’de buluşarak ada ve müze üzerine epey sohbet etme imkânımız olmuştu. Ne mutlu ki bugün müzenin büyük salonunda yer alan iki panoda Ada Müdavimleri, Ada’ya Değer Katanlar, ‘Yeşilçam’da Bir Ada ve Adalara Yolculuk başlıkları altında derlenen bazı yazı ve fotoğraflarla Marmara Adalar Müzesi’ne bir nebze dahi olsun katkı sunabildim. Aile arşivlerinden ilgili fotoğrafları benimle paylaşan herkese huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederim.

Müze Küratörü Eda (Önder) Hanım’ın aklına bir fikir gelmişti. Aile kökleri Asmalılı Akademisyen-Yazar Ioannis Papachristou ve Çınarlı köyü sakinlerinden Mehmet Akif Yıldırımla belge-bilgi paylaşımı yapmak ve akademik destek için bir araya geldikleri esnada, Ada’nın iki farklı yüzünü temsil ettiklerini düşünerek ailelerinin en büyüklerinin denizci olduğunu öğrendiğinde de bu iki denizcinin hikâyesini çalışabileceğini düşünmüştü. Bu sırada müze kurgusu tamamlanmak üzereydi. Fikrinin kabul edilme ihtimali düşüktü. Yine de bu hikâyeyi anlatmak istediğini belirtmişti. “Yapılsın” izni çıkınca da çok mutlu olduğunu aktarmıştı. Kendisiyle görüştüğümüzde: Atom Kaptan ve Gemici Anastasios hikâyesini kişiler özelinde düşünmediklerini, adadaki benzer aileleri temsil etmesini istediklerini söylemişti. Adalar Müzesi’nin gelişen bir müze olacağı, adalı ailelerden gelecek belge/fotoğraflarla içeriğinin her gün zenginleştirileceğini öngördüklerini aktarmıştı.

Adalılar, Marmara Adası’na Değer Katanlar, Marmara Adası Müdavimleri ve Yeşilçam’da bir Ada başlıkları (H. Can Yücel arşivi).

Marmara Adalar Müzesinin diğer salonlarında ise; Farklı Şehirlerde Marmara Mermeriyle yapılmış mâbed ve tarihi yapılarla ilgili görsellerin sunulduğu bir bölüm, Müze kurulması için canla-başla çalışan Avni & Jale Özken çiftine dair anı bölümü yer almaktadır. Binanın Doğu kanadındaki diğer odalarda ise gelecek yıllarda etnografik eserlerin de sergilenebileceği boşluklar bulunmaktadır. Zemin Katta ise sualtı arkeolojisine dair görsel ve dijital görüntüler eşliğinde Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği envanterindeki birçok pişmiş kap, seramik ve amforalarla bezeli sergilemeler yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi programında öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Nergis Günsenin bilimsel başkanlığında yürütülen ilk Türk Sualtı Arkeolojik kazısı olma özelliğini taşıyan Çamaltı Burnu-1 batığı bilimsel çalışmalarına dair görsel ve yazılı materyaller ile Nergis Hanım, müzeye çok önemli katkılarda bulunmuştur. Yine bu bölümde bilfiil Çamaltı Burnu dalışlarına katılan, günümüzdeyse Yenikapı Kazıları Başkanlığını yürüten Marmara Adası Gündoğdu köyünden Sayın Prof. Dr. Ufuk Kocabaş da dalışlarda çekimi yapılmış kısa video görüntüler ile bu bölümün zenginleştirilmesine katkı sunmuştur.

11 Ağustos 2023 tarihinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da katılımıyla büyük bir tören tertiplenmiş, Müze kuruluş aşamasında emeği geçenler ve Marmara Adası merkez ve köylerinden gelen halkın katılımıyla ziyarete açılmıştı. Özken ailesini temsilen İlter Can Özken törene katılmış, eşi ve kızıyla sahnede duygu yüklü bir konuşma yaparak Müzenin hayata geçirilmesi için çaba sarf eden herkese şükranlarını iletmişti. Müzenin caddeye bakan ön bahçesinde Marmara Adası Kurucu Belediye Başkanı merhum Ahmet Enön’ün arşivinden derlenen Marmara fotoğrafları ile küçük bir sergi oluşturulmuştu. Ayrıca tören alanında Büyükşehir Belediyesi tarafında hazırlanan bir stantta Belediye’ce yayınlanmış birçok kitap da ada halkının beğenisine sunulmuştu. Müzenin arka avlusu ise tamamen Marmara Mermeriyle kaplanmış, yüzyıllar boyu sükûn içinde yaşayan üç farklı dine mensup adalılara ait Rum, Türk ve Yahudi mezar taşlarının sergilendiği ve tercümelerinin altlarına rapt edildiği bir platform oluşturulmuştu. Burada da Bandırma’dan gelen Çerkez Halk Oyunları ekibi bir dans gösterisi gerçekleştirmişti.

Müze açılış töreninin yapıldığı alan ben ve akranlarımın çocuk parkıydı bir zamanlar (H. Can Yücel arşivi).

Çok uzun zamandır Marmara Adası’nda eksikliği hissedilen, arkeolojik ve etnografik eserlerle ada kültürünü yansıtacak müzemiz nihayet adaya kazandırılmıştı. Şüphesiz ki “Avni & Jale Özken Marmara Adalar Müzesi” Marmara Adası’nın merkez ve köylerini ve diğer adaların kültürel özelliklerini temsil edecek nitelikte bir içeriğe henüz sahip değildir. Ancak Müzeler yaşayan mekânlardır. Ada halkının atadan deden kalan, hatırası olan kıymetli objelerle müze envanterini zenginleştireceğine şüphem yok. Bozcaada Müzesi’ni hayata geçiren deniz kabuğu ve efemera koleksiyoneri Hakan Gürüney de bir düş kurmuştu yıllar önce. Bugünse adalıların da bağışlarıyla ada kültürünün ve tarihinin yansıtıldığı bir mâbed hayata geçirilmiştir. Bozcaada Müzesi[2]; koleksiyonundaki yedi bine yakın materyal ile 23 Nisan 29 Ekim tarihleri arasında ada halkına ve misafirlerine hizmet etmektedir. Keza Adalar Vakfı bünyesinde faaliyet yürüten, İstanbul Prens Adaları’nın tamamını kapsayan “Adalar Müzesi”[3] de çeşitli kültürel etkinliklerin yapıldığı yaşayan bir müzedir. Bu müze içinde de adaların jeolojik evrelerinden nüfus yapısına, sosyal yaşantısından kültürel zenginliğine dair canlandırma ve sergiler hazırlandığı gibi adları adalarla özdeşleşmiş birçok aydın, yazar ve sanatçının da ismi yaşatılmaktadır.

Müze açılışından bir enstantane (H. Can Yücel arşivi).

İnanıyorum ki Marmara Adaları’nda yaşayan halk her geçen gün kaybolan ada kültürüne sahip çıkarak, henüz emekleme devresindeki ve hepimizden alınan vergilerle restorasyonu gerçekleştirilmiş, bin bir uğraşla hayata geçirilen Avni Jale Özken Marmara Adalar Müzesi’ne destek olacaktır. Her birimiz şüphesiz ki bu Dünya’da geçiciyiz ve en çok elli yıl sonra hepimiz unutulup gideceğiz. Fakat Adalar Müzesi yaşayacak. Yeni nesil tarafından kıymet-i harbiyesi fark edilmemiş antika ya da eski eşya olarak görülen birçok materyal aile büyüklerinin hatırasının yaşatılması için pek âlâ müzeye bağışlanabilir. Tabi eserlerin kimden alındığı kimin bağışının olduğunu belirtir etiketlemelerle sergilenerek. Bu işin uzmanı bir ekip mutlaka bu ve benzeri konuları çalışıp eserleri Müze Envanterine kaydedecek ve kutsal bir emanetmişçesine saklayacaktır. Burada Marmara Adalar İlçe Turizm Kültür Müdiresi Hatice Kayacan Hanım’a büyük bir sorumluluk düşüyor. Şimdiden kendisine görevinde başarılar diliyorum.

İlter Can & Pınar Özken çifti, Marmara İlçe Turizm Kültür Müdiresi Hatice Kayacan ile birlikte.

Naçizane Adalar Müzesi’nde olmasını hayal ettiğim bazı hususları burada paylaşmak istiyorum.

İlk aklıma gelen Ada’nın ulaşımına emeği geçmiş cefakâr kaptanlarımızın kısa biyogrofileri ve kullandıkları vasıtaların fotoğraflarına ayrılmış bir bölüm olması. Yer darlığından ancak bir kaptanla anlatılması gerekirse şayet, kimsenin itiraz etmeyeceğini düşündüğüm ve istisnasız herkese iyiliği dokunmuş Veli (Yakar) Kaptan pekâlâ diğer adalı kaptanlarımızı ve yaşadıkları zorlukları temsil edebilir. Marmara Adası yüzyıllar boyunca Mermer madenciliği ile ün salmış bir yerleşim. Kanımca ada mermerinin karakteristiği ve yıllar içinde mermer ocaklarının gelişimi daha uzun anlatılabilir. Ama ada mermerden de ibaret değil elbette. Ekonomik faaliyet özellikle 1960’lardan sonra turizmle şekillenmiştir. Daha Türkiye’nin pek çok tatil beldesinin isimleri dahi telaffuz edilmezken Marmara Adaları iç turizme hizmet eden en önemli merkezlerden biri haline gelmişti. Günümüzde en önemli geçim kaynakları olan zeytincilik ve balıkçılık da müzede temsil edilmeli örneğin. Özellikle 1970’lerin başına kadar Marmara’da Nisan-Mayıs-Haziran aylarında sürdürülen kılıç balığı avcılığı ada kültürü için vazgeçilmez unsurlardandır. Öyle ki atalarının izinden giden Marmara ve Çınarlılı balıkçılar bugün dahi tüm maddi zorluklarına rağmen Saros Körfezi ve Gökçeada dolaylarında kılıç balığı avını geleneksel yöntemlerle devam ettirmektedir.

Çamaltı Burnu-1, Tekmezar Burnu ve Ekinlik Adası Mermer Batığına dair görsellerle süslenmiş sualtı arkeolojisi bölümü (H. Can Yücel arşivi).

Adanın Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde köylerin yapısını yansıtan bilgilerin yanı sıra, Rum nüfusun 1922 yılında adanın büyük bölümünü terk ederek göç etmesi sonucunda boş kalan köylere yıllar içinde yerleştirilen başta Girit Mübadilleri ve Karadeniz sahil yerleşimlerinden adalara iskân edilmiş ailelerin yaşamını ve ekonomik faaliyetlerini de aktaran kompozisyonlar, görsel materyallerle ziyaretçilere sunulmalı. Burada en çok üzerinde durulması gereken hususlardan biri de, denizcilikleriyle ön plana çıkmış, eski adı Prastio günümüzdeki ismiyle Gündoğdu Köyü sakinlerinin adanın mermer ihracatında üstlendikleri roldür. Sahibi oldukları onlarca Karadeniz çektirmesi ile uzun yıllar ülke sahillerinde adeta mekik dokumuş, Bedalan ve Saraylar’da bulunan ocaklardan tonlarca mermer ve dolamit taşımışlardır. Temsili bir çektirme maketi ile bu deniz ticaretine katılan Çektirme sahibi aileler ve teknelerinin adları yaşatılabilir. Zira mermer taşıması haricinde deniz ticareti, Gündoğdu köyünün sosyo-kültürel yapısını da yansıtan önemli bir uğraştır. Çınarlı’nın geniş kumsalı ve turizmdeki payı, Asmalı ve Gündoğdu köylerinde tabiatın her türlü yıpratmasına direnen tarihi ada evlerinin konumları özellikleri ada köylerine ayrılan bölümde anlatılmalı diye düşünüyorum.

Mesela müzede mezar taşlarından hariç adada Türk ve Rumlar’la birlikte yaşamış Yahudiler’e dair bir anlatı ve bilgi de yer almalı. Marmara Merkezde Yahudiler’in kullanmış oldukları ev ve ticari yapılardan bazıları halen ayakta durmakta, sinegogları yıkılmış olsa da yeri bilinmektedir. Gelişmiş Tuzlu balık sanayii yüzlerce kadın-erkeğin müşterek çalışarak İkinci Dünya Harbi’nin zor koşullarında dahi ayakta kalabilmesini sağlamış, birçoğu emekliliklerini bu sayede kazanabilmişti. Ada halkının yaşamlarında çok önemli bir paya sahip Tuzlu balık ve balık konserveciliğine dair bir anlatının da balıkçılıkla ilgili diğer konuların yanında yer almasının çok önemli olduğu kanısındayım.

Bu ve benzeri daha birçok detay bir beyin fırtınası ile ilk aklıma getirebildiklerim. Eminim ki adalarda yaşayanların müze içeriğinde olmasını düşledikleri daha birçok husus yakın zamanda dillendirilecek ve bu doğrultuda adımlar atılacaktır. Kim bilir belki de ileride Avşa ve Ekinlik Adaları’nda da Marmara Adalar Müzesi’ne bağlı birer kültür evi veya sergi salonu hizmete açılır. Hayali bile güzel değil mi? Aslında her şey de bir hayalle başlamıştı…

Avni & Jale Özken Marmara Adalar Müzesi’ne tüm hemşerilerimin sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Kısa sürede Bozcaada ve İstanbul Prens Adaları’nda faaliyette bulunan benzer kent müzeleri gibi içeriğinin zenginleşmesi en büyük dileğim. Kaybolmaya yüz tutan ada kültürünü yansıtacak bu müzenin sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. Bu vesileyle Marmara Adalar Müzesi’ne gönül veren başta Merhum Avni Özken ve değerli eşi Jale Hanım’ı sevgi ve saygıyla anıyorum. Işıklar içinde olsunlar… Çınarlı Kültür ve Sanat Sevenler Derneği’ne, Büyükşehir ve Marmara Belediye Başkanlıkları’na ve Kültür Müdürlükleri’ne, salon düzenlemelerine belge bilgi ve arşivleriyle destek olan değerli öğretim üyelerimize ve Müze’nin hayata geçirilmesinde katkısı olan Müze Küratörü Eda Önder Hanımefendi nezdinde tüm emektarlara bir kez daha teşekkür ediyoruz…

Not: Müzeye Bağış ve katkı sunmak için Marmara Adalar İlçe Turizm Kültür Müdürü Hatice Kayacan ile iletişim kurulabilir. İrtibat telefonu: 0532 779 63 00


Kaynakça ve Fotoğraflar H. Can Yücel arşivi.

[1] https://arsiv.adalidergisi.com/cms/2010-2019/2016/sayi-131-mayis-2016/makale/1322/marmara-da-bir-muze-hayali

[2] https://www.instagram.com/bozcaadamuzesi/

[3] https://www.adalarmuzesi.org/cms/


Yayınlanma Tarihi: 07 Eylül 2023  /  Son Güncellenme: 08 Eylül 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.