Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 201 – Mart 2022      Sonunda “YETER” Dedik, Bir Daha Susmayana Dek

Sonunda “YETER” Dedik, Bir Daha Susmayana Dek


Kadınlar vardır,
Kadınlar her yerde

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Adalar’dan sesini yükseltmek, direniş ve dayanışmaya katkı vermek isteyen Adalı kadınlar 11 Şubat günü bir araya geldi.

Ülkemizde kadın olmanın güçlüklerini paylaşıp çözümüne odaklanırken, “Adalar’da da yan yana durarak direncimizi artırıp dayanışmalıyız” dediler.

Bu dayanışmanın hızla büyüyeceğine  inanarak “Adalar Kadınlar” birlikteliğinin ilk adımını 8 Mart’ta bir araya gelmek üzere attılar.

8 Mart etkinliği için bir WhatsApp grubu kuruldu. Bu grupta yer almak isteyen Adalı kadınların sayısı bir anda yüz kişiyi  aştı. Bu umut verici artışla birlikte, yaz aylarına dek Adalar’da yaşayan tüm kadınlara ulaşarak büyük bir dayanışma sağlamak hedeflendi. İlk etkinliğin ardından ara vermeksizin Adalı Kadınlar, çalışmaları sürecek. Aynı hafta kadınların ürettiği ürünler beş gün boyunca sergilenerek satışa sunulacak.

8 Mart etkinliği planlanırken İstanbul’daki yürüyüş ve bir araya gelişlerde göz önüne alınarak, Adalar’daki birlikteliğin sabah saatlerinde başlaması kararlaştırıldı. O gün bir motorla Büyükada’dan hareket edilecek, sırasıyala Heybeliada, Burgaz ve Kınalıada’ya uğranıp yeniden topluca Büyükada’ya dönülecek. Kadınlar pankartları, sloganları ve şarkılarıyla tüm adalarda seslerini duyuracaklar. “Yoksulluk ve Cezasızlık” bu 8 Mart buluşmasının ana konusu olacak, İstanbul Sözleşmesi, kadın cinayetleri, eşitsizlik, nafaka gibi pek çok kadınının gündeminde olan konular da ana başlıklar arasında yer alacak.  Tekne yolculuğu Büyükada’da noktalandığında İskele Meydanı’nda kurulacak serbest kürsüde bu etkiliğe katılan her kadın sözünü söyleyebilecek. Kısacası, adalı her kadın sesiyle, sözüyle, sazıyla bu etkinliğe davetli.

8 MART KADINLAR GÜNÜ BİLDİRİSİ

Bugün 8 Mart Dünya kadınlar günü.  Türkiye’nin her yerinde kadınlar sokakta.  Biz de adada yaşayan Adalı kadınlar olarak sesimizi duyurmak, bakım emeğimizin görülmesi ve yaşam hakkımızı savunmak için sokaktayız. Önce denizde sonra sokaktayız.

Bizler içinde yaşadığımız ataerkil düzenin sömürülenleri, dışlanmışlarıyız.  Kadınız.  Yaşlıyız. Beyazız. Siyahız. Transız. İşçiyiz. Ev kadınıyız. Çocuğuz. Anneyiz.  Ve daha birçok şeyiz. Bizler çokuz ve her şeye yetişiyoruz, çoğunu da bir arada götürüyoruz.

Yani diyoruz ki “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa.”

Başta kadınlar olmak üzere cinsleri ve cinsellikleri dolayısı ile ezilenler ve sömürülenler olarak erkek egemen düzenin yükünü omuzlarımızda taşıyoruz.  Ve onca yıldır bedenimize, emeğimize kimliğimize, tarihimize ve geleceğimize el konmasına karşı mücadele ediyoruz.

Covid salgını ile geçirdiğimiz bu ikinci senede hayatın her alanında daha da zorlanır hale geldik.  Eve sıkıştırılmış tüm aile bireylerine yönelik bakım emeğimiz bir yandan katlanırken, işten çıkarmalar, ücretsiz izin dayatmaları, evden çalışma ve güvencesizlik yaşam alanımızı iyice daralttı.  Türkiye’de 4 kadından sadece 1’i ücretli çalışıyor.  Evde parça başı iş yaparak geçim sağlamaya kayıt dışı çalışan sayısız kadın var.  1 milyon kadın iş aradığı halde işsiz.  Ev dışında çalışsın çalışmasın kadınlar ev içi ücretsiz emeğe ve görünmeyen bakım emeği yapmaya mahkûm.  9 milyon çalışan kadın ise ev işleriyle beraber fazla mesaiye de kalmak zorunda çünkü başka türlü geçinemiyorlar.  Ekonomik politikalar sonucunda tüm ülke birkaç kişi hariç iyice yoksullaştık.  Ancak yoksulun da yoksulu biz kadınlar olduk.  Elimize geçen üç beş kuruş kocamız babamız tarafından elimizden alındı.  Önce başkaları sonra biz diyerek yaşadık.  Buna rağmen direnmeye devam ettik.  Migros’ta Farplas’taki direnişlerde yine bizler öndeydik.  Susturamadılar.  Kamudan alacağımız var.  Karşılıksız bakım emeğimizin kamulaştırılmasını istiyoruz.  Eşit işe eşit ücret istiyoruz.  Sendika hakkımızı istiyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.

Susturmak için öldürmeye devam ettiler.  2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.  Failler kravat takıp pişmanım dediler, cezaları indirildi.  Gece yarısı istedikleri kahveyi yapmadığı için eşleri onları ağır tahrike uğratmış oldular, indirim aldılar.  Eşim aldattı dediler, iftira attılar, yine indirim aldılar.  Bir kadının boğazına 5 saat bıçak dayayan adam 6 ay, eve zorla giren adamı bıçaklayan trans kadına hemen 10 yıl ceza verildi.    Bir kadının kendini koruması taammüden adam öldürme sayılıyor, müebbetle cezalandırılıyor. Kadınlar şiddet gördüklerinde polise de mahkemeye de güvenmiyorlar.  Bu yüzden şikayetçi olmuyorlar. Sonuç yine cezasızlık. Üstelik 6284 sayılı yasa kadına yönelik şiddeti önleme ve kadınları koruma yasası iken mahkemelerde yine erkekleri korumak için kullanılıyor. Kadına yönelik şiddeti önlemede önemli düzenlemeler içeren ve devleti görevini yapmaya davet eden İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz biçimde çıkılıyor.  Bu adımları destekleyen kadın düşmanları elimize nafaka olarak geçen 3 kuruşu çok gördüler.  Nafaka haktır, kadınların ev içi görünmez emeğini görünür kılar.

Bu gece 20:00’de yapılacak olan gece yürüyüşümüzle Taksim inleyecek.  Bizler de Adalı Kadınlar olarak seslerimizi buralarda da duyuralım diye bir araya geldik.   Tanıştık, konuştuk, dayanıştık.  Haydi şimdi de denizleri ve sokakları hep birlikte inletelim.

Adalı Kadınlar


Yayınlanma Tarihi: 05 Mart 2022  /  Son Güncellenme: 05 Mart 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.