Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 223 – Ocak 2024      Eksiliyor Yaşanacak Yıllar

Eksiliyor Yaşanacak Yıllar


Başlayan yeni yıl için yazılacak yazıya başlık bulmak hiç kolay değil. Hele benim gibi ille de yazının başlığını bulmadan masaya oturamıyorsan… Ve de her yıl, gelen yeni yıl için bir yazı yazmışsan… Gelenek haline gelen bir alışkanlık olarak eski yeni yıl yazılarımı gözden geçirdim. Birçok şeyi defalarca yazmışım, aynı minvalde klasik şeyler yazsam ne fark edecek? Kim hatırlayıp da “Bunu daha önce de yazmıştın” diyecek? Düşündüklerim değişmemiş madem… Olaylar ve genel gidişat da değişmemiş… Ülkenin genel gidişatı da aynı… Aslında daha beter ama… Neyse, o kadar da olumsuzluk olmasın. Her yeni yıldan beklentilerimiz olmuş hep. Ummuşuz, tarih değişince bir şeylerin değişmesini ummuşuz. Değişir sanmışız. Oysa değişmemiş. Biz yine ummuşuz, yine değişmemiş. O halde tüm bu dilekler niye? Bir günden ötekine nasıl bir mucize bekliyoruz? Madem her yeni gün bir yıl öncesinin yeni yılı? Takvim mi belirliyor geleceği? E o halde?

Sonra daha önce hiç aklıma gelmeyen önemli bir şeye takıldım. Yaşıma. Ve geçen bunca yıla. Ki çeyreği bile yok artık önümde. Yaşıtlarım olan eşi dostu düşündüm. Ki her geçen yıl birileri eksilmekte. Kaçı ile daha kaç yılı paylaşabiliriz? Üstelik son birkaç yıl, dünyayı sarsan ve bir dolu can alan sevimsiz bir hastalık yüzünden ziyan olup gitti. Yaşanmamış sayılıp, yaşayacaklarımıza eklendi mi? Hayır. Ne mümkün… Giden yılı uğurlayıp geleni karşılamak eğlencelerle olmalıydı, öyle büyüdük ya… Yapabildik mi? O malum pandemi sürecinde çoğumuz eve kapanıp gideni kendi kendimize uğurladık, kendi kendimize karşılamadık mı geleni? Benim gibi artık ailesi olmayanları kastediyorum tabii. Kalabalık aileler, yani mecburen birlikte olanlar, sevdikleriyle sarılıp öpüşemediler bile. Aldırmayanlar hastalandılar.

Haa… Demek ki neymiş? Önemli olan sağlıklı kalabilmekmiş. Hele benim gibi, önünüzde geçenin çeyreği bile kalmamışsa. Tamam. Duydum. Bir dolu da genç öldü dediniz. Evet. Bir dolu da hasta genç var biliyorum, benim genç bir dostum haftada üç kere diyalize giriyor. Ama olasılıklar söz konusu olmuyor mu, mesele tahmini zamanı hesaplamaksa? Görüldüğü gibi oldukça moralsizim dostlar, aklıma iyi bir dilek bile gelmiyor. Boşa giden yıllara mı yanayım, yeri doldurulamayacak gidenlere mi, gelecekle ilgili umutların azalmasına mı?

Ben bu yazıyı yazarken henüz yılbaşına zaman var ama siz okurken yeni yıla girmiş olacağız. O malum geceyi yalnız geçirmeyi planlıyorum, sanki herhangi bir günmüş gibi, beklentisiz… Giderayak beklenmedik bir sürpriz yapmazsa zaman, asude bir geçiş olsun istiyorum takvimde değişecek sayıya. Ki ‘yeni yıl’ kavramı benim için yalnızca bu demek artık. Sosyal medya çalkalanıp duruyor, Noel kutlamalarıyla ve bir o kadar da bunca yıl sonra depreşen garip bir nefretle. Kutlama kardeşim kutlama istemiyorsan, kaldı ki Hz. İsa Kuran’da da inanılması öğütlenen bir peygamberdir ve de adını çocuklarına da koyuyorsun madem, demek inanıyorsun… İşte onun doğum günü bu. Nedir bu ilkel düşmanca tavır? Bir gazeteci de –valla vereceğim adını: Erem Şentürk- “Noel Baba çocuk tacizcisidir, pedofil sapığın tekidir” demiş, iyi mi? Bir bu eksi kalmıştı demez misin? Adam bir de Anadolulu’ydu biliyor musun kardeş? Demreli’ydi demez misin? Yılbaşı ağacı süslenmesi konusuna girmesem de olur, hemen hemen her yılki yazımda tekrarlayıp durmuşum o adet Orta Asya Türkleri’nden dünyaya yayılmıştır diye. Para etmiyor.

Diyeceksiniz ki seni kim ipler? Üç beş yazı yazdın diye ne havalara giriyorsun? Konu o değil. Konu, ülkeyi kıskacına alan cehalet… Meraksızlık. Olana razı gelme. Bir göz atın elinizden bırakmadığınız telefonlardan internete falan. Körü körüne inanmaktansa, öğrenmeyi, bilmeyi seçin. Eh tamam, yine yakınma moduna girdim. Yakışmıyor yeni yıl yazısına. İyisi mi burada kesip klasik iyi dilekler şeettireyim.

Yaşıtlarıma, sağlık ve kimseye muhtaç olmadan yaşama diliyorum. Gençlere de hayatın değerini bilin ve merak etmekten, araştırmaktan, öğrenmekten vazgeçmeyin diyorum.

İnşallah geçen yılları aratmayan bir yıl olur. İnsanlık da sevginin önemini kavrar. Ve de özünde her canlının eşit olduğunu. Tam bu kavramı anlatan bir paylaşıma denk geldim, fotoğrafının bu sayfaya konması uygun düşer dedim. Bir de kedicik resmine denk geldim, Allah’tan hayvanlara merhamet edilen bir dünya dileyen. O da bulunsun dedim. E hadi iyi yıllar.


Yayınlanma Tarihi: 08 Ocak 2024  /  Son Güncellenme: 09 Ocak 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.