Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 217 – Temmuz 2023      Adalı Portreleri: Enif Yavuz Dipşar

Adalı Portreleri: Enif Yavuz Dipşar


Bu genç kadının adını ilk duyanlar çoğunlukla “Elif” olarak algılıyor, “Enif” olduğunu anlayanların da bir kısmı nüfus memurunun harf hatasının kurbanı olduğunu düşünüyor. Oysa bu başarılı Adalı genç kadınımızın adı onun yaşam öyküsünü anlatan bir simge sanki.

Uzak yol kaptanı babası Sezai Yavuz, güney yarımküredeki yolculuklarından birinde yaşadığı bir zorluğu, ona yol gösteren bir parlak yıldızla aşıyor; Pegasus kümesinin parlak sabit yıldızının adı Enif.  Ve babası Enif’e yüreğinin seçtiklerine ışık tutabilsin diye bu adı veriyor.

Enif Dipşar da bugün İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin Sosyal Hizmetler Daire Başkanı. Bu koca kentte sosyal hizmet bekleyenleri mutlu etmeye çalışıyor, önceliği de dezavantajlı gruplar: kadınlar, çocuklar, göçmenler, azınlıklar, yaşlılar….Kısacası yaptığı işi ondan dinlersek “Hak temelli eşitsizliklerin karşısında birlikte dayanışarak duracağımız bir mücadele  bu. Bizi dayanışma yaşatacak. Dünyada en temel sorunlardan biri, sürekli bir ayrışma ve ötekileştirme üzerinden sevgisizliği büyütme.” İşte o parlak yıldız ışığını paylaşırken, tüm ışıkların katılımıyla sevgi dolu bir kent kurma hayalinin peşinde çılgınca koşuyor. Bugününü babası görebilse Enif’e adıyla yüklediği rol için bence çok sevinirdi.

ADA, ÖZGÜRLÜKLÜKTÜR, BAĞIMSIZLIKTIR, ÖZGÜVENDİR

Enif Dipşar 1981 doğumlu.  28 yaşından beri de kamusal alanda çok önemli görevler üstlenmiş bir kadın. Görev üstlenmek ülkemizde mesele değil. Üstlendiğin görevi layığıyla, sürekli üreterek yapmak esas olan. O genç yaşında böylesine büyük bir sorumluluğun altından kalkmasında en büyük payı “Adalı olmaya” ve tabii ki “Adalı ailesi”ne (Aile kavramı küçük yerlerde kan bağının dışına taşar, birlikte büyüdüğün, yaşadığın insanları da ailene katıverirsin)  biçiyor:

“En büyük şansım çocukluğumu adada geçirmiş olmak. Farklı kültürlerle bir arada büyümenin zenginliği… Ana karadan farklı bir kara parçası üzerinde apayrı bir ekoloji, apayrı bir sosyolojide büyümüş olmak..Bunların dışında Ada bağımsızlık, özgürlük. Güvenli bir bölge olduğu için, bağımsız hareket alanın erken yaşta genişliyor. İstanbul’daki pek çok çocuktan önce gece tek başına yürüyor, arkadaşlarınla buluşuyorsun. Bu özgüveni müthiş geliştiriyor.”

Enif, özgüveniyle kendini en mutlu edecek yolu bulana dek yürüyor da yürüyor…

TİYATROCU, RESSAM, FOTOĞRAFÇI

Eğitim hayatı altı yaşında İstanbul Şehir Tiyatrosu sınavını kazanması ile başlıyor. Orada altı yıl eğitimi sürerken, bir yandan da sıkı piyano dersleriyle sanatçı yanı güçleniyor. Şehir Tiyatroları’nda çocuk oyuncu olarak profesyonel yaşama da adım atıyor. 1992 yılında da Dormen tiyatrosunda büyük ustalarla hem yetişkin hem çocuk oyunlarında sahneye çıkıyor.

Sanatla böylesi iç içe yaşarken Güzel Sanatlar Lisesi’ni seçiyor haliyle. Orada da resim eğitimini. AFS Kültürlerarası Programı ile Amerika’ya Washington DC’ye Duke Ellington School of Arts’a gidiyor. Ünlü caz üstadının adını taşıyan okul Enif’in sanatçı yanına yeni bir ışık ekliyor: Fotoğraf. Karanlık odaya girdiğinde, küvetin içinde imgenin yavaş yavaş büyüdüğünü görmek büyülüyor onu: “Mucizeydi. Sihirbazlık gibi bir şey.”

Resim çalışmalarına da devam ediyor ve Amerika’da hem fotoğraf hem resim sergisi açıyor. Daha lise yıllarında, yaptığı her işi layığıyla yapabilme çabası ödülleniyor: Amerikan Yüksek Mahkemesi onun sergideki bir fotoğrafını satın alıyor. Bu genç sanatçıya Amerika’nın pek çok üniversitesi yüzde yüz bursla kapılarını açıyor. Burs vermemekle ünlü New York’daki New School’un Parsons School of Design bölümü de. Önüne dağ gibi bir anne (Begüm Yavuz- ki bu anneyi anlatmak bu yazıya sığmaz, ama bu portreyi sizden esirgemeyeceğim ve bir gün mutlaka anlatacağım) engeli dikiliyor.

O zaman annesine direnmiyor, şimdi de eğitimine Amerika’da devam etmediği için hiç pişmanlık duymuyor. Orası ona kendi kültürünü daha iyi tanımasını sağlamış.

“Farklı kültürlerin bir arada olduğu ortamlarda kendi farklılıklarını keşfedip, kendi kültürünü anlıyorsun. İşte Ada da tam böyle bir yer. Bunu orada iyice kavradım ve yıllarca kültürlerarası öğrenme üzerine düşünüp çalıştım.”

SANATTAN SOSYALLEŞMEYE DOĞRU BİR ADIM DAHA: GAZETECİLİK

Artık O, fotoğrafın sosyolojik boyutunu keşfetmiş, vaz geçemez. Mimar Sinan Üniversitesi’nde eğitimine devam ediyor. Belgesel fotoğraf ve görsel iletişim derslerine giren hocası Kamil Fırat’ın ekolü ile yetişiyor. Belgesel fotoğrafçılığı içinden yükselen sesi, ya da ışığı, ya da derdini anlatması için en iyi yol oluyor ona. Bitirme projesini aylarca kadın sığınma evinde kalarak tamamlıyor. “Benim fotoğrafçılık ekolümde biz kaybolmaya çalışırız. Gündeliği, sadeliği, olabildiğince hakikati paylaşmak isteriz.”

Üniversite yılları, aynı zamanda sivil topluma da yönelme yılları. Gençlik örgütlerinde yer alıyor. İki dönem ona farklı kültürlerin kapısını açan AFS Gönüllüleri Dernek Başkanlığı yapıyor. Balkan Gençlik Festivali’nin düzenlenmesinde etkili oluyor. Habitat gençlik örgütüyle çalışıyor. Altmış ülkede gençlik programları, kültürlerarası öğrenme üzerine etkinlik yapılmasını sağlıyor. Güney Doğulu gençlerin İstanbul ile tanışması için programlar yapıyor.

Bütün bu çalışmalar arasında kendini ifade edip mücadelesini anlatacağı yolları aramayı sürdürüyor. İlkokulda bir dergi çıkarmış iki arkadaşıyla ve gazeteye haber olmuşlar. Fotoğrafçılığı gazetecilikle birleştiriyor ve 2006-2007 yıllarında Sabah grubu TMSF’ye devrediline dek fotoğraf editörlüğü ve gazetecilik yapıyor.  “Özgürce söz söyleyemezsem ne anlamı var ?” deyip istifa ediyor. Artık sivil toplumda da kadın hareketi içinde feminist bir kadın.

Nerede nasıl yer almalı? “Karar mekanizmasında yer almak gerek diye düşündüm. Eleştirdiğim her şeye bir de içerden bakıp görmek istedim.”

BELEDİYECİLİKTE PARLAYAN BİR YILDIZ

Kartal Belediyesi’nde yirmi sekiz yaşında genç bir kadın müdür olarak göreve başlıyor. Kadın ve genç olmasının çifte dezavantajıyla ayrımcılığı yaşarken öz güvenini yitirmeden çalışıyor. Yaygın olmayan interneti, gençler için dokuz meydana taşıyor, kamunun şeffaf olmasını hayal ettiği için belediyenin gelir ve gider tablosunun her gün internette yayınlanmasını  sağlıyor, kadın sığınma ve dayanışma evleri, kreşler ile binlerce kadın ve çocuğa ulaşıyor. Kadın dayanışması ile kadın emeği ve ekolojik pazar hayalleri bir bir gerçek oluyor.

Bir yıl önce Sosyal Hizmet Müdürü olarak Büyükşehir Belediyesi’ne geçiyor. Bir kaç ay sonra da daire başkanı oluyor ve kısa bir süre içinde de 6 Şubat depremini, o büyük felakette çalışma hayatının en büyük sınavını veriyor.

İstanbul Belediyesi’nin Afet Koordinasyon merkezi Yenikapı’da kuruluyor. Enif Dipşar otuz bin gönüllü ile orada gece gündüz, 7/24 çalışıyor. “Hepimiz için çok özel bir kamptı. Gönüllüler arasında sınıfsal hiç bir ayrımın olmadığı, bütün maskelerin atıldığı, tüm söylemlerin eyleme dönüştürüldüğü bir yer oldu Yenikapı.”

Bölgeyle iletişim ve hizmetler hala sürüyor. Bu arada İstanbul için çalışmalar da da aksamıyor. İstanbul’da her ilçede kadın forumları yapılıyor. Kadınlar belediye çalışmalarıyla ilgili beklenti ve kendileriyle ilgili sözlerini söylemeye teşvik ediliyor bu forumlarla. Mahallelerde çocuk buluşmalarında, çocuklar da söz sahibi olmaya kendi sözlerini üretebilmeye yönlendiriliyor. Katılımcılığın böyle gelişeceğine inanıyor. Elli yedi kreş, ellinin üzerinde yaz okulu, kadın dayanışma ve sığınma evleri, atölyeler, kooperatifleşme çalışılan alanların bir kısmı. Hepsini aktarmak güç, internette de elimizin altında.

Ama Vizyon projesi  İBB Kadın’ı altını çizerek duyurmak isterim. 444 80 86 numaralı telefon her saat her sorun için kadınlara açık. Dört dil kullanılabiliniyor: Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça. Kadınlara bu yolla hukuk, sağlık, psikolojik, istihdam gibi akla gelebilecek her konuda danışmanlık hizmeti veriliyor.

Enif Yavuz Dipşar tüm bu çalışmaları yüzde yetmişi kadınlardan oluşan bir ekiple gerçekleştiriyor. Tabii sevgili annesinden, anneannesinden, babasından, Adalı ailesinden, yirmi yıldır hayatı paylaştığı yol arkadaşı sevgili kocası Hasan’dan ve yedi yaşındaki oğlu Emre’den aldığı güç ve destek de ona Atom Karınca hızını veriyor. “Hasan gibi her şeyi ortaklaşabildiğim yol arkadaşımın olması çok büyük şansım.” diyor.

Kaybettiği yakınlarını da yanında hissediyor:

Anneannesinin, dedesinin, babasının yitirdiği yakınlarının mezarları Büyükada’da. “Beni şekillendiren Ada şimdi bu yüzden de vaz geçilmez. Onlar Ada toprağına karıştılar, ben de o toprağı öpüyorum ve onlara sarılıyorum böylece.”

Biz ona başarı diliyoruz ve biliyoruz ki önüne çıkan her engeli ışığıyla yok edecek, “mücadelem” dediği yolda ilerleyecek.


Yayınlanma Tarihi: 06 Temmuz 2023  /  Son Güncellenme: 07 Temmuz 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.