Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 209 - Kasım 2022      Kınalıada Ahbarikini Kaybetti

Kınalıada Ahbarikini Kaybetti


Aram Gülbenek Anısına…

O, bembeyaz, pamuk gibi saçları olan, güvenilir ve pozitif biriydi. Kınalıada’ya gelişi ihtilalden hemen sonra, hayatının kırk iki yılını yan yana geçireceği Tülay’a âşık olmasıyla başlayan bir serüvendi. Tülay’a âşık olduğu gibi onunla birlikte hayatına giren Kınalıada’ya da âşık olmuş ve Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin mezarlığına hiç ayrılmayacak şekilde yerleşmişti. Uzun yıllar maddi zorluk çekmesine rağmen, cebindeki son kuruşunu hiç düşünmeden paylaşırdı. Bir gün, Aram, iskeleye doğru yürürken Adalı bir gencin yanına gelip “Ahbarik şehre inmem gerekiyor bana yol parası veriri misin?” diye sormasıyla, cebindeki tüm parası olan yirmi liranın tamamını vermesi bir olmuştu. Sonrasında bu olayı Tülay’a anlatırken, Tülay’ın “Neden bütün paranı verdin?” sorusuna karşılık Aram “Ben Ada’dayım bir şey olmaz ama o çocuk şehre iniyor üzerinde para olsun diye verdim” cevabını vermişti.

Koyu Fenerbahçeli olan Aram, arkadaşlarıyla Ada’nın kahvesinde maç izlemeyi ve maçtan sonra Kınalıada Haber Sayfası’na röportaj vermeyi severdi. İş arkadaşı Eren’le maç günleri yan yana gelmemeye çalışırlar ve ayrı ayrı maçı izlerlerdi. Aram’ın Eren’le husumet yaşadıkları tek konu buydu. Aram, kendi çocuğuna yapamadığı babalığı Eren’e ve Ada’nın diğer gençlerine bonkörce pay ederdi. Aram ve Tülay’ın çok istemelerine rağmen hiç çocukları olmamıştı. Çocuk sahibi olmayı o kadar çok arzu ediyor olmalıydılar ki, Kınalıada’nın sokak hayvanlarıyla kendi çocuklarına sahip çıkar gibi ilgilenmeye başlamışlardı. Özellikle Aram’ın 2013 yılında Mavi Marmara’da işe başlamasıyla hem büyük bir maddi zorluktan kurtulmuşlardı hem de sokak hayvanları için daha rahat destek toplayabilecekleri bir süreç başlamıştı.

Ada’da Aram’a Robin Hood derlerdi. Yaz aylarında, insanla dolup taşan Kınalıada, kış aylarında yalnızlaşır ve ıssız bir hale bürünürdü. Böylece yaz aylarında karınları doyan adalı sokak hayvanları, kışın tıpkı yaşadıkları ada gibi sahipsiz, öksüz ve aç kalırdı. İşte böyle zamanlarda ada halkı tarafından sevilip sayılan Aram, kış gelip de yazlıkçılar kışlık evlerine gittiklerinde, maddi durumu iyi olan dostlarına sosyal medyadan seslenir “Ada hayvanları için kışın mama yollamayı ihmal etmeyin.” derdi. Aram’ın bu seslenişi Mavi Marmara iskelesinin önünün mamayla dolup taşmasına yeterdi. Aram, bu mamaları, yaz kış Ada’da yaşayan ama bir kış boyunca Ada’nın hayvanlarını besleyebilecek, maddi durumu olmayan hayvanseverler arasında bölüştürürdü. İşte bu sayede Adalı sokak hayvanlarının yazın doydukları gibi kışın da karınları doyardı.

O, 2019 yılında kanser olduğunu öğrendiği zaman da neşesini, pozitifliğini kaybetmemişti. Kemoterapinin verdiği ağrılara, acılara, halsizliğe rağmen, ne ondan yardım isteyen insanlara el uzatmaktan ne de sokak hayvanları için mama toplamaktan vazgeçmişti. Bir sabah, yorgun ve halsiz uyanmış ve bir gece önce gördüğü rüyayı anlatmak için Tülay’ı yanına çağırmıştı. Rüyasında yıllar önce ölen köpeği Golden’i toprağı kazarken gördüğünü anlattığında, Tülay’ın aklından geçenler Tülay’ı ürkütmüş, tedirgin etmişti. Aram’ın durumu gün geçtikçe, daha da ağırlaşmaya başlamış, yemek yiyemez hale gelmişti. Doktorlar durumunun daha da kötü olacağını ve her şeye hazırlıklı olması gerektiğini Tülay’a söylemişlerdi. Tülay, bir gün, yatakta uzanan Aram’ın yanına ilişip sohbete koyulmuştu…

Tülay: Ne zamandır sohbet etmiyoruz biraz konuşalım

Aram: Ne konuşacağız kızım be?

Tülay: Ne demek ne konuşacağız, sen beni sevmiyor musun? Ben seni çok seviyorum.

Aram: Ben de seni seviyorum Tülay.

Bu konuşma Aram ve Tülay’ın veda konuşması olmuştu. Aram, 18 Temmuz Pazartesi sabahı, iyi hissetmediğini ve hastaneye gitmek istediğini Tülay’a söyledi ve hastaneye kaldırıldı. Hastanede üç gün yaşam mücadelesi veren Aram, 20 Temmuz Çarşamba günü hayata gözlerini yumdu. Aram’ın vefat haberini alan Kınalıada, o gün sessizliğe bürünmüş, matem elbisesini giyinmişti. Güneş tepede, cayır cayır sıcaklığını her yana yayıyordu. Martılar sessizleşmiş, kedi ve köpekler gözden kaybolmuşlardı. 22 Temmuz 2022 Cuma günü,  Narçiçeği sokağında bulunan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi hınca hınç doluydu. Tarihinde görmediği bir kalabalığa ev sahipliği yapmaktaydı. İnsanlar kilisenin içerisinden bahçeye ve oradan Narçiçeği sokağına kadar taşmıştı. Kalabalığın sesi bir uğultu gibi yayılmaktaydı. Ada’nın diğer sokaklarıysa sessizliğe bürünmüştü. Bütün esnaflar kepenkleri indirmiş, cenazede saflarını tutmuşlardı. Ada’nın Ermenisi, Kürtü, Türkü, Süryanisi, Lazı, Çerkezi, Alevisi, Müslümanı, Rumu, kedisi, köpeği, çiçeği, böceği, taşı, toprağı, denizi, ağacı o gün yastaydı! Kınalıada Aram Ahbarikini kaybetmişti. Kınalıada demek Aram Ahbarik demekti, Aram Ahbarik demek Kınalıada demekti…

Doğa ana Aram’ı sıcacık rahmine geri aldı. Ağrıları dinmiş, yüreği ferah, tam da en sevdiği yer de Kınalıada’sın da, denizin ortasında, huzurlu ve sevdiklerinin arasında…

Bu yazıyı yazmamda gerekli olan bilgileri bana sağlayan Tülay Gülbenek ve Eren Turgut’a teşekkürlerimi borç bilirim…

 


Yayınlanma Tarihi: 04 Kasım 2022  /  Son Güncellenme: 05 Kasım 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.