Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 209 - Kasım 2022      “Adalı Olmak”

“Adalı Olmak”


Aylardır okuyorum “Adalı olmak” üzerine dergimizde yazılan, duygularına ortak olduğum, düşüncelerine daha az katıldığım, ifadeleri fevkalade olan yazıları…
Çocukluğuna Ada’da uyanan bir kişi olarak benim için ne ifade ediyor diye düşündüm ve ben de duygularımı paylaşmaya karar verdim…


Bana göre, öncelikle tariflerde bir düzeltme yapmak istiyorum, Adalı olmak ile Ada’da yaşamak bana göre çok farklı duygu ve eylemler.

Elbette Ada’ya ayak basar basmaz insan kendisini Adalı hissedebilir, ama Ada’da doğmak Ada’da ölmek arasındaki bir süreç var ve bu süreci ciddiye almak gerekir.
‘Adalı olmak bir ayrıcalıktır’ düşüncesine inananlardan biriyim. Ama son yıllarda birbirimizden kopuk yaşıyoruz, daha doğrusu yaşamaya gayret ediyoruz. Halbuki yıllar önce çocukluğumuzun en güzel günlerinde her evi bizim zannederdik; Niça Teyze, Aleko Papu, Ester Abla, Vahram Abi kendi çocukları gibi görürlerdi bizi. Her ev bizimdi, içinde yaşayanlar da aile bireylerimizdi. Onların tıpkı 80ler öncesi ABD’de olduğu gibi biz çocuklara her konuda karışmaya, yanlışımızı düzeltmeye hakları vardı ve bizleri iyiye, doğruya yöneltirlerdi… Bizler de özen gösterir ve ikaz edildiğimizde hemen durur, söz dinlerdik.

Gerçek sevgiyi, Ada’ya Ada’nın bütününe ait olduğumuzu, paylaşmayı, birlikte yaşamayı başarmış ve bu güzelliklerle büyümüştük.

Ne yazık ki Ada’nın her tarafına yayılmış o müthiş ailemizi koruyamadık. Politikanın o gizli ve kirli elleri hepimizi savurdu ve bizler onlarsız onlar da bizsiz kaldı…
Adalı olmak, içinde özlemi de barındırır. Hem nasıl bir özlem, özlenen bir Ada, özlenen Adalılar…

Anılar birbirimize nasıl da bağlamış bizi… anılar çoğaldıkça özlemlerimizin bir gemi dolusu olacağını hiç düşünmemişiz…

Bu özlemi bir miktar dindiren ailelerin emeklilik dönemini, şehir yoğunluğundan kaçmanın keyfini Ada’da görece münzevi yaşamı seçmeleri oldu. Ada’yı tercih edip yaşamaya başlayanlar ile kaynaşmayı başardık. Ada’da kendi iradenizle yaşamaya başlamak, Ada’da yaşama gözünü açmak ve Adalı olarak büyümek ayrı ayrı…


Yıllarca Ada’da yaşayıp, Ligor Papu’yu, Atina Yaya’yı, Sadık Amca’yı, Koço ve Yorgo’yu, Andrea ve Yorgo amcaları, Dimitri Hoca’yı, Lucas Amca’nın inci profiterollerini, Lefter’i ve birlikte büyüdüğümüz kızlarını, Milto’yu Turgay’ı, Muhtar Nail Amca’yı, Ayayorgi Kilisesi’nde sevgili Naciye’nin anne ve babasını ve kocaman bir sevgi ordusunu unutmak mümkün mü? Elbette değil ama zaman insanın yaşamına öylesine güzellikler de ekliyor ki o çıkarttıklarının yerine ve yeniden kucaklaşıyor umuduyla.

Ada’lı olmayan bir denizci giriyor Ada sularından ve bir yuva kuruyorsunuz, kızlarınız ekleniyor ve yine yeni bir kalabalık oluşmaya başlıyor… Yıllar geçiyor, sizden daha fazla Adalı hissediyor kendisini … Çoğunlukla teknede yaşayarak o denizi, biz ‘kara’yı koruyor kolluyoruz.

Yenilerle yola devam ediliyor büyük bir heyecan ve keyifle, zaten bu yol da yüreğinizin seçtiği yol olduğu için umut saklanıyor bir yerlere… Yıllar geçiyor ve onların da bir kısmını alıyor yanınızdan ama artık siz de büyümüş oluyorsunuz ve öğreniyorsunuz ‘kalan’ ile yetinmeyi ve eklenenlerle yola devam etmeyi zira artık yolunuz mecburi istikamet oluyor…

On beş yaşındaki Alim ile yedi yaşındaki Emrem’in, “Biz Adalı’yız ve büyüyünce sizler gibi Adalar’ın doğası, canlıları, Adalılar’ın iyiliği ve mutluluğu için çalışacağız, sen sakın merak etme anneanne…” demesi ile yaşam yine sevindiriyor sizi; kayıplar ile eklenenler arasında keyifle, huzurla nefes alıyorsunuz.

Böylesi bir kalabalık ailede büyümek ne büyük mutluluk, ne büyük keyif, cesaret, zaman zaman fazla bir aidiyet duygusu yaşamak ne güzel… Ya da ne güzeldi demek lazım belki de… İyi ki yaşadık…

Bir ömür yaşamdan taleplerimiz oldu, hep yaşamdan bekledik bizi sevindirmesini… Ama artık ben kararlıyım, yaşamı sevindireceğim: dürüst, hırslarından arınmış, parayı çoktan hak ettiği yere gömmüş, paylaşımdan yana, şeffaf, birlikte karar veren, vefalı, insan yüreğine kıyamayan tüm canlılar ile huzur bulan Adalılar ile yaşamı sevindireceğim.

Yaşam bunu çoktan hak etti bize verdikleriyle. Adalı olarak nefeslerimizi birleştirelim, yaşam bizden umudunu kesmesin, onun bize, bizim ona çok ihtiyacımız var zira…


Yayınlanma Tarihi: 04 Kasım 2022  /  Son Güncellenme: 06 Kasım 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.