Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 208 – Ekim 2022      Yıllar Önce Basında Adalar: Ekim 1937

Yıllar Önce Basında Adalar: Ekim 1937


Sonbaharın gelişiyle birlikte gazetelerde Adalar ile ilgili haberlerin sayısında belirgin bir azalma gözlüyoruz.

Yaz boyunca her gazetede haftanın en az üç günü Adalar ile ilgili bir haber bulabilirdik. Oysa Ekim ayından itibaren bu haberlerin sayısı ayda bire iniyor. Bunlar da genellikle inşaat faaliyetleri ile ilgili haberler oluyor.

Bunun bir istisnasını zamanın ünlü tarihçi ve gazetecisi Ahmet Refik’in ölümü ile ilgili haberler oluşturuyor.

1937 Ekim ayının gazetelerindeki gezimize buyurun.


Büyük ve Acı Bir Kayıp

Tarihçi Ahmet Refik Dün Sabah öldü

Üstat, Son Günlerde Çok Zaruret Çekiyordu. Cenazesinin Büyükadaya Gömülmesini Vasiyet Etti

Ustat Ahmet Refiki de kaybettik. Ömrünün uzun yıllarını tarih tetkikçiliği, tarih yazıcılığı ve tarih hocaIığı için harcıyan Ahmet Refik, dün öldü. Onun ölümüyle Türk matbuat âlemi de çok eski ve kıymetli bir emektarını kaybetmiş oldu.

Tarihçi, hoca ve gazeteci Ahmet Refik on beş gün kadar evvel, bir gezinti esnasında şiddetli bir soğuk almış, bir iki gün sonra da ağır bir hastalıkla yatağa düşmüştü. Büyükada oturuyordu. Evinde bakılacak vaziyette değildi, son zamanlarda sıkıntı içindeydi. Bu sebeple hastaneye kaldırılmak lüzumu baş göstermişti. Fakat zatürree ve zatülcep ihtilâtından yatan üstadı, bu vaziyette hastaneye kaldırmak imkânsızdı. Fakat ortada doktor ve hastabakıcının daimi ihtimamını istlyen bir hasta vardı. Bu zaruret karşısında bir hafta kadar evvel Adadaki evinden kaldırıldı, bin güçlükle Haydarpaşa Nümune hastanesine yatırıldı.

Kıymetli tarihçinin sıhhi vaziyetile her gün, her saat alakadar oluyor, hastaneden şifa haberi soruyorduk. Fakat ümit ve sevinç verici tek cümle alamıyorduk ve nihayet dün tekrar sorduk ve üstadın Allahın rahmetine kavuştuğunu öğrendiğimiz zaman çok  müteessir olduk.

Son dakikaları

Ahmet Refik’in ölümüyle memleket münevver ve çok çalışkan bir çocuğunu kaybetmiş oluyordu.

Merhumun son günleri, son dakikaları çok ıstıraplı ve hüzünlü geçmiştir. Evvelki gün vaziyeti çok ağırlaşmış, doktorlar sabaha kadar hastanın başı ucundan ayrılmamışlardır. Doktor Müfit Kâzım, Sami, Bürhan ve Hamdi bütün bir gece hasta ile meşgul olmuşlar, fennin bütün tedavi ve şifa çarelerini ihtimamla tatbik etmişlerdir. Fakat üstat Ahmet Refik sabah yaklaştıkça biraz daha soluyor, bitiyordu.

Sabahın alacalığında bir aralık doğrulur gibi olmuş, etrafındakileri güçlükle seçmiye çalışarak şöyle inlemiştir.

– Gözlerim artık çok hafif görüyor. Öleceğim. Kurtulmamın imkânı kalmadı. Bunu biliyorum…

Gazete istiyor

Ustat Ahmet Refik, gazeteciliğe olduğu gibi gazeteye de çok düşkündür. Gazetelerini hergün okur. O sabah ta vaziyetinin bütün ağırlığına rağmen gazete istemiş, getirmişler ve eliyle işaret ederek dolabın üstündeki beş kuruşun gazeteciye verilmesini söylemiş,  bu arzusu da yerine getirilmiştir.

Ustat eline verilen gazeteye göz gezdirmiş, kelimeleri güçlükle seçmiye çalışmış. fakat bu sırada çok ağır bir buhran neticesinde kendini kaybetmiştir. Bu, dün sabah oluyor. Saat dokuzdur ve tarihçi Ahmet Refik hayata gözlerini kapamıştır.

Ustat Ahmet Refik çok cömert bir tarih tetkikçisi idi. Elliden fazla eser yazmış, hepsini de neşretmiştir. Ayrıca gazetelerde de senelerce tarihi makale ve tarihi tefrika sütunlarını doldurmuştur ki bu husustaki tafsilat ile merhumun hayatı ikinci sayfaya ayrıca konulmuştur.

Cenaze merasimi

Ustadın ölümü, çok etraflı bir teessür uyandırmış, alakadar resmi makamlar da büyük bir hassasiyet göstermişlerdir. Vilayet, üstadın cenazesini, merasimle kaldırmak ve Mecidiye köyü mezarlığında Şairiâzamın yanına gömdürmek arzusunu göstermiştir. Fakat Ahmet Refik son demlerinde cenazesinin Büyükadaya götürülerek oraya gömülmesini vasiyet etmiştir. Bu vasiyet üzerine dostları cenazeyi yarın Haydarpaşadan Büyükadaya nakletmek kararındadırlar. Bu karar tahakkuk ettiği takdirde cenaze bugün Adaya götürülecek, saat üçte Büyükada camiinde cenaze namazı kılınacak ve sonra Ada mezarlığına defnedilecektir.

Hususi hayatı

Ustat Ahmet Refik’in ilim hayatı gibi, hususi hayatı da çok dolgundur. Son senelerde bazı sebepler ona çok elem çektirmiştir. Bu sıralarda üstat geçim sıkıntısı da çekiyordu.

Ustat “Ahmet Refik” adını nasıl aldığını kendisi şöyle anlatmıştı:

-Harbiye Mektebinde talebe idim. Asıl adım Refiktir. Ahmet Babamın adı idi. Fakat sınıfta iki Refik vardı. Sınıf zabiti ikimizi biribirimizden ayırt etmek için benim adımın Ahmet Refik olmasını tensip etti ve o tarihtenberi Ahmet Refik oldum.

Çallı ve Ustat

Ustat tarihçi, maruf ressam Çallı İbrahimle çok dosttu. Hattâ Çallı hakkında manzum bir “Çallıname,, de yazmış, bunu çok güzel nüktelerle süslemişti.

Çallı İbrahim, üstat Ahmet Refik’i Adadaki evinde sık sık ziyaret ederdi. Ustat bir gün şaka olsun diye şöyle demişti:

– Artık evin boyasını değiştireceğim. Çallı o zaman belki evi bulamaz.

– Ustada rahmet, aile ve dostlarına aile ve dostlarına sabır dileriz.

Tan, 11 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Pazartesi


Merhum Ahmet Refik

Ustadın Cenazesi Dün Merasimle Gömüldü

Ölümünü, teessürle haber verdiğimiz, büyük tarihçi muallim ve gazeteci Ahmet Refiğin cenazesi, dün gözyaşları arasında gömüldü. Cenaze, saat 13 te Haydarpaşadakj Nümune hastanesinden kaldırıldı, cenaze otomobilile Kadıköyüne götürülerek bir motöre konuldu. Motörde ailesi efradı, yakın dostu ressam Çallı İbrahim, gazeteciler vardı. Motör, saat 13,30 da Büyükadaya hareket etti. Saat 15 te Adaya varıldı. Adalar kaymakamı, Heybeliada kız orta mektebi talebeleri ve çok kalabalık bir halk, bu münevver memleket evladına son hürmet vazifesini ödemek üzere iskeleye gelmişlerdi.

Ustadın, bir Türk bayrağına sarılmış olan tabutu eller üzerinde motörden çıkarılarak iskelenin üst kısmına yerleştirildi. Biraz sonra İstanbuldan vapurla vali ve belediye reisi Muhittin Üstündağ, merhumu seven dostları birçok muharrirler ve münevver zevat ta merasime iştirak etmek üzere Büyükadaya geldiler.

Cenaze, bu münevver kütlenin elleri üzerinde iskeleden Büyükada camiine götürüldü. Adadaki bütün dükkâncılar, cenaze alayı geçerken dükkanlarını kapamak suretile ona son hürmetlerini gösterdiler.

Cenaze namazından sonra tepedeki mezarlığa gidildi. Cenaze, gözyaşları arasında ebedi istirahatgâhına bırakıldı. Mezar başında en yakın dostu Çallı İbrahim, merhumun hayatını anlatan kısa bir hitabe söyledi.

Türk Tarih Kurumu, İstanbul Basın Kurumu ve Adalar kaymakamlığı birer çelenk göndermişlerdi. Onlar da büyük ölünün mezarına kondu. Hazin merasim, bu suretle nihayet buldu.

Tan, 12 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Salı


Heybeli ve Bostancı dalgakıranları

Heybeliada ve Bostancı dalgakıranlarının inşaatı hayli ilerlemiştir. İki dalgakıranın da kış bastırmadan evvel bitirilmesine çalışılmaktadır.

Cumhuriyet, 3 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Pazar


Heybelide bir mendirek ve liman yapıldı

Heybelide güzel bir mendirek yapılmıştır. Adanın şimal kısmında Zeytinlik mevkiinde eski taş döküntüleri üzerine İktisad Vekâleti İstanbul Deniz Ticareti müdürlüğü tarafından yeniden inşa edilen bu mendirek şimal rüzgârlarına karşı tahminen 4500 metro murabbaı bir su sathını limanlık yapan bir su duvarıdır. Duvarın tulü 125 metro ve sathından irtifaı ise 1,35 metrodur.

Mendireğin ucunda geceleri bir kırmızı fener yakılacaktır. Bunun için mendireğin ucuna küçük bir fener kulasi ilâve olunmuştur. Mendirek dahilindeki limanda, ani fırtınalara tutulan küçük gemiler barınabilecekleri gibi Heybeliye yük götürüp getiren gemiler de fena havalarda rahatsız olmadan bu limanda işlerini görebileceklerdir.

Bu mendireğin inşasile Cumhuriyet devrinde, pek küçük olmakla beraber ilk defa bir liman yapılmış oluyor.

Bu mendirekten daha büyük olmak zere Bostancı sahilindeki döküntüler üzerine gene Deniz Ticaret müdürlüğü tarafından ikinci bir mendirek daha yapılmaktadır ki bunun inşaatı da bir iki aya kadar hitam bulacaktır. Bostancıya yapılan mendirek ve limen Heybeli mendireğinden daha büyük ve vâsi olacaktır. Deniz Ticaret müdürü Müfid Denizi, başardığı bu muvaffakiyetli işten dolayı tebrik ederiz.

Cumhuriyet, 29 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Cuma


Heybeli hastanesinde sinema

Belediye tarafından Heybeliadada yaptırılacak olan yüz yataklı hastaneye bir de muntazam sinema salonu ilave edilecektir.

Cumhuriyet, 20 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Çarşamba


Heybeliadada yapılacak yüzme müsabakaları

Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edilen Heybeliada yüzme müsabakaları için geniş bir program hazırlanmıştır. Tesbit edilen programa göre, 100 metro serbest büyükler, 100 metro serbest küçükler, 100 metro serbest kadınlar, 200 metro kurbalama, 200 metro serbest, 200 metro küçükler, 100 metro kurbalama kadınlar, 100 metro sırtüstü, 100 metro sırtüstü küçükler, 400 metro serbest, 100 metro sırtüstü kadınlar, 100 metro kurbalama küçükler, 50 metro serbest küçüklerle 4X200 bayrak yarışı büyükler, 4X100 metro bayrak küçükler arasında müsabakalar yapılacaktır. Erkekler arasında tramplenden atlama ve kuleden atlama, kadınlar arasında tramplenden atlamalar yapılacaktır. Bu müsabakalarda birinciye 13, ikinciye 8, üçüncüye 5, dördüncüye 4, beşinciye 2, altıncıya 1 puvan verilecek, en çok sayı alan takıma Halkevi tarafından bir kupa ve derece alanlara madalyalar verilecektir. Müsabakalara pazar günü saat birde başlanacaktır.

Müsabakalar herkese açık olduğundan yarışlardan bir saat evveline kadar kaydedilmek imkânı vardır.

Cumhuriyet, 6 Birinciteşrin (Ekim) 1937, Çarşamba


Yayınlanma Tarihi: 01 Ekim 2022  /  Son Güncellenme: 05 Ekim 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.