Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 208 – Ekim 2022      Bienal

Bienal


Ön-yargımı ve ön-hevesimi gizleyemeyeceğim: 17. İstanbul Bienali tarihleri açıklandığında yolunun yine Adalar’a düşme olasılığı karşısında çok heyecanlanmıştım. Öyle ya, “Tuzlu Su” başlıklı 2015 İstanbul Bienali’ne Büyükada Halk Kütüphanesi, Splendid Palas Oteli, Rizzo Palas, Mizzi Köşkü (Al Palas), Troçki Evi, Çankaya 57 ve Sivriada ev sahipliği yapmış, “Yedinci Kıta” başlıklı 2019 Bienali’nde ise Hacopulo Köşkü, Anadolu Kulübü, Taş Mektep, İskele Meydanı ve yine Mizzi Köşkü kapılarını açmıştı meraklılarına. Adalı olsun veya olmasın sanatçıların işlerini görmek kadar çoğu tarihi bu mekanların içine sızıp fısıltılarını duymayı bekliyordu sanatseverler.

Bu seneki rotada “birçok farklı yerel topluluk aralarında sahaflar ve kafeler de bulunan, şehrin belleğinde yer etmiş küçük ve samimi mekânlar” da olması merakımı pekiştirdi. Adalı Dergisi okurları için Bienal gezimi ikiye böldüm: ilk yarısını Ekim, diğer yarısını ise Kasım sayısında aktarmayı planlıyorum. Zira bu kez Bienal İstanbul gibi zaten büyük ve kalabalık bir metropolde oldukça geniş bir alana yayılıyor: Zeytinburnu’ndan Kadıköy’e, Tarihi Yarımada’dan Beyoğlu bölgesine birbirinden ilginç mekanlar farklı işlere ev sahipliği yapıyor. Paralel etkinlikler de cabası.

Bienalin küratörleri Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh, “Dünyanın dört bir yanındaki sanat oluşumları nasıl hayatta kalacakları, güncelliklerini nasıl koruyacakları ve nasıl, kimin için ve hangi amaçlarla faaliyet gösterecekleri gibi acil ve varoluşsal kaygılarla yüzleşiyor. Buna bienaller de dahil. Ve onların yol göstermesi gerekiyor. Sanat, toplumsal söylemin kelime dağarcığını tazeleyebilir; gezegendeki krizin şiddet ve karmaşıklığının iyice arttığı bu zamanda yeni düşünce yolları açabilir. Sanatın neler sunabileceğini, gerçekten ne yapabileceğini yeniden düşünme fırsatını kaçıramayız” diye özetliyor bu yılki İstanbul Bienali’ne yaklaşımlarını.

Bu sene Bienal’in tek bir izleği yok; “Başlıksız” bile değil, zira içten içe aslında belki de farklı işleri birbirine teyelleyen ve küratörlerce dillendirilen “kompost” fikri gibi bir sürece dair. Gerçekten de küratörlerin de ifade ettiği gibi “bir ses neleri görmemizi sağlar? Kokular bize neleri hatırlatır? Bir “his yapısı”nın tadı nasıldır?” sorularının karşılığını ilk etapta ziyaret ettiğim mekanlarda hissettim. Bu bağlamda, Çinili Hamam, Küçük Mustafa Paşa Hamamı, Barın Han ve Yaklaşım Tüneli’ndeki yerleştirmelerden söz etmeyi uygun buluyorum. Çinili Hamam’ın iki farklı bölümünde, iki farklı sanatçının besteleri seslendiriliyor. Renato Leotta’nın “Deniz İçin Konçertino”su Akdeniz’e endemik bir deniz bitkisi olan su eriştesinden ilhamla ürettiği bir ses ve yerleştirmeden oluşuyor ve ekosistemin sağlığına gönderme yapıyor. Restorasyonu çok yeni tamamlanmış olan Çinili Hamam’ın ziyarete açılan bölümlerine mistik bir hava katan bu konçertinoyu diğer bölümde Bougainville’li sanatçı Taloi Havini’nin okyanus yolculuklarını, sonar haritalarının hidrofon kayıtlarını ve çok kanallı bir ses kompozisyonunu bir araya getiren çalışması tamamlıyor.

Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nda ise birden fazla yerleştirme var. Ancak beni en çok etkileyen iki işi özellikle vurgulamak istiyorum. İlki Tark Atoui’nin “Fısıldayan Oyun Alanı” ve “Suların Tanığı”. Lütfen ziyaret ettiğinizde gözlerinizi kapatın. Ten, kulak ve burun ile algılayın. Ortamın rutubeti, kokusu ve tıp tıp tıp damlayan, usul bir şırıltıyla akan sular… Gerçekten çok etkileyici. Bir anda farklı bir zamana ışınlanıyor insan; arka planda fısıltıları duyuyor, belki bir rıhtımın sesini, hamam ortamının mahremiyetini. Uzun süre etkisinden çıkamadım. Diğeri ise Araya Rasdjarmrearsnook’un “Büyük Zamanların Mesajı: Şehrin Hikâye Anlatıcıları (Deliler)” başlıklı video yerleştirmeleri. Sadece siluet halinde görünen ve Tayland’da bir hastanenin psikiyatri kliniğinde yatan kadınlar gerçekle hayalin iç içe girdiği şaşırtıcı, hatta insanı irkilten hikayeler anlatıyorlar. Adeta kurumlara meydan okuyan bu videolar, mekânın dinginliği ile de bir tezat oluşturuyor.

Üçüncü durağım Barın Han’ı çok teferruatlı anlatmak niyetinde değilim. Zira binanın tamamı altı kattan oluşuyor ve uzun uzadıya gezilecek, üzerinde düşünülecek epey malzeme barındırıyor. Ancak, Yuta Nakamura ve Yehwan Song’un işlerinin bende iz bıraktığını söyleyebilirim. “Yakınlığa ve paylaşılan ilgi alanlarına dayanan altşebekelerden oluşan bir ‘köyler interneti’ hayalini ortaya koyması için 17. İstanbul Bienali’ne davet edilen” Song’un işi, bienalin kompostlaşma sürecini de yansıtıyor bir anlamda. Yaklaşım Tüneli ise başlı başına bir deneyim ve son derece etkileyici.

Çağdaş sanat ve politik ifade her daim iç içe. 17. İstanbul Bienali’nde de kaçınılmaz olarak bunu görüyoruz; küresel ısınma, iklim krizi, çöpler, göçler… Politik duruşun günümüzde sanatın önüne geçip geçmediğini sorgulamak bana düşmez, ancak bienalin izleyicisini de bu sorgulamaya çağırdığını kestirmek çok da zor değil zira izleyiciden çok katılımcıya dönüşüyoruz bu süreçte; diyaloglar sohbete, kesişim noktalarına evriliyor bir anlamda. 17. İstanbul Bienali şunu da soruyor tanıtımında: “Hayatımızı ve ekonomilerimizi sağlıklı bir toplum ve çevre yaratacak şekilde nasıl yeniden düzenleyebiliriz?”

Cevaplar aslında çok açık. Tıpkı hamamdaki o su damlasının zamanı geri ve ileri sararak çağrıştırdıkları gibi kendi içinde, kendi dinamiklerinde, ses, koku ve tatlarının birleşiminde, farklılıklara rağmen farklılıkların gücünden faydalanarak büyümeye dair yankılara kulak vererek dinlemeyi, duymayı bilmek yeterli.

20 Kasım’a kadar sürecek 17. İstanbul Bienali hakkında daha fazla bilgi almak için https://bienal.iksv.org/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.


Yayınlanma Tarihi: 05 Ekim 2022  /  Son Güncellenme: 06 Ekim 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.