Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 208 – Ekim 2022      Bakır Ustalığında Dördüncü Kuşak: Adalı Komşumuz Kaya Karakin Kalaycı

Bakır Ustalığında Dördüncü Kuşak: Adalı Komşumuz Kaya Karakin Kalaycı


Kaya Kalaycı, kızı Rubina ile çalışıyor.

“BELKİ DE SON TOMBAKÇI”

Bakmayın Adalılar’ın ada sokaklarında öyle şatafatsız, az utangaç, kuralsız trafik nedeniyle biraz ürkek gezinmelerine, içlerinde her birinin ne cevherler, ne hikayeler, ne yetenekler gizli. Benim çeyrek asırlık komşum Kaya Karakin Kalaycı da işte onlardan biri. Büyükada sokaklarında bisikletiyle alışveriş dönüşü, motorlarda, vapurlarda çoğunuz görmüşsünüzdür onu. Çoğumuz aşinayızdır, selamlaşırız da; ürettiklerini bilen çok azdır. Oysa eserleri ülke sınırlarını çoktan aştı. Orta Doğu’da Osmanlı, Selçuklu motifleriyle camileri süslerken Batıda örneğin Lüksemburg şehrinin girişinde kente gelenleri karşılıyor. Hikayesini ilgiyle okuyacağınızı umuyorum, eserlerini görmek için heyecanlanacağınızı da ve okudukça başarının görünmezliği üzerine epeyce düşünüp yorumlar yapacağınızı da. Yazı bittiğinde neler düşündüğünüzü bizimle de paylaşırsanız çok mutlu olacağız. Lafı uzatmadan geçmişe uzanalım.

Sultan Abdülmecit dönemi başlayan hikâye

Ailenin bakır ustalığı büyükbaba Artin Usta ile Bursa’nın Çengiler Köyü’nde (Bugün bu köy Yalova sınırları içindedir, adı da Sugören Köyü’dür) başlar. Çiftçilikle uğraşan Artin Usta tüm civar köylere de bakır kaplar üretir. Oğlu Haçik Usta da babasından aldığı el ile bakır kap-kacak yaparken, 1911 yılında askere alınır. Trablusgarp Savaşı’na gönderilirken Mısır’da esir düşer. Esareti sekiz yıl sürer. 1919 yılında Bursa’ya döndüğünde ailesinden hiç kimse kalmamıştır. İstanbul’a bir akrabasının yanına gelir ve daha sonra ailenin tüm eserlerinin üretildiği Beyazıt Çadırcılar Caddesi 40 numarada çalışmaya başlar. İstanbul’da evlenir, kızı Virgin ve babasının adını verdiği oğlu Artin dünyaya gelir. 40 numaralı dükkân-atölyeyi satın alır.

Mustafa Kemal Atatürk ile devam eder

İstanbul’a yerleşen ailenin yolunu köklerinin bulunduğu Bursa’ya çeviren Mustafa Kemal Atatürk olur. 1929 ile 1937 yılları arasında 130 gününü Yalova’nın termallerinde geçiren Atatürk’ün kaldığı Baltacı ve Millet Çiftliği ile Atatürk Köşkü için bakır kaplar üretimi ve kalaylanması işi, zanaatıyla adını duyurmuş olan Haçik Usta’ya verilir. Atatürk’ün “Haçan Usta” diye seslendiği Haçik Usta 1934 yılında soyadı kanunu ile  “Kalaycı” soyadını alır.

1955 yılında Haçik Usta hastalanınca üçüncü kuşak Artin Kalaycı Beyazıt’taki dükkânın başına geçer. Onun da Kaya Karakin (1959) ve İrma (1963) isimli iki çocuğu olur. Genişleyen aile Aksaray’dan Bakırköy’e taşınır. İşleri giderek büyüyen Artin Usta 44 numaralı dükkânı da satın alır.

Kaya Kalaycı’nın çocukluğu babasının dükkanında geçer. Bakır üretimi ona oyun gibi gelmektedir.  Babası bu oyuna katılmasına çoğunlukla izin vermez. Okumalı, çağa uygun bir meslek sahibi olmalıdır. On bir yaşında Alman Lisesi’ni kazanır ve eğitim hayatı başlar. Ama Kaya’nn aklı fikri Çarşı’dadır. Yabancı dil öğrenip kendini “renkli bakırcılık hayatı”na atmayı düşlemektedir. Alman Lisesi onun için dünyayla konuşmasını sağlayacak bir kapıdır. Okul sonrası babası hemen yanında çalışmasına yine izin vermez. Ticareti anlasın, insan ilişkileri gelişsin diye Bedesten’de eğitimli çevresi geniş kuyumcu Bedros Kato’nun yanına çalışmaya verir, orada hem bir çevre edinir hem de satış ve ticaretin temel kuralları eğitimi alır.  Ve nihayet askerlik sonrası 1986 yılında artık dükkana adım atmayı hak etmiştir.

Çiğdem Simavi’nin sihirli dokunuşu

Kaya Kalaycı, Artin Usta ve baba dostu Ohannes Usta ile birlikte çalışırken cesaretle hedef yenilemek gerektiğini düşünür. 1989 yılında “Dünya Genç İş Adamları” toplantısının yapılacağı Divan Oteli’ne üç yüz adet kapaklı sahan üretirler. Sahanlardaki motifler, el işçiliği o kadar beğenilir ki, Çadırcılar Çarşısı 40 numara, Koç Ailesi’nin ve İstanbul’un önde gelenlerinin ziyaret ettiği bir yer olur.

Sanatsever ziyaretçiler, Kaya Kalaycı’nın önünde yeni bir ufuk açarlar. Avusturya Konsolosluğu “devlet azizi” olarak kabul edilen Aziz Johannes von Nepomuk’un Barok dönemde yapılmış bir heykelinin replikasının yapılmasını ister. Replikayı dövme bakırdan bir gölge olarak yaparlar ve bu gölgeyi Lüksemburg şehrine gelenler halen büyük bir hayranlıkla seyreder.

Bu günden sonra onu keşfeden iki farklı ünlü kadın, hayatının akışını da önemli şekilde etkileyeceklerdir,

İlki Mustafa, Ömer ve Ali Koç’un anneleri Çiğdem Simavi’dir. Kaya Kalaycı’yı müzelerde bulunan tarihi eserlerin tıpkı yapımı ve tombak ustalığı konusunda yüreklendirir. Tıpkı yapımların yabancı konuklara armağan edilmesi amaçlanır. Simavi’nin yol göstermesiyle, Kalaycı’nın tıpkı yapım eserleri dünyanın dört bir yanına yolculuğa çıkar. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı döneminde ziyarete gelen yabancı konuklara bu eserlerden armağan eder. Bu çalışmalara ilgi duyan Hayrunisa Gül de Çankaya Köşkü ve Huber Köşkü’ndeki eserlerin onarılması ve eksiklerin tamamlanmasını Kaya Kalaycı’dan ister.

İlk gençlik yıllarından bu yana Selçuklu ve Osmanlı motifleri üzerine araştırma ve çalışmalarını sürdüren Kalaycı, tombak çalışmalarına başladığında parmaklarının kalınlığı tombak ustalığında altın tozunun gerektiğinden fazla kullanılmasına neden olur.  Ona tombak yapımının sırlarını öğreten İran Tebriz doğumlu ünlü ressam Yakup Cem Hoca’dır. Yakup Cem parmakları bu işe daha yatkın olan karısı Hilda ve kızı Rubina tombaklama işlemini öğretir ve onlar gerçekten çok daha tasarruflu kullanırlar altını.

“21. Yüzyılın antikaları” diye adlandırılan bu eserler Çiğdem Simavi’nin öncülüğünde, Üsküdar Belediyesi’nin sergi salonunda 2020 yılında sergilenir. Pandemi günleri olmasına, kısıtlı sayıda davetli çağrılmasına rağmen, sergi müthiş ilgi görür. 

Zeynep Fadıllıoğlu dönemi

2000 yılında Artin Usta vefat eder. Artık bakırlar tümüyle dördüncü kuşağa emanettir. Ve Kaya Kalaycı’nın ufkunu genişleten ikinci kadın da iç mimar Zeynap Fadıllıoğlu’dur. Fadıllıoğlu iç mimari tasarımını aldığı yapılarda Kaya Kalaycı ile çalışmaya başlar.

Les Ottomans Otel’e bakırdan tül bir perde ve otelin içindeki tüm bakır süslemeleri yapıp, büyük beğeni kazanınca, Fadıllıoğlu’nun iç mimarisini yaptığı pek çok lüks otel ve bazı havalimanlarının bakır süsleme ve aydınlatma aparatlarını üretir.

Fadıllıoğlu, Şakirin Camii’nin yenilenme işini aldığında Kaya Kalaycı da Camii’nin sekiz köşeden oluşan kubbe ve minare alemlerini, dört cephesinde bulunan tarihi motifli dökme metalleri, kadınlar mahfili korkulukları ve girişindeki üç adet ayetli aydınlatmaları yapar. Camii’nin minare alemleri Taksim’den bakıldığında bile görülüyor.

İkilinin birlikteliğinin en sükseli işi olur Şakirin Camii.  Kaya Kalaycı’nın önünde yeni bir dönem başlar. Fadıllıoğlu ile birlikte Katar Doha’da Emir’in iki cami, Bahreyn, Kuveyt ülkelerin camileri eklenir. Orta Doğu’da toplam yedi camiyi birlikte yeniden yaratırlar.

Kaya Kalaycı; Büyükada’da yeni inşa edilen camiye bakıp hüzünleniyor: “İsterdim ki yaşadığım yerin caminin de minare alemlerini yapayım. Ama kimse artık böyle şeyler düşünmüyor. Ben mi gidip teklif etseydim? Hiçbir zaman teklif ederek iş almayı öğrenmedim ki”

Tombak nedir? (Osmanlı’da tombak)

Bakır ve bakır alaşımlarının “altın-civa” amalgam yardımıyla yaldızlanması işlemine “tombaklama”, bu yöntemle altın kaplama yapılmış parçalara ise “tombak” denir. Osmanlıda sarayda, saray için yapılan bir uygulama olduğu için motifleri ve kaplaması çok özel. Kaya Kalaycı “motifleri özenle el işçiliğiyle yapılmayan altın tozunun sürüldüğü parçalara” da tombak denilmesine çok üzülüyor.

Ve heykeller

Klasik sanatların yaşatılması ve modern gündelik yaşama uyumunun sağlaması konusunda çalışan Kaya Kalaycı, özgün çalışmalar yaratmaya da doymuyor. Silikon türevi bir madde ile balmumunu karıştırarak portreler yapıyor. Portreleri canlıya o kadar yakın ki görenleri şaşkınlığa düşürüyor. Bugüne dek Mimar Sinan, Kazaz Artin Amira, Türkiye Ermenileri 84. Patriği Mesrob II. Mutafyan ve Sultan Mehmet Reşad’ın heykellerini yaptı.

Böylesi usta bir sanatçıyı yavaşlatan, zaman zaman da durduran ekonomik şartlar. Bir de belki de eserlerini sessizce büyük bir sevgi ve tutkuyla üretmesi.

 


Yayınlanma Tarihi: 05 Ekim 2022  /  Son Güncellenme: 05 Ekim 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.