Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 217 – Temmuz 2023      Aya Yorgi’de Bir Gece

Aya Yorgi’de Bir Gece


Doğaya kıymet vermeyen ülkeler sıralaması yapılsa, Türkiye mutlaka ön saflarda yer alır.

Havayı, karayı, denizi kirletmekte üzerimize yoktur çünkü…

Yıllarca kötü kömür yaktık, araçlarda egzos kontrolü yapmadık. Fabrika bacaları zehir saçtı. Denizlerimize, göllerimize, nehirlerimize zehirli atıkların atılmasına göz yumduk.

Ormanları ya yaktık, ya kestik, ya da keçiler için otlak yaptık. Şimdi bunun acısını çekiyoruz ve bütün bu olanlara rağmen aklımız başımıza gelmiyor.

Cumartesi ve pazar akşamları gidin bakın piknik bölgelerine. Sanki piknik bölgesi değil de İstanbul’un Kemerburgaz çöplüğü gibi oluyor buraları…

İnsanlar niye kirlettikleri yeri temizlemezler, çöpünü bir poşete koyup kutulara atmazlar sanki?..

Ertesi, ya da birkaç hafta sonra aynı yere geleceğini düşünmezler?..

Sadece piknik bölgeleri değil, cadde ve sokaklar, evlerin önü, bahçeleri, hatta bazı yerlerde evlerin içi çöplük gibi değil mi?…

GÜZELLİKLERİ MAHVETMEKTE ÜZERİMİZE YOK!

Geçtiğimiz Cumartesi akşamı Büyükada’nın Aya Yorgi tepesine gittik…

Önce Hıristiyanlar için kutsal yerlerinden biri olan Aya Yorgi Kilisesi´ni gezdik… Yıllar önce gördüğümüz harap kilisenin yerinde oldukça onarılmış bir mekan bulduk.

Yunanistan’dan gelen Papaz Bartholomeos ile tanıştık… İstanbul’da doğduğu için Türkçeyi rahat konuşuyordu… Bizi İstanbul’u, diğer Adalar’ı ve Marmara’yı gören geniş balkonuna götürdü… Güneş Heybeliada’nın üzerinden batıyordu…

Kilisenin Doğu kısmından ise Sedef Adası ile Anadolu kıyıları tüm güzelliği ile karşımızda duruyordu. Allah’ın Türkiye’ye bahşettiği büyüleyici güzelliklerden birini yaşıyorduk..

Böyle bir tarihi kilise, böyle bir harika manzara başkalarının elinde olsa neler yapmazlardı kim bilir?..

Gerçekten de biraz devlet harekete geçse, Adalar’ı tanıtmak için çırpınan yerel yöneticilere destek verilse, Büyükada’ya ve diğer Adalar’a turist yağar, çuval dolusu döviz gelir…

Ama nerede o heyecan, o sahip çıkma duygusu bizde?..

Bu güzelliğin yanında rahatsız edici iki konu vardı.

Aya Yorgi Tepesi´ne çıkan yol, yeni elden geçirilmesine rağmen çok bozuktu. Nedenini öğrendik… Kiliseye adak adamaya gelenlerin bir kısmı yolun iki tarafındaki çalılıklara bez bağlarken, ev hayali içinde olanlar da, dileklerinin yerine gelmesi için minyatür evler yapıyorlarmış. Bunun için de gerekli taşı kaldırımları sökerek elde ediyormuş…

Eh artık, “Karakaçan”ı durdurmak için söylenen o sözü tekrarlamanın tam sırası değil mi?

Kilisenin ve tepenin çevresi ise çöplük gibiydi… Gelen yiyor, içiyor, arta kalanları saygısızca ve terbiyesizce atarak defolup gidiyordu. Orman Müdürlüğü’ne ait olan bu bölgeye Adalar Belediyesi de el atmasa, Aya Yorgi tepesi, çöp dağına dönüşebilirdi.

AY’DAN BİZLERE UZANAN GÜMÜŞ YOL!

Sempatik kır gazinosundaki masada, Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden, Necmi Tanyolaç ağabeyimiz, biz, Adalar’ın sempatik ve yardımsever görevlisi Mustafa Albayrak ile ailelerimiz vardı.

Karşımızda oturan Başkan Özden´i yakalamışken, ona Adalar’la ilgili soruları sıralıyorduk. Bu arada bir taraftan da Bozcaada’dan getirilen özel şarap, dinlenmiş Tekel rakısı içiliyor, gerçekten lezzetli olan mezeler yeniliyordu.

Güneş iyice batmış, Dolunay dönemine bir gün kalan Ay da doğudan yükselmeye başlamıştı. Birkaç saat önce esen rüzgar durmuş, yerini tatlı bir melteme bırakmıştı. Ay’ın sudaki görüntüsünün yol açtığı yakamoz bizlere doğru uzanan gümüş bir yol gibiydi. Gerçekten de büyüleyici bir ortamda bulunuyorduk.

Büyükada ve Heybeliada çöplükleri kaldırıldığı ve çöpler özel araçlarla karşı sahile taşındığı için rahatsız edici o kötü kokular kalmamıştı. Karasinekler hemen hemen yok olmuştu. Böylece muhtemel bir çöp yangını da ortadan kalkmış oluyordu.

Ayrıca, yine başka bir çirkinlik olan at ahırları da eli ayağı düzgün hale getirilmesi çalışmaları da yapılıyor.

Yıllardan beri yılan hikayesine dönen ve Adalar’a en yakın ulaşım noktası olan Maltepe iskelesi için çok büyük mesafe alınmış, üç yıllık bir takip sonucu; Bayındırlık Bakanlığı´ndan şimdiki iskelenin hemen yanında on sekiz dönümlük bir yer sağlanmıştı. Planları onaylana iskele aynı zamanda otoparkı ve, otobüs durakları ile Adalar’a on dakikada ulaşım sağlayabilecek bir merkez haline getirilecekmiş…

Hem Adalılar’a, hem de dışarıdan gelenlere hizmet eden tur yolları ile ada cadde ve sokaklarının asfaltlanması tamamlanmıştı. Başkan Coşkun Özden yapılan yolların 70-80 kilometreyi bulduğunu söyledi. Az yol değildi bu… Neredeyse İstanbul-İzmit arasındaki mesafe kadar asfalt çalışması yapılmıştı.

KİMDİR BİRADER BU HOROZ REİS?..

Adalar’da oturanları en çok düşündüren konuların başında sağlık gelir. Her ne kadar Büyükada’da bir sağlık merkezi ile Heybeliada’da sanatoryum bulunuyorsa da, bunların verdikleri hizmetler kısıtlı oluyordu. Coşkun Özden SSK ile yaptığı anlaşmadan sonra Adalar’a kazandırdığı hastaneye şimdi de kalp hastalıkları ile ilgili bölümün eklenmesi çalışmaları içinde olduklarını söyledi…

En mühimi, sadece sağlık hizmetlerine değil, her türlü hizmet için kullanılan Hızır Reis teknesinin yeterli olmamasıydı..

Bu yüzden de otuz mil süratli tam donanımlı “Horoz Reis” adı verilen ve bu hafta hizmete giren ikinci deniz ambulansı yaptırılmıştı. Böylece; Adalar’daki acil durumdaki hastalar üç-dört dakika içinde karşı sahildeki tam teşekküllü hastanelere yetiştirilebilecek…

Ambulans tekneni adı, sizler gibi bize de tuhaf gelmişti… Orkinos, Yunus gibi isimler dururken neden bir kara canlısı olan “Horoz” ismi verilmişti.

Yıllar önce, Horoz Reis adlı Ermeni bir balıkçı varmış… Ada’da hastalanan olursa, işi gücü bırakıp onu karşı sahile taşırmış… Bunu hayatı boyunca yapmış. İşte onun hatırasına saygı olsun diye yeni tekneye bu ad verilmiş…

Başkan Özden bu arada, Adalar’daki kışlık yaşamı canlandırmak amacıyla doğalgaz getirmek için Meclis kararı aldıklarını ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna´nın çok kısa zamanda Adalar’a doğalgaz getirme sözünü verdiğini de söyledi…

Zaman tatlı konuşmalar içinde akıp gitmişti. Yine Mustafa’nın emektar otosuna doluştuk. İyice yükselen Ay’ı geride bırakarak yola koyulduk ama, o bizi Heybeliada’ya kadar izleyip durdu..

Eylül 2003


Yayınlanma Tarihi: 02 Temmuz 2023  /  Son Güncellenme: 06 Temmuz 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.