Paylaş
Tüm Sayılar      2022      Sayı 210 – Aralık 2022      2022 Sona Ererken Turizm Hareketleri ve Adalar

2022 Sona Ererken Turizm Hareketleri ve Adalar


Geçtiğimiz günlerde, ülkemizdeki turizm sektörünün nabzını tutabileceğimiz üç toplantıyı izleme şansı buldum. Yılın sonuna yaklaşırken, Türkiye, İstanbul ve Adalar turizmi için değerlendirmelerde bulunmak açısından, hem bu toplantılardan ve hem de konuşulanlardan söz etmek isterim.

Kuşkusuz bu üç toplantıda Adalar üzerine konuşan olmadı. Bağlamı tamamlamak ve sözü Adalar’a getirebilmek için de, Adalar’daki turizmci dostlara danıştım. Zaten genel bir gözlemimiz, buradan çıkan değerlendirmelerimiz bulunmaktaydı ama doğrudan işin içinde olanlarla konuşmadan olmayacaktı. Bu nedenle, burada yazacaklarım somut gözlemlere, onun da ötesinde edinebildiğim rakamsal verilere dayanıyor.

Kendi kişisel yorumlar da elbette işin içinde ve olmazsa olmaz.

Türkiye’den başlayalım.

2019 yılı, dünyada ve Türkiye’de turizmin en parlak yılı olarak tanımlanabilir. Turizm hareketlerine bütün dünyada katılan insan sayısı 1.5 milyarın üzerine çıkmıştı 2019’da. Türkiye’de ise 52 milyon yabancı ziyaretçi ülkeye giriş yapmış görünüyordu.

Sonra çok iyi başlayacağı umulan 2020 yılının ilk iki ayı sonrasında, bütün dünyayı evine kapayan Covid-19 pandemisi başladı.

Artık hiçbir şey eskisi olmayacak denilen günlerdi. Bunu bu sayfalarda da çok tekrarladık ve tartıştık. Gerçekten de öyle mi olacaktı? Her şey değişecek, bütün ezberler bozulacak, bildiklerimizi unutacak mıydık?

Kuşkumuz vardı ve bunu sıkça dillendiriyorduk ama salgın öyle bir boyuttaydı ki, ölümler o kadar acımasız ve üzerimize üzerimize geliyordu ki, acaba mı demiştik.

2022 yılı başlarına kadar pandeminin etkisi devam etti. Ardından bölgemizi ve Türkiye’yi etkileyen Ukrayna-Rusya savaşı başladı. Bir umut bu sene işler düzelecek diyenler için yeniden hayal kırıklığı idi, başlayan ve tırmanan savaş.

2022 Haziran ayına kadar gerek pandeminin ve gerekse savaşın etkisi sürdü. Sonra… Sonra her şey unutuldu.

Ve her şey, 2019’a geri döndü.

Kuşkusuz dönmeyenler, değişen trendler de var ama bunlar genele bakıldığında pek marjinal kalır.

24 Kasım Perşembe günü Antalya’da, Uluslararası Resort Kongresi toplandı. Bu yıl on ikinci kez toplanan kongre, Türkiye’de turizmin bugünü ve geleceği hakkında ne öğrenmek istenirse, onların bulunacağı, tartışıldığı bir buluşma olması açısından önem taşıyor. Benim de başlangıcında karılan çorbasında tuzum bulunan bu kongrede, Türkiye turizmine yön veren yerli ve yabancı turizm profesyonelleri konuştular. Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy da konuşmacılar arasındaydı. Baştan sona büyük bir iyimserliğin hâkim olduğu söylenebilir. Bakana göre Türkiye, içinde bulunduğumuz yılı 2021’e göre büyük bir artışla, tepe nokta 2019’u ise turist sayısı açısından yakalayan, turizm gelirleri açısından da üzerine çıkan bir performansla İspanya, İtalya, Yunanistan gibi rakipleri arasında pozitif ayrışmıştı. 2023’de de bu yükseliş devam edecek, Türkiye, dünyanın en büyük ilk beş turizm ülkesinden birisi olacaktı. Verilen mesajlar bu yöndeydi.

Turizmin ekonomisi ile uğraşanlar biraz farklı konuşsalar da, yaşanan enflasyonist ortamın tüm kazançları alıp götürdüğünden söz etseler de, genel iyimserlik konusunda hemen herkes hemfikirdi denebilir.

İklim krizi ve turizmde “sürdürülebilirlik”

Covid-19 pandemisi sonrası turizm, benzer krizlere her zaman gebe bir sektör olmanın tedirginliğini yaşıyor. İklim krizi ise temel sorun. Milyarlarca dolarlık yatırım yapılmış tesislerin, sular altında kalma riskinden, olağandışı hava koşullarının yarattığı afetlere kadar her şey hiç de uzak olmayan geleceğin önemli tehditleri arasında. Zaten bir bölümü tehdit olmaktan da çıkmış, yaşamın parçası olmuş durumda. Turizm hareketlerinin yeniden milyarın üzerine çıkacağı önümüzdeki yıllarda, sürdürülebilirlik çok daha fazla gündemde olacak. Yeni gezginler ve özellikle genç kuşak, daha az karbon ayak izi bırakacak tesisleri tercih edecekler. Bu nedenle de sürdürülebilirlik konusu, turizm kongreleri ve zirvelerinin değişmez gündem başlıklarından, uzunca bir süredir. Antalya’da yapılan Resort Kongresi’nde hiçbir konuşmacı bu konuya değinmeden geçmedi. Turizm Bakanı Ersoy, Covid-19 pandemisi sonrasında geliştirdikleri “güvenli turizm sertifikası” uygulamasının başarısının verdiği güçle, bu yeni döneme “sürdürülebilir turizm sertifikası” ile devam edeceklerini ve bunu bir pazarlama aracı olarak kullanacaklarını söyledi. Bakanlık olarak tüm turizm tesislerini kademeli olarak bu sertifikayı almak üzere teşvik edeceklerini, bir süre sonra da zorunlu hale getireceklerini dile getirdi. Kongrenin sponsoru Denizbank CEO’su Hakan Ateş’e göre de, sürdürülebilir hassasiyeti olmayan tesisler önümüzdeki dönemde kredi almayı unutsunlar.

Turizmin nabzının hissedildiği ikinci kongre, Ankara’da yapılan TÜROFED-Türkiye Otelciler Federasyonu Genel Kurulu idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da genel kurulun konuşmacısı. Erdoğan, her konuda olduğu gibi, turizm için de toz pembe bir tablo çizdi ve “Turizmdeki rakiplerimizin, küresel krizlerin etkisiyle irtifa kaybettiği şu dönemde bizim, çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır” dedi. Ne de olsa gündemde seçim var, uçuş serbest!…

İstanbul

29 Kasım Cumartesi günü TÜRSAB – Türkiye Seyahat Acentaları Birliği kongresi toplandı İstanbul’da. Bakanın katılmadığı ama arkadan arkaya taraf olduğu kongrenin ana konuşmacısı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu idi. İmamoğlu, İstanbul’un 2022 değerlendirmesiyle birlikte geleceğe ilişkin beklentilerini de paylaştı konuşmasında. “Yapılan bir araştırmaya göre İstanbul, 2022 yılının ilk on ayında 13.4 milyon ziyaretçiyle dünyada en çok ziyaretçi alan sekizinci şehir oldu. İnşallah, orta vadede İstanbul’u ilk üçte göreceğiz.” dedi. Sorunlara, kayıplara da dikkat çekti.  İstanbul’un, hak ettiği düzeyde yüksek harcama kapasitesine sahip yabancı ziyaretçileri çekemez olduğundan söz etti. Ama bu durumun değişeceğine ilişkin umudundan, bu yönde yaptıkları çalışmalardan da…

Kasım-Aralık-Ocak ayları, İstanbul’da turizmin ivme kaybettiği aylar olarak bilinir. Bu yıl öyle gözükmüyor. İstanbul otelcileri, bu aylarda da yüksek doluluk beklentilerini dile getiriyorlar.

Kuşkusuz turist profili, özellikle de bu aylarda Orta Doğu ve Arap ağırlıklı olacak gibi görünüyor. Bir de İstanbul ziyaretçileri arasında ilk kez Ekim ayında bir numaraya yükselen Ruslar’ı eklemek gerek. Taksim ve Sultanahmet bölgesinde dolaşmak, sokaklarda yürümek de yeterli bunu hissedebilmek için.

 

Ve Adalar…

İstanbul’un günübirlik turizm merkezlerinden biri olmuş Adalar’da da durum, Taksim ve Sultanahmet’ten farklı değil.

Ama hakkını yemeyelim, Adalar’da konaklamalı turizmde de artış var. Bunu, yeni açılan otellerden, otellerin doluluklarından izleyebiliyoruz. Ama bir gösterge daha var ki o da, Adalar’da evlerini Airbnb üzerinden yerli-yabancı turistlere kiralayan Adalılar. Bu kiralama, artık bir çılgınlık noktasına gelmek üzere. Adalar’da sezonluk kiralama fiyatlarının pandemiden bu yana arttığını biliyoruz. Ama mülk sahipleri bununla yetinmiyor anlaşılan. Buldukları her boş dönemi değerlendirmek üzere Airbnb ya da benzeri platformlarda kiralamaya çalışıyorlar. Adalar’daki otelciler de bu durumdan şikayetçi. Haksız rekabetten söz ediyorlar haklı olarak.

Tüm Adalar’da bu yolla kiralanan mülk sayısının 500’e yaklaştığı söyleniyor. Adalılar bu işin sonunda en önemli hasletlerini, komşuluk ilişkilerini yitirecek gibi görünüyor ki asıl tehlike burada.

Konuştuğum otelciler, 2022 yılının 21’e göre daha iyi geçtiği konusunda hemfikir. Türkiye ve İstanbul’un göstergelerinin Adalar’a da yansımayacağı düşünülemez elbette.

Ama Adalar’daki otelciler hala hafta sonu ve yaz dönemi dışında doluluklarını artıramamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Bu da, yıl boyu dolulukların hala %50’lerin çok altında olması sonucunu getiriyor. Böyle olunca da, bugünün enflasyonist ortamında bekledikleri karlılığa ulaşamamanın sıkıntısı devam ediyor. “Önce ruam, ardından pandemi ve sonrasında da enflasyonla boğuşmaktan yorulduk, pes etme noktasına geldik” diyor mesela, bir otelci dostumuz.

Buna karşılık fiyatları İstanbul ortalamasının çok üzerinde satılan Ada otelleri de yok değil. Ve sayıları bundan sonra da artacak gibi görünüyor.

2022’nin Adalar turizmi için altı çizilecek bir diğer önemli eğilim de, konaklayanlar arasında yabancıların ilk kez %20 bandının üzerine çıkmış olması. Düne kadar Adalar esas olarak yabancıların günübirlik ziyaret ettiği, yerlilerin ise günübirlik ziyaret yanında en fazla otellerde hafta sonlarını geçirdikleri turizm beldesi olarak biliniyordu. Şimdilerde yabancılar, özellikle de Batılı ülkelerden, Rusya’dan yabancı turistler konaklama için de Adalar’ı da tercih etmeye başlamış görünüyorlar.

Ya Adalar’ın turizm işletmelerindeki kalite?

Hepimizin yarası olan bu konuya bu sayfalar yetmez.

Bir başka yazının konusu deyip topu taca atalım…


Yayınlanma Tarihi: 03 Aralık 2022  /  Son Güncellenme: 04 Aralık 2022


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.