Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 215 – Mayıs 2023      Fatma Aliye ve Büyükada İlişkisine Dair Bir Meram

Fatma Aliye ve Büyükada İlişkisine Dair Bir Meram


Üç tekerlekli bisikletiyle ‘özgür’ Fatma Aliye Hanım

Adalar Müzesi’nde geçtiğimiz sonbahar açılan Bisiklet Sergisi’nin hazırlıkları tüm hızıyla sürerken en çok üzerinde durduğumuz ve sergiye de dahil ettiğimiz görsellerden bir tanesi Fatma Aliye Hanım’ın bisiklet üzerindeki fotoğrafı olmuştu. Sergi küratörü sevgili Aydan Çelik’in 2018 tarihli makalesinde[1] de altını çizdiği ve daha sonra Fatma Aliye’nin torunu Oya Selen’in de teyit ettiği üzere, fotoğrafın nerede çekildiğine dair bir bilgi yoktu elimizde. Konu Fatma Aliye (Topuz), bisiklet ve Adalar olunca, hayal gücümün sınırlarını biraz olsun zorlayıp fotoğrafın bir ziyaret esnasında Adalar’da çekildiğini varsaymak istedim. Bu vesile ile de geçtiğimiz yıl Haziran ayında Fatma Aliye’nin torunu Oya Hanım’ı Moda’daki evinde ziyaret ettim. Kendisine müteşekkir olduğum keyifli sohbetimiz esnasında bana hem aile anılarını hem de Fatma Aliye’nin yayınlanmış-yayınlanmamış eserlerinden oluşan tüm arşivini açtı.

Fatma Aliye’nin çocukluk fotoğrafı

Türk edebiyatının ilk kadın romancısı, ilk kadın çevirmeni ve kadın hakları savunucusu, hakkında ilk kez monografi yazılan Fatma Aliye Hanım’ı bilenleriniz çoktur kuşkusuz. En azından Ocak 2009’da tedavüle giren elli TL’lik banknotlardaki resmine aşinalığınız vardır diye tahmin ediyorum. Biraz hafızamızı tazeleyelim: Tanzimat döneminin ünlü hukukçu ve tarihçisi Ahmed Cevdet Paşa (1823-1895) ile Adviye Hanım’ın kızı olan Fatma Aliye, 1862 yılında İstanbul’da dünyaya geliyor. Kendisine özel bir eğitim verilmemiş de olsa, Mecelle’nin müellifi Ahmed Cevdet Paşa’nın henüz beş yaşında iken Kur’an’ı hatim etmiş büyük kızı olarak ağabeyi Ali Sedat Bey’in derslerine kulak kesilerek kendini geliştirmeye başlıyor ve giderek artan Fransızca merakı ve dile de olan kabiliyeti sayesinde özel dersler alarak ana dili gibi Fransızca konuşmayı öğreniyor. Kaynaklar on yedi yaşında iken Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendiğini yazıyor ama Oya Hanım anneannesini “izdivacını” çok daha keyifli ve esprili bir şekilde aktarıyor bizlere: “Anneannem sanıyorum on altı-on yedi yaşlarında evlenmiş. Büyükbabam neredeyse iki metre boyundaydı. Güzel Faik Paşa derlerdi; gerçekten de çok yakışıklı, kızıl saçlı, yeşil gözlü biriydi. Anneannem de taş çatlasa yüz elli santim! Görücü usulü evlendirilmişler tabi sarayda. Düğünde büyükbabam duvağını kaldırınca adamcağızın sadece karnını görüp bayılmış anneannem; yüzünü göremiyor tabi, beline geliyor! Böyle rivayetler vardı hep ailede. Sanırım Hatice Teyzem’i on sekiz yaşındayken dünyaya getiriyor. On-dokuz yaşında iken de Ayşe Teyzem doğuyor, sonra uzun bir zamanı yazılarına ayırdığı için tahmin ediyorum, annemi otuz yedi, en küçük teyzemi de otuz dokuz yaşında art arda doğuruyor. Hatice Teyzem Nizam’ın ünlü sokaklarından birine adı verilmiş olan Celal Muhtar’ın eşi; “ada güzeli” ya da “ada gülü” diye bilinirmiş. Belki Büyükadalı olduğu, belki de adada böyle isimler takıldığı için onun da böyle bir lakabı vardı.”

Yine farklı kaynaklardan Fatma Aliye’nin evliliğinin ilk on yılında “Güzel Faik Paşa” yüzünden pek de yazıp-çizemediğini, gizli gizli kitap okuduğunu, ancak Faik Bey’in nihayet rikkate gelip yelkenleri suya indirmesiyle birlikte Georges Ohnet’nin Volonté adlı romanını Meram adıyla Türkçe’ye çevirmekle işe başlayarak edebiyat dünyasına adım attığını biliyoruz. Ahmed Midhat Efendi’nin dikkatini çeken, iltifatını alan ve “Bir Hanım” imzası ile yayınlanan bu çeviriden sonra Fatma Aliye Hanım’ın “Mütercime-i Meram” mahlasını kullanmaya başladığını da. Son derece üretken olan, zamanının ötesinde konuları yine dönemine göre son derece sade bir dille yazıya döken, evlilikten kadın haklarına, felsefeden çok eşliliğe farklı konularda yazan ve hatta ülkedeki ilk kadın yardım derneklerinden birinin de kurucusu olan Fatma Aliye’nin Ada ile kızı Hatice dışında bir bağlantısı olabilir miydi acaba? Oya Hanım’ın bu konu ile ilgili görüşü şöyle:

“Arap İzzet Paşa 1852 Şam doğumlu. Genç bir delikanlı iken büyük dedem Ahmed Cevdet Paşa’nın Şam ve civarında bulunduğu zamanlarda kendisi ile tanışıyor. Ahmed Cevdet Paşa 1866’de Halep Valiliği, 1878’de de Halep-Şam Valiliği yapmış. Arap İzzet Paşa’yı çok zeki buluyor ve saraya sunuyor. Bize anlatılan bu en azından. Sonra malum, Arap İzzet Paşa II. Abdülhamid’in gözdesi haline geliyor, jurnalci oluyor, çok da varlıklı bir insan. Ada’da en aşağıda Troçki’nin evinin orada tenis kortu vardı, büyük bir de köşk. Çankaya’ya geçerdiniz orada büyük bir blok; hem eski bir bina hem daha yakın zamanda inşa edilmiş bir ev vardı ki çocuklar orada yaşardı. Şemsi Molla’ya geçersiniz, oradan da Türkoğlu’na kadar bütün blok halindeki o alanın tamamı Arap İzzet Paşalar’ındı. Arap İzzet Paşa bildiğim kadarı ile Mısır’da vefat etti. Ahmed Cevdet Paşa vesilesi ile Arap İzzet Paşa şanlanmış diye mi bilmem ama anneme çok hürmet ederlerdi. Küçük bir evde otururduk biz o zaman adada. Annem içeri girince, Arap İzzet Paşa’nın bütün torunları ayağa kalkardı; belki de yaşına saygıdan. O torunların hepsi ilkokulu Taş Mektep’te okudular. Anneannemin Büyükada ile olan ilişkisinin Arap İzzet Paşa üzerinden olduğunu düşünüyorum ama sonuçta kızı Hatice’nin de evi vardı Büyükada’da.”

Oya Hanım’ın evindeki fotoğrafları ve kimileri yayınlanmamış ama sadeleştirilerek ciltlenmiş eserlerini inceleyip adaya dair ip uçları ararken Fatma Aliye’nin ünlü romanlarından Hayattan Sahneler’e (Levayih-i hayati) denk geldim. Bütünüyle mektuplardan oluşan bu kitabın sırf o dönemde değil şimdide de olduğu gibi otobiyografik çağrışımlar yapabileceği korkusu ile “anlatıcısız” yazıldığına dair görüşler var.[2] Öyle ya, aşk, evlilik, mutluluk kavramlarını mercek altına alan bu romanın yazarının kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığını açıkça ortaya koyması olsa olsa “sansasyon” yaratırdı o devirde. Bir yazar arkadaşımın dediği gibi, “yazıda saklanmanın en iyi yolu çırılçıplak soyunmaktır” diye düşünmüş olmalı Fatma Aliye Hanım ki tehlikeli sularda yüzmekten kaçınmamış. Algıda seçicilik tabi, romanda benim dikkatimi ilk çeken, Büyükada’ya dair satırlar oldu:

“(…) Sabahtan Ada’ya gitmeye, o günü orada geçirip son vapurla dönmeye karar verdik. Sabahleyin Aydın Vapuru’nun yan kamarasında nefti kadife döşemeye yaslanmıştık. Görümcem de yanımızdaydı. Kardeşime uğramış onu da almıştık. Kamarada dört kişiydik. Vapur harekete hazır olduğunu sarsıntılarıyla haber verirken kamaranın kapısı açıldı, iki kadın içeri girdi. (…)  O uzun yolu o halde gittik. Büyükada’nın iskelesine vardık. (…) Biz bir arabaya bindik. (…) Macide, ‘Haydi Hristos’a çıkalım, kahvaltımızı orada yaparız’ dedi. Metanetimi hiç kaybetmeden, ‘Kadın hazırlandı, ayıp olur,’ dedim (…)  Kahvaltımızı yapar yapmaz Hristos’a çıktık. O yüksek yerden, çamlar arasından denizi seyretmek ne güzeldi. Mayıs ayı, çam kokularının tam güzel vakti! Bir aile, karı koca, çocuklarıyla beraber bir masanın başına geçmişlerdi. Kahveci, ısıtmak üzere aldığı yemekleri getirdi, masaya koydu; hizmetçi sepetten çıkardığı peçeteleri ellerine verdi. ‘İşte mutluluk!’ dedim. Macide de dalgın dalgın bakıyordu ve ‘Mutluluk adına bir tablo tasviri gerekse bundan iyisi olamaz’ dedi.”[3]

Bugün Fatma Aliye’nin torunu ünlü oyuncu Suna Selen’in on bir yaşındaki torunu da Ada’da yaşıyor, Ada’da büyüyor; aile geleneği beş nesildir -hem de artık gerçekten bisiklet üzerinde- devam ediyor. Fatma Aliye’nin de yolu Adalar’dan geçmiş besbelli. Hanımlara Mahsus Gazete’nin yazar kadrosunda yer alırken gazetede yayınlanan üç tekerli bisikletin üzerinde mi bilinmez ama gelin biz öyle varsayalım. Ne de olsa onun sözleriyle: Mayıs ayı, çam kokularının tam güzel vakti! İşte mutluluk!

1893 Chicago Kitap Fuarı’na davet edilen Fatma Aliye’nin Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu’nda biyografisi ve eserleri yer aldı.

[1] https://www.cyclistmag.com.tr/2018/03/08/sele-uzerindeki-kadinin-gucu/

[2] https://www.edebiyathaber.net/edebiyatin-en-oncu-cadisi-fatma-aliye-necla-akdeniz/

[3] Hayattan Sahneler (Levayih-i hayati), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2002. s. 34-36.


Yayınlanma Tarihi: 05 Mayıs 2023  /  Son Güncellenme: 07 Mayıs 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.