Paylaş
Tüm Sayılar      2023      Sayı 215 – Mayıs 2023      Cismin Tun Hâli: Aslı Çavuşoğlu ile Büyükada’dan Meksika’ya

Cismin Tun Hâli: Aslı Çavuşoğlu ile Büyükada’dan Meksika’ya


Aslı Çavuşoğlu. Fotoğraf: ©Berge Arabian, Kaynak: https://www.agos.com.tr/tr/yazi/13063/1915te-kirmizi-da-kayboldu

Yolu Adalar’dan geçmiş, bir dönem Adalar’da üretimini sürdürmüş yazar ve sanatçıların izini sürebilmek, geçmişlerinden bir kesiti Adalar’la ilişkilendirebilmek için arşivlerde, mezatlarda, sahaflarda, hatta mezarlıklarda sonsuz mesai harcadığı oluyor çoğu kez araştırmacıların. Oysa yazar ve mimar Büke Uras’ın “ada misafirleri” diye tanımladığı bu kişiliklerin “retrospektif” bağları kadar, şimdi’yi de kayıt altına almak, bu çehreleri geleceğe not düşmek gerekiyor ileride Adalar’ın bugününü incelemek isteyecekler için.

Aslı Çavuşoğlu, 2020’de Paris’te açtığı sergisinde kullandığı boyaları Büyükada’daki evinde genç bir sanatçı adayına (!) gösterirken.

Birkaç yıldır yaz-kış Büyükada’da yaşayan çağdaş sanatçı Aslı Çavuşoğlu[1] da bunlardan bir tanesi; TunState adlı sergisini 26 Nisan’da Mexico City’deki Museo Jumex’de açtı. Pritzker ödüllü ünlü İngiliz mimar David Chipperfield’ın[2] dünyanın farklı yerlerinde tasarladığı, aralarında Berlin’deki Neues Museum’un da bulunduğu yedi müzeden biri 2013’de açılan Museo Jumex.[3] Bu yazıyı hazırlarken Aslı’yı Büyükadası’ndan çok uzaklarda, Meksika’nın Belize’ye yakın Bacalar kasabasında yakaladım. Bırakın interneti, telefonun bile zar zor çalıştığı bir lagunda saat farkına aldırış etmeksizin Adalı Dergisi okurlarına selam göndererek sergiden bahsetti.

Museo Jumex – Fotoğraf: ©ArchDaily

“Jumex Müzesi’nin baş küratörü Kit Hammonds’un daveti üzerine sergi projesine başladım. TunState adlı bu proje üzerinde çalıştığımı biliyordu; proje daha önce İtalya’nın Torino kentinde de sergilenmişti. Kendisi de bu kelimenin anlamını bilen ve bu konuda da kısa bir öyküsü olan biri olarak projeyi merak etti ve ben fotoğrafları gönderdikten sonra Meksika’daki kişisel sergimin onaylandığını söyledi. Süreç de böylece başlamış oldu.”

Serginin küratörlerinden Marielsa Castro Vizcarra ve Cindy Peña’nın katalogda yayınladıkları birbirinden ilginç iki yazı gerek Çavuşoğlu’nun sanatı gerek hayat görüşü gerekse beslendiği kaynaklar konusunda ip uçları veriyor okurlara. “Aslı Çavuşoğlu’nun çalışmaları, tarihteki kırılma anlarını ve bunların insanların ve benzer şekilde diğer yaşam formlarının kültüründe, dilinde ve günlük yaşamında yarattığı değişimleri ele alıyor. (…) kültürel ve tarihi olguların bireyler tarafından dönüştürülme, temsil edilme ve yorumlanma biçimlerini inceliyor,”[4] sözleriyle sanatçıyı tanımlayan Castro Vizcarra aynı zamanda eserlerin üretim sürecini de aktarıyor. Biz de Çavuşoğlu’nun işleri ile birlikte Türkiye-Ermenistan sınırından Makedonya’ya, Kaliforniya’nın Sur Çölü’nden Sierra Norte dağlarında yer alan San Pablito kasabasına uzanıyoruz. İzini sürdüğü obsidyen, labdanum ve sadece Sonoran Çölü’nün Meksika tarafında bulabildiği Bursera fagaroides gibi çeşitli ağaç türlerinin kabuklarını, kızılçamdan elde edilen pigmentleri işlerinde kullanmakla kalmıyor, bu malzemeler ile göçü, göçmenleri, yangınları, doğanın hırpalanışını, çevre bilincini yarattığı eserler üzerinden dillendiriyor.

Bütün bunları yaparken Aslı da dünyayı arşınlıyor, coğrafyanın sınırlarını kaldırıp farklı diyarları evine yakınlaştırıyor, bambaşka yörelerde iş birliği yaptığı ustaları, kullandığı malzemeleri yerellikten çıkartarak evrensel bir kilime dönüştürüyor. Bu sergide iş birliği yaptığı isimlerden biri de yine Adalı olmayı seçmiş ünlü çağdaş sanatçımız İnci Eviner. Marmara Kültürleri Ağı projesinde Adalar Vakfı olarak bizim de sıklıkla üzerinde durduğumuz Ergene nehrindeki kirlilik üzerine araştırma yapan iki sanatçıya ilham veren nehir, sergideki Genies of Water adlı eserin ortaya çıkmasını sağlamış. İnci Eviner ile iş birliğini Aslı’dan dinleyelim:

“Ergene nehrine gitmiştik İnci, Akın (Nalça) ve ben. Ergene Havzası’nın kirliliği üzerine bir tur yaptık aslında. Özellikle deri, deterjan gibi endüstrilerden dere havzasının en kirlendiği noktalara gittik. İnanılmazdı gerçekten; akan su Coca Cola gibi simsiyahtı, o koku, o yağmurda taşan derenin kıyısındaki insanlar, plastik-çadır evler… Malzeme çok toksik olduğu için ben gittiğimde eldivenler takıp bir kavanoza örnek aldım o simsiyah suyun boya verip vermediğini denemek için. Gerçekten de veriyordu. İnci ile de bu geziyi bir projeye dönüştürsek mi diye konuşuyorduk; malum Büyükada’dan da komşum ve arkadaşım zaten! Jumex Projesi hayata geçince, bütçede yeni birkaç iş ekleme esnekliği de doğunca İnci’ye böyle bir teklifte bulundum. Onun atölyesinde çalıştık. Serigrafi, desen ve mühürler kullandık. Örneğin mühürlerde artık Marmara Denizi’nde yaşayamayan balıkların figürlerini yaptık. Ergene nehrinin o bahsettiğim toksik suyunu sembolik olarak da olsa kullandık. Benim orada gördüğüm çadır yapılar insansı figürlere büründü. Doğu mitolojisinde su yanında yaşayan cinlerden esinlenip, bu atıklarla o suyun cinlerinin nasıl deforme olmuş olabileceğini hayal ettik. Su akışını da çağrıştırması için ince-uzun pirinç kağıtları ile çalıştık. Pirinç kâğıdı seçmemizin bir başka sebebi de Tekirdağ’da ve Trakya Bölgesi’nde pirinç tarlaları olması ama artık bugün o pirinç de derenin kirli suyunun basıldığı bir pirinç sonuçta. O ilişkiyi kurması için seçtik malzemeyi.”

İnci Eviner, Aslı Çavuşoğlu ile birlikte gerçekleştirdikleri Genies of Water adlı eserin önünde, Museo Jumex, Meksika. Fotoğraf: ©İnci Eviner

Sergi ve proje başlığı ne mi demek? TunState: ya da tun “hâli” – vücudun kuruduğu, cansız bir top (veya tun) olarak göründüğü hâl. Sergide bu ifade kuvvetli bir mecazi anlam yükleniyor ve insan ile insan olmayan varlıkların çevresel tehditlere ve zor koşullara nasıl tepki verip direndiğini düşünmemizi istiyor. “Bir orman zarar görmüş veya kurumuş gibi göründüğünde bolluk olduğunu yalnızca insan gözü göremiyor; eski ve yeni hayat var.”[5]

Evet, Aslı Çavuşoğlu tıpkı bir göçebe gibi dünyayı arşınlıyor, keşfediyor, düşünüyor, üretiyor. Uzun bir süredir yaşadığı ve çalıştığı adasında ne kadar kalır, hayat onu nerelere götürür onu ancak kendisi bilebilir ama biz onu şimdi’de kayıt altına almak, Büyükada’dayken ortaya koyduğu üretkenliği geleceğe not düşmek istedik kızılçamlar arasında, kedisi, boyaları ve insanın içini açan tatlı kahkahası ile…

Aslı Çavuşoğlu’nun halen devam eden ve 21 Mayıs’ta sonlanacak olan Selanik Çağdaş Sanat Bienali’nde sergilenen eseri

– – –

[1] https://www.aslicavusoglu.info/about-2/

[2] https://news.artnet.com/art-world/pritzker-prize-2023-david-chipperfield-architecture-2266895

[3] https://www.fundacionjumex.org/en/fundacion/historia

[4] TunState Sergi Kataloğu, ©Fundación Jumex Arte Contemporáneo, 2023, s. 23-38.

[5] A.g.y.


Yayınlanma Tarihi: 05 Mayıs 2023  /  Son Güncellenme: 06 Mayıs 2023


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.