Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 227 – Mayıs 2024      Jak Deleon’la Büyükada

Jak Deleon’la Büyükada

Yüksek Mimar


Çocukluğumdan beri ne zaman bir haritaya baksam gözlerim denizleri, denizlerin aralarında kalmış kara parçalarının bulunduğu coğrafyaları anlamaya yönelirdi. Önceleri sadece uzun tutulan yaz tatili günlerim daha sonraki yıllarda da kış aylarını da içine alan uzun adalı olma sürecim beni bu günlere getirdi. Ulaşımı deniz üstünden kat etmenin keyfini nasıl yaşadığımı hatırlarım hep.

Osmanlı’nın Ada-i Kebir olarak adlandırdığı Büyükada’yı 1641 yılında ziyaret eden Evliya Çelebi şu ifadeleri kullanmış:

Büyükada bayındır bir adadır. Yirmi mil genişliktedir. İki yüz kadar Rum evleri vardır. Dağları kızıl olduğundan buna ‘Kızılada’ derler. Üsküdar toprağına yakındır. Kilisesi, bağı ve bahçeleri, dört tarafında kalabalık dalyanları vardır.”

Adalı Dergisi’ne Büyükada’ya dair kısa bir yazı kaleme almak istediğimde kütüphanemdeki ada kitaplarına yöneldim. Adalı yıllarım kadar kitaplarım varmış. Bunlardan biri, Jak Deleon’un Büyükada Anıtlar Rehberi, uzun yıllardır elimi atmadığım bir rafta duruyordu.

Büyükada’daki çocukluk yıllarımda en iyi dostlarımdan biriydi Jak Deleon. Yazları Heybeliada’ya giderken, birlikte Sirkeci’den ya da Karaköy’den vapura bindiğimiz günlerde -ki o yıllarda vapurlar Galata köprü iskelesi üzerinden kalkardı- köprü üstü kitapçılarında eski National Geographic dergileri ve haritalar aradığımızı anımsıyorum.

Çocuktuk ve vapura Sirkeci’den biliyorduk; turnikeden parasız geçtiğimiz yaşlardı. Koşarak ulaşmaya çalıştığımız Paşabahçe vapuruna üç basamaklı bir merdivenle çıkıp ardından deli dolu mavi köpüklü bir maceraya doğru koşardık. Dünya ve Adalar o zamanlar nasıl da büyüktü ikimiz için.

Sıra hep belliydi: Önce Kınalıada, sonra Burgaz, daha sonra Heybeli ve nihayet ver elini Büyükada. Konuşmaya dalıp Büyükada iskelesinde inmeden Yalova’ya zorunlu gidişimizi ve gece yarısı adaya kös kös dönüşümüzü gözümün önüne getirip halen gülümserim. Yine o günlerden hatırlarım aynı ifadeleri kullandığımızı: Adalar’a “çıkılır”, İstanbul’a “inilir”di. Bu çıkma ve inme hâlleri bana ülkeler arası bir yolculuk gibi gelirdi. Yolculuklarımız okullarımıza gidiş gelişlerimiz arasında hep bir seyrüsefer hâliydi.

Uzun yıllar geçti aradan, Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmasından profesörlüğe kadar giden süreçte Jak Deleon akademisyen kimliğiyle pek çok alanda yüzlerce öğrenci yetiştirdi ve literatüre onlarca yapıt kazandırdı. Kitapları, makaleleri yayımlandı, seminerler, kurslar, semt monografileri, rehberlikler düzenlendi. Özellikle bale üzerine yazdığı eserleri bugün bile güncelliğini korumakta.

Bu yapıtların çoğunluğunu Cumhuriyet dönemini kapsayan, ayrıca Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar ele alınan dönemlerde karşılaşılan sosyokültürel tarih araştırmaları oluşturuyor. Sanat ve bale tarihi ile karşılaştırmalı edebiyat kitaplarının yanı sıra Pera Palas, Beyoğlu’nda Beyaz Ruslar, Eski İstanbul’un Yaşayan Kitapları, Boğaziçi Gezi Rehberi, Eski İstanbul’un (Yaşayan) Tadı da bulunan eserleri arasında bence en önemlilerinden biri Büyükada’ya kazandırdığı Anıtlar Rehberi.

Jak’ın akademisyen kimliğiyle kaleme aldığı tüm yapıtları ve gözlemleri aracılığıyla paylaştığı duyguları gelecek nesillere birçok referans kaynağı yaratmıştır. Bunların arasında Büyükada Anıtlar Rehberi en çok yararlandığım ve hatırasını onunla beraber saklamaya özen gösterdiğim bir kitap. Kitabın iç kapağına bugün artık biraz solmuş mürekkeple el yazısıyla not düştüğü “Anıların Büyükada’sı Rubi’ye 2003,” paylaşıp hızla tükettiğimiz günleri yeniden zihnimde canlandırdı. Bu değerli kitaptan sadece iki yıl sonra hayatını kaybetmiş olması da gerek yapıtlarını gerek adalı anılarımızı hasret ve hüzünle andığım izler bıraktı bende. Bu vesileyle hem kendisini anmak, hem o günlerle ilgili adalı duygularımı paylaşmak, hem de Büyükada hakkında yazdığı Anıtlar Rehberi kitabından kısa paylaşımlar yapmak istedim.

Bu kitap referans kaynağı olabilecek niteliktedir. Kendi gözlem ve sözlü tarih çalışmalarıyla tamamladığı, anılarını da kattığı Büyükada’yı kapsayan geniş araştırmalarıyla nitelikli bir kaynak yapıttır. Ana başlıklarının içinde Büyükada’nın tarihi, ulaşım bilgileri, önemli anıtsal yapıtların bulunduğu, Rum Yetimhanesi’nin tarihçesi üzerine yorumlar, semavi dinlerin temsilcilik yapıları ile onlara bağlı kurumların manastırları, eğitim alanlarının ve okulların tek tek ele alındığı ve günümüze dek tarihçilerinin karşılaştırmalı olarak yorumlandığı Anıtlar Rehberi aynı zamanda bir gezi kitabı olarak da nitelendirilebilir.

Adı üstünde en büyük zümrüt olan Büyükada’nın başlıca anıt yapılarını ayrıntılı olarak ele alan bu gezi kitabı bir süredir yeniden başucumda. Kitabının önsözünden alıntıladığım bir bölümü sizlerle paylaşıyorum:

“Adalarım var deryaya karşı; İstanbul boğazı gerdanlığının üzerindeki zümrütlerdir adalar.
Kim söylemiş ne zaman söylemiş bilinmez; yeşil çamlı dokuları sınırsız maviye ve güneşe açılan kapıları ve tarihsellikleri ile soylu güzellerdir İstanbul adaları. İstanbul adalarına antik çağda Jean Adaları, Çam Adaları, Marmara Adaları adları verilmişti. Adalar Bizans döneminde Prens Adaları, Osmanlı’da tepeleri kırmızı renk veren demir madenleri bolluğu nedeniyle Kızıl Adalar olarak anıldı…”

Bisikletin 19. yüzyıl sonlarında İstanbul’a geldiği ve ehl-i keyf tarafından derhal benimsendiği bilinir; özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehrin gözde mesire yerleri olan Kağıthane, Göksu, Kuşdili’nin yanı sıra Adalar da o dönem İstanbul’da yaşayan aristokrasinin eğlenceli keyif yerlerinin başında gelirdi.

Jak’ın anlatımında Débarcadère, vapurdan Büyükada’ya adım atanların ilk sahil şerididir. Deniz havası sarhoşluğundan bir kahveyle sıyırabilecekleri sevimli bir mekândan bahseder.
Murat Belge bu mekânı “Select direkli çayhane” olarak tanımlar. O zamanlar tepelere faytonla, Sepet Arabası ya da diğer adı Sevda Arabası seferleriyle çıkılır, Lunapark Gazinosu’nda mola verilir. Çam ormanı içinde kıvrılan Âşıklar Yolu’nda merkeple seyrüsefer halleri yaşanır ve şöyle bir deyişle anılır: “İstanbul da mektepli, Büyükada’da merkepli.”

Yine Deleon’un Anıtlar Rehberi’nde Büyükada’ya ulaşım şu satırlarla anlatılır:
Çelik Gülersoy’un İstanbul Adaları’nın kaptan köşkü olarak tanımladığı Büyükada’ya ulaşım, 18. yüzyılda pazar kayıklarıyla sağlanıyordu. 19. yüzyılda Aiyos Demetrios kilisesi yanına inşa edilen ve 20. yüzyılın başlarında yerine Nicolais Seferoğlu tarafından plaj oteli yapılan Kesmetaş iskeleye yanaşan kayıklar yolcularını ve yüklerini bırakarak İstanbul’a dönerlerdi. 1861 yılında kurulan Fevâidi Osmaniye Büyükada’ya günde iki vapur işletmeye başladı. 1863 İngiliz yapımı Büyükada Vapuru, adını taşıdığı adaya yaklaşık çeyrek yüzyıl sefer yaptıktan sonra hizmet dışı bırakıldı.”

Selim İleri’ye göre İstanbul’un en güzel iskelelerinden olan Büyükada eski iskelesi ve iskele binası 20. yüzyıl yapısıdır. Fotoğraflara bakılırsa 20. yüzyılın başında iskele binasının üst katında Casino de Prinkipo yer alır.

Geçmişten günümüze birbirinden güzel tasvirler ile bezeli Büyükada Anıtlar Rehberi, keyifle okunacak pek çok bölümden oluşuyor. Saat Kulesi ve Fetih Taşı, Panayia Kilisesi, Anadolu Kulübü, Meryem Ana Ermeni Katolik Kilisesi, Aya Dimitri Kilisesi, San Pasifiko Latin Katolik Kilisesi, Hesed Le Avraam Sinagogu, Hamidiye Camii, Kadınlar Manastırı, Rahibe Kayası, Yücetepe, Rum Yetimhanesi, Hristos Manastırı, İsa Tepesi ve Dilburnu ve Büyükada’nın gerek sosyo-politik yapısı, gerekse etnik çeşitliliği keyifli bir dille, biraz da Jak Deleon’un öznel hatıralarıyla anlatılıyor.

Remzi Kitabevi’nden 2003 yılında çıkan bu nadide yapıtın basımı tükenmiş olabilir ama sanırım Nadir Kitap’ta bulmak hâlâ mümkün.

Jak Deleon’u bu kitabıyla anmak ve onun dilinden, keyif alarak Büyükada çam ormanlarının içinde kendisini anmak benim ve çocukluk anılarım için bir vefa borcudur.


Yayınlanma Tarihi: 07 Mayıs 2024  /  Son Güncellenme: 12 Mayıs 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.