Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 228 – Haziran 2024      Anılarımdaki Nejat Gülen

Anılarımdaki Nejat Gülen


Nejat Gülen’i ne zaman tanıdığımı, daha doğrusu onun beni ne zaman ilk gördüğünü bilmiyorum. Çünkü kendimi bildim bileli o tıpkı annem babam gibi hep yaşamımda vardı. 1950’lerin 60’ların adasında herkes birbirini tanır ve selamlaşırdı. Ama bazı adalılar “ahbap” sınıfındandı ve karşılıklı ev ziyaretleri yapılırdı. Gülen ailesi, annemle babamın ahbaplarıydı. Birbirlerine çok sık gidip gelmeseler de sevişen dostlardı.

Çocukluğumun anıları arasında Nejat Gülen pek yok. Netice itibarıyla birbirleriyle hoşça vakit geçirenler büyüklerdi. Hatırladıklarım tek tek fotoğraf kareleri. Kızı benden iki yaş küçüktü ama bir şekilde anlaşıyor, ev ziyaretleri yapıldıkça birlikte oynuyorduk. Onlara gitmeyi sevdiğimi hatırlıyorum. Çünkü Amerika’dan gelmişlerdi ve Gülgün’ün güzel oyuncakları vardı.

Bir de çok soğuk bir 23 Nisan gününü hatırlıyorum. Tören için Heybeliada İlkokulu olarak şık folklorik kıyafetlerimizle rıhtımdaki yerimizi almıştık. Ama öylesine serin bir rüzgâr esiyordu ki Gülgün’ün annesi de benim annem de biz ufakların arasına daldı ve sırtlarımıza zorla hırka giydirdi. İkimiz de çok bozulmuştuk çünkü o cepkenlerimizin, işlemeli bluzlarımızın güzelliği hırkaların altında kaybolup gitmişti. Küçücük aklımızla hırkaları kıyafetlerimize hiç yakıştıramamıştık. İşte çocukluğumdan kalan Gülen ailesi bu kadar.

Ben büyüyene kadar onun için ahbap çocuğu idim. Ama üniversite öğrencisi olduğumda onun vapur arkadaşları arasına girdim. Asistan olduğumda da, Nejat ve Nüzhet Gülen ikilisinin genç bir meslektaşları olarak “ahbap” sınıfına terfi ettim.

Artık yazlıkçı olduklarından genellikle sabah ve akşam aynı vapurda birlikte gidip geliyor, tatlı sohbetleriyle vaktin nasıl geçtiğini anlamıyordum. Çok nüktedan birisiydi. Son derece ciddi bir ifadeyle espri yapar, bu ciddiyet bizleri daha da çok güldürürdü. Genellikle de eşine takılır, tatlı tatlı didişirlerdi. Ama onun bu tarzına alışık olmayanlar, aptal bir suratla espri mi değil mi anlamaya çalışırlardı. Eğer ciddiye alırlarsa ve karşılık düşünürlerse, bir biçimde zor duruma da kalabilirlerdi. Benzer bir hadiseye tanık olmuş, epeyce gülmüştüm:

Sabahları ilk ekspres seferini Bahçe sınıfı gemiler yapardı. O sabah da Dolmabahçe geldi. İskelede buluşan bizler sohbet ede ede bindik. Üst güvertede, yarı açık burunda bulduğumuz yerlere oturduk. Bu kısımda oturulacak sıralar solda ve sağda olmak üzere iki kısım halindeydi ve sigara içmek serbestti. Biz Nejat Bey’le sol kısımda oturduk, eşi de bir arkadaşıyla birlikte sağ tarafta, bizim birkaç sıra önümüzde bir yere oturdu.

Nüzhet Hanım yaman bir sigara tiryakisiydi. Oturur oturmaz bir sigara yaktı. Nejat Bey benim yanımdan çaprazlama uzağımızdaki eşine her zamanki gibi çok ciddi ifadesiyle seslendi: “Hanımefendi sigaranızı söndürünüz.”

Ve aynı ciddiyette cevap geldi: “Burada sigara içilebilir.”

Nejat Bey: “Kimse sizin sigaranızın kokusunu çekmek zorunda değil.”

“Rahatsız oluyorsanız içeri gidersiniz.”

Tartışma üst güvertede oturan herkesin duyabileceği ve tanımayanların iki yabancının münakaşası zannedeceği biçimde devam ederken birden Nejat Bey’in yanında oturan bir adam hışımla “Ben şu hanıma bir haddini bildireyim” diye fırladı. Niye bunu vazife edindi ve nasıl had bildirecekti bilmiyorum ama öylesine hızlı hareket etmişti ki, bir adımda benim önüme gelmişti. Aynı anda da Nejat Bey adamın beline sarılmıştı: “Dur birader, o benim karım yahu. Ona takılıyordum.” Adamın suratının hali ve tekrar süklüm püklüm yerine dönmesi günlerce şakalaşmamıza neden oldu.

Vapur sefalarımız, onların mesleklerine Enka Holding’de danışman olarak devam etmeleri nedeniyle haftada bir güne düştü. Ama sohbetlerimiz sıcak yaz günlerinde HSSK’da, kulübün deniz kenarındaki gazinosunda devam etti. Benim tanık olmadığım ama bizzat onun ağzından dinlediğim başka bir olay da adalıların ona ne kadar inanıp, güvendiğini ve saydığını göstermesi bakımından ilginçtir:

1999 Depremi’nden sonraki günlerden birinde kulübün gazinosunda Nejat Bey kahvesini içerken yandaki masada da hanımlar sohbet ediyorlarmış. Hanımlardan biri “Bu adayı terk etmek lazım. Bir fay hattı Çamlimanı’ndan başlayıp bu Değirmen koyuna kadar boydan boya geçiyormuş” demiş. Sürekli olarak “adalar çok tehlikeli” propagandasına sinirlenen Nejat Bey dayanamayıp yandaki masaya müdahale etmiş: “Hanımefendi yok öyle bir şey, fay may yok. Adayı kötülemek için kim uyduruyor bunları?!” Hanım diklenmiş: “Aaaa siz Nejat Gülen’den daha mı iyi bileceksiniz! Onun Heybeliada kitabında yazıyor bu!”

Nejat Bey afallamışsa da çabuk toparlanmış ve “Nejat Gülen halt etmiş” demiş. Bu karşılık, hanımı daha beter kızdırmış, eli belinde ayağa kalkmış, “Siz nasıl saygın bir ada yazarı hakkında bu lafı edersiniz!”

Nejat Bey de aynı öfkeyle “Ederim, çünkü ben Nejat Gülen’im, ona her türlü lafı edecek kadar yakınım.”

Bu olayı bana anlatırken gülüyordu. “Kadının suratını görecektin mosmor oldu. Ne diyeceğini bilemedi. Ben de koşa koşa eve gittim kitabı açtım baktım. Gerçekten ‘Çamlimanı’ndan başlayıp Değirmen koyuna kadar uzanan bakır fayı var’ demişim. Bu deprem olana kadar fay nedir bilmiyorduk ki. Kitabın gelecek baskılarında bu ‘bakır fayını’, ‘bakır damarı’ olarak düzeltmek lazım” demişti.

Heybeliada’lı Yazarlar, Heybeliada’yı Yazanlar kitabında, adanın ünlü yazarlarının yanında bana da yer vererek beni onurlandıran Nejat Gülen, o harika ve akıcı üslubuyla verdiği eserlerle hep Heybeliada’nın belleğinde yaşayacak. Işıklar içinde uyusun.


Yayınlanma Tarihi: 09 Haziran 2024  /  Son Güncellenme: 10 Haziran 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.