Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 245 – Kasım 2025      Heybeliada Ruhban Okulu’nu Trump İstedi Diye mi Açacağız?

Heybeliada Ruhban Okulu’nu Trump İstedi Diye mi Açacağız?


Bu yazıyı, Eylül ayı sonlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile buluşmasında gündeme gelen Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili sözlerinin hemen ardından yazmıştım. Üzerinden kırk günden fazla zaman geçti. Türkiye’nin gün gün, saat saat değişen gündemi içinde, başlangıçta epey sıcak tartışmalara neden olan bu mesele de unutuldu gitti.

Hiç değilse otuz yıldır bu konuyu yakından takip ederim. Okulun açılması ne zaman gündeme gelse, o bildik tartışmaların, hemen hemen aynı üslup ve içerikle yapıldığına tanığım. Adalı Dergisi’nde Ruhban Okulu üzerine kaç yazı yazdığımı artık hatırlayamıyorum. Bunların içinde Aya Triada Manastırı metropolitleriyle yaptığım söyleşiler de var. Yani okulun doğrudan muhataplarının duygu ve düşüncelerine de yakından tanık oldum. Umut ve umutsuzluklarına da. Açılma tartışmalarına hep kuşkuyla yaklaştıklarına da. Bu kez galiba olacak diye bir beklenti içine girdiklerini de sanmıyorum.

Türkiye’nin gündeminde 1971 yılında Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapatılmasından bugüne var olan, ha çözüldü, ha çözülecek denilen ve her seferinde farklı pazarlıklara kurban edilip buzdolabına kaldırılan bu sorun gerçekten de siyasi bir konu mudur; daha da ileri gidersek okulun açılması her gündeme geldiğinde mangalda kül bırakmayanların ifadesiyle Türkiye’yi bölünmeye kadar götürebilecek siyasi bir taviz midir?

Okulun açılmasını bir insan hakları meselesi olarak görmezsek, elbette bu yorumlara, değerlendirmelere teslim olabiliriz.

Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması neden bir insan hakları konusudur?

Konuyu tartışmak için tarihi arka planına bakmakta yarar var. Heybeliada Ruhban Okulu, 1844 yılında Heybeliada Aya Triada Manastırı içinde açılıyor. Amaç, Osmanlı milletleri içinde değerlendirilen Rum Ortodoks azınlığın Ruhban eğitimini gerçekleştirmek. Tıpkı o dönemde kurulan çeşitli kademelerdeki çok sayıda azınlık okulu gibi. Okul, savaş yıllarında geçici duraklamalar dışında kesintisiz olarak 1971 yılına kadar hizmet veriyor. Şu anda Fener Rum Patrikhanesi’nin başında olan Patrik Bartholomeos bu okuldan mezun oluyor mesela. Çok sayıda benzer görevler üstlenen din insanları ya da cemaat önderleri gibi. Okul, Osmanlı modernleşmesinin bir kurumu. Türkiye Cumhuriyeti de bu okula sahip çıkıyor. Kapatılması hiçbir zaman gündeme bile gelmiyor. 1971 yılında kapatmaya konu olan karar da zaten tek başına Ruhban Okulu’na has bir karar değil. Ruhban Okulu, o dönemde benzer statüdeki çok sayıda özel yüksek okul ile birlikte kapatılıyor. Daha doğru bir ifade ile okulun yüksek kısmı, yani ruhban yetiştiren kısmı kapatılıyor ama lise kısmı açık kalıyor. Lise kısmının daha sonraki yıllarda kapanmasının bu kararla ilgisi bulunmuyor, tümüyle öğrenci azlığından ya da yokluğundan cemaatin kendisi tarafından kapatılıyor. Şu anda açılması için de bir engel yok.

Ruhban Okulu’nun açılması için girişimlerde bulunanların karşılaştığı itirazların temelinde, okul yönetiminin YÖK’e mi yoksa Patrikhane’ye mi bağlı olacağı sorusu yatıyor. Ya da böyle olduğu söyleniyor. Aslında teknik olan ve iyi niyetle çözülebilecek olan bu sorun, ne yazık ki, siyasetin gölgesinde taa bugünlere kadar taşınıyor. Sorunun iddia edildiği gibi ne Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ne Lozan Antlaşması’nın engelleyici olduğu iddia edilen hükümleriyle ilgisi var. Hatta tersine çözümsüzlük aslında Lozan Antlaşması’nın ihlali bile sayılabilir. Çünkü konu başlangıçta Osmanlı’nın, sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının ayrılmaz parçası olan Rumlar’ın temel haklarından birinin, eğitim hakkının ihlali. Yani bir insan hakkı ihlali olarak ele alınabilir ancak.

Bu hakkın Batı Trakya’daki Müslüman azınlığın haklarıyla ilişkilendirilmesi ve bir mütekabiliyet konusu haline getirilmesi ise konunun siyasileştirilmesinden başka bir anlam taşımıyor. Ne yazık ki, iki tarafın, yani Türkiye ve Yunanistan’ın birbirlerinden beslenen milliyetçilikleri, her iki ülkenin azınlığını oluşturan insanlar üzerinden siyaset yarışı yapıyorlar ki asıl kurtulunması gereken bu oluyor.

Ruhban Okulu’na davet

Umuyoruz okul bu kez açılır. Hâlâ kuşkuları olanları, önyargılarından kurtulamayanları, Heybeliada’ya, adanın iki tepesinden birinin üzerine kurulmuş, karşıda İstanbul, arkada Uludağ’ın zirvelerine ve önünde sere serpe uzanan Marmara’ya hâkim bir noktadaki Ruhban Okulu’na davet ediyorum. Ediyorum diyorum çünkü ben de bir adalıyım. Elbette benim davetim okulun bulunduğu alanın asıl sorumlusu olan Fener Rum Patrikhanesi’ni bağlamaz. Ama ne mutlu ki, son on beş yıldır bu okulun kapısı gelen ziyaretçilerin tamamına açık. Biz adalılar, bu okulun gerek içinde, gerekse bahçesinde çok sayıda toplantı, konser, sergi gerçekleştirdik. Rehberli turlarla çok sayıda ziyaretçiye eşlik ettik. Okulda şu anda kapsamlı bir restorasyon çalışması var. Okulun açılacağı öğrenildi de, o nedenle bu çalışmalar yapılıyor diyenlere verilebilecek yanıt ise hayır. Okulun restorasyon ihtiyacı uzun zamandır gündemdeydi.  Adalar bir SİT alanı. Öyle her isteyen, istediği gibi tadilata, restorasyona kalkışamıyor. Bunun için kapsamlı projeler hazırlanması ve ilgili Koruma Kurulu’ndan onay alınması gerekiyor. Bu hazırlıklar uzun süre önce tamamlandı. Kaynak da sonunda bulundu ve çalışmalar neredeyse bir buçuk yıldır devam ediyor ki, önümüzdeki yıl tamamlanması bekleniyor.

Umuyoruz tamamlandığında, okul üzerinden yürüyen tartışmalar da biter ve elli beş yıl aradan sonra Heybeliada Ruhban Okulu öğrenci kabul etmeye başlar. Ama biliyorum ki okul açılsa da açılmasa da, şimdi restorasyon sonrası yenilenmiş ve daha da güzelleşmiş haliyle Ruhban Okulu biz Adalılar için hep açık olacak.


Yayınlanma Tarihi: 07 Kasım 2025  /  Son Güncellenme: 07 Kasım 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.