Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 233 – Kasım 2024      Gürpınar Anısına

Gürpınar Anısına


Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Heybeliada sırtlarında bulunan ve son otuz yılını geçirdiği köşkü

Türk Edebiyatı’nın kıymetli şahsiyetlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944), seksen yıllık ömründe Türk Edebiyatı’na roman, tiyatro ve öykü türlerinde birçok eser vermiş, çok sevilen “Şıpsevdi”, “Şık”, “Mürebbiye”, kült filmlerinden biri olmuş Türk Sineması’na “Süt Kardeşler” ismiyle aktarılan “Gulyabani” gibi eserleriyle ünlenmiş üretken bir yazarımızdır.  Diğer bir deyişle “Sokağı edebiyata taşıyan yazarımız” olarak bilinmektedir. Edebiyatçı Selim İleri’nin “Kültür Tarihçisi” olarak adlandırdığı Gürpınar, hayatının son otuz yılını günümüzde yeniden müze olarak restore edilmekte olan Heybeli sırtlarındaki köşkünde geçirdi ve burada sayısız eserini kaleme aldı. Osmanlı’nın son dönemini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını, bu dönemdeki olayları ve İstanbul halkının toplumsal ve töresel nitelikteki yaşantısını nüktedan bir dille okuyucu ile buluşturdu, her kesimden okuyucuya hitap etti. Heybeliada’da herkesten uzak yaşadığı hâlde halkı yakından gözlemlemiş, aynı zamanda da Türkiye Büyük Millet Meclisinde beşinci ve altıncı dönem Kütahya milletvekilliği görevinde bulunmuştur. Bir röportajında kendisine sorulan “Halktan bu kadar uzak yaşamanıza rağmen nasıl bu kadar keskin gözlemler yapabiliyorsunuz?” sorusuna “Gözlerim iyi görür, kulaklarım iyi duyar.” şeklinde cevap vermiştir. İstanbul halkının içine girerek toplumun tüm kesimlerine yönelik gözlemler yapmış ve romanlarında bu kesimleri karakterleri olarak kendi ağızlarıyla konuşturmuştur. Kendisi yazarlığın yanı sıra dikiş-nakış, resim sanatı gibi dallarla da ilgilenmiş bir Ada aydınıdır. Heybeliada’da bulunan Abbas Paşa Mezarlığı’nda ebedi istirahatindedir.

Henüz üç yaşındayken annesi vefat eden yazarımız güldürü öğeleriyle birlikte toplumdaki “kadın” varlığını dramatik ve gerçekçi biçimde işlemektedir. Bununla birlikte toplumun yaşadığı döneme ait gibi gözüken fakat günümüz insanlarında da karşılaştığımız korkulara, inançlara, alafrangalaşma ve aile yapısındaki çözülme gibi konulara dikkat çekerek trajikomik sahnelerle ve diyaloglarla, güldürü öğeleri barından romanları oldukça ün kazanmıştır. Bunlardan biri de Cadı adlı romanıdır. Kitapta Fikriye Hanım’ın, hakkında ürkütücü dedikodular bulunan konağın beyi Naşit Nefi Efendi’nin eş adayı olmasıyla başlayan hikâye Naşit Nefi Efendi’nin önceki eşlerinin başına gelen ürkütücü olaylar nedeniyle bir cadı gölgesinde yaşanan konakta gelişen gizemli olay örgüsü ile işlenir. Hüseyin Rahmi Gürpınar bu eserinde toplumun batıl inanışlarını, kadınların sosyokültürel durumlarını ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Batı etkisiyle yayılan “spiritüalizm” (ispirtizma) akımını ele alır ve arka planda metafizik, sürnatüralizm ve felsefi konuları sorgular.

Cadı romanında Osmanlı’nın son dönemleri İstanbul’un dönüşümü de yazarımızın hicivli dilinden payını alır. Yıkılmaya yüz tutmuş, dönüşüme uğrayan yalıları, konakları, mezarlıkları, bu mezarlıklar üzerine yapılan yeni inşaları betimler ve sorgular. Anlattığı bu detaylar neden Gürpınar’ın bir kültür tarihçisi olarak anıldığını bize gösterir. Kadının toplumdaki yeri, döneminin ataerkil düzeninde var olma mücadelesi üzerine düşündürür. Kitapta okuyucuya başından beri doğa üstü güçlerin varlığını sorgulatır ve yer yer kendinizi buna ihtimal verirken bulursunuz. Nüktedan bir dille bilim ile metafiziği kıyaslar. Felsefi anlamda ise yüzü örtülü bir cadıdan ziyade insanlığın kendi maskesi altında ruhundaki “melanet, hıyanet ve şenaat” duygularını vurgular ve merhamet duygusunun yüceliğini okuyucunun iliğine işler.

Gürpınar’ın Cadı romanı yakın zamanda, Erman Bostan’ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği, WOW STUDIOS yapımıyla beyaz perdeye aktarılmıştır. Filmin müziklerinde ise Ercüment Orkut, Cem Tuncer, Sabina Khujaeva imzası bulunuyor. Başrollerini Furkan Andıç ve Buse Meral’in paylaştığı, psikolojik gerilimi yüksek ve sürükleyici hikayesiyle Cadı, 26 Nisan’da A90 Pictures dağıtımıyla gösterime girdi ve 03 Ekim 2024 tarihi itibariyle 205.792 seyirciyle buluştu. *

Filmin gişede gösterdiği bu başarı, geçmişten günümüze uzanan toplumsal yapıyı yansıtan birçok hikâyenin de sinema, tiyatro gibi günümüz araçlarıyla aktarılarak ülkemizi edebiyat ve sanat alanında hem ulusal hem uluslararası alanda tanıtması, Gürpınar gibi nice değerimizi ve yazınımızı öncelikle bize anlatması için bir emsal olarak kabul edilebilir.

Gürpınar’ın Heybeliada’daki köşkü bir dönem müze olarak kullanılmış ve ardından yapıda oluşan bakım ihtiyacı nedeniyle eserleri Aşiyan Müzesi’ne taşınmıştır. Heybeli’deki köşkü tekrar müze olarak restore edilmektedir ve onu yeniden yazınlarıyla, anısıyla, eşyalarıyla bir bütün olarak anmayı arzulayan hayranlarıyla ve okuyucu kitlesiyle buluşmayı beklemektedir.

*Kaynak: BOX Office Türkiye


Yayınlanma Tarihi: 11 Kasım 2024  /  Son Güncellenme: 11 Kasım 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.