Paylaş
Tüm Sayılar      2025      Sayı 242 – Ağustos 2025      Büyükada Rum Yetimhanesi’nin Otele Dönüştürülmesi Doğru Karar mı?

Büyükada Rum Yetimhanesi’nin Otele Dönüştürülmesi Doğru Karar mı?


Bu yazı 12 Ağustos 2025'te turizmgazetesi.com'da yayınlanmıştır.

Dün Apaçık Radyo’nun Pazartesi akşamları yayınlanan ‘Kültürel Miras ve Koruma: Kimin İçin?’ programında konuştum. Burçin Altınsay ve Asu Aksoy’un yönettiği programın konusu Büyükada Rum Yetimhanesi’nin otel işlevi verilerek yatırımcılara açılmasıydı. ‘Rum Yetimhanesi’ne planlanan yatırım Büyükada’nın ve binanın iyiliği için mi?’ başlığı ile yayınlanan programda söylediklerimi bu ortamda da paylaşmak istedim.

Adanın o noktasında bugün yeni bir otele ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. O bina orada olmasaydı ve mülk sahibi dönüşümünü finanse etmek için yeni bir işlev aramasaydı, hiçbir yatırımcının oraya otel yapmak üzere harekete geçeceğini de sanmıyorum.

Evet o bina, 19. Yüzyıl sonlarında otel olarak inşa edildi. Peki otel olarak niye açılamadı? Bu konuda farklı söylemler var. Kimisi diyor ki, dönemin padişahı gözlerden ırak bu yerde, bu büyüklükte otel işletmesine izin vermedi. Buna dayanak oluşturacak bir beyan yok benim izleyebildiğim kadarıyla. Bence asıl neden, yatırımcının yanlış kararıydı. Bina inşa edilip ortaya çıkınca ve deniz de bitince, bu gerçekle yüzyüze geldiler. Elbette durumlarını zorlaştıracak bir takım koşullar da dönemsel olarak ortaya çıkmış olabilir ama her ne olduysa oldu ama bunun yanlış bir yerde, yanlış bir yatırım olduğu sonucuna vardılar. Otel açılsaydı, çalışır mıydı? Sürdürülebilir bir işletme olur muydu, bunu hiç sanmıyorum. Adalar’da o dönemde inşa edilmiş otellerin sonrasını bildiğimden bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum.

Bence açılmadan kapanması hayırlı olmuş ve hayırlı bir işe de vesile olmuş.

Bina, 1903 yılından 1964 yılına kadar yetimhane olarak kullanılmış. Üstelik binanın tamamı da hiçbir zaman kullanılamamış. Çünkü bu boyuttaki bina, bir yetimhane için de çok uygun değil. Bunu dönemin yöneticileri, destekte bulunan hayırseverler, cemaatin önde gelenleri zaman zaman sert üslupta olduğunu bildiğim tartışmalarla ele almışlar. Zaten binanın başına gelmeyen de kalmamış. Ama sonuçta 5000’den fazla yetimin hayatlarının çok önemli dönemlerini geçirdikleri, acı tatlı anılarını biriktirdikleri bir kurum olmuş. Bunu konuşuyoruz, anlatıyoruz, paylaşıyoruz ve paylaşmaya da devam edeceğiz.

Yetimhane 1964 yılında tartışmalı bir kararla kapatıldı. Yangın ve deprem güvenliği gerekçeydi ama asıl gerekçenin bunlar olmadığı biliyorduk.

1990’larda, binanın  otel olarak açılma fikri yeniden gündeme geldiğinde, ki girişim grubunda olan insanları, yatırımcıları da tanıyorum, fizibiliteyi asıl oluşturan işlev kumarhane fikriydi. Aralarında Besin Tibuk var mesela. Türkiye’de o yıllarda ilk kumarhane otelleri açan, kumarhaneler yasaklandıktan sonra da yatırımlarını KKTC’ye taşıyan. 15 Ağustos 1996’da kumarhaneleri yasaklayan genelge çıkınca bu proje de kadük oldu. Yani bu projeyi gündemden düşüren, öyle sanıldığı gibi, restore mi edilsin, yoksa yıkılıp da yeniden mi yapılsın tartışmaları, SİT alanı ve korumacılık duvarına çarpmaları falan değildi.

Gelelim yakın geçmişe ve bugüne

Keşkeleri pek sevmem ama burada kullanmak zorundayım. Keşke bu bina, Türkiye Ulusal Ahşap Komitesi Başkanı Emine Erdoğmuş’un 1990’larda önerdiği gibi çatısı kapanıp korumaya alınabilmiş olsaydı. Bir anıtsal yapı olarak olduğu gibi bugüne taşınabilseydi.

Ama olmadı. Bugüne gelindi. Ben bu çökmüş haliyle bile binanın korunabileceğini, ayakta, bir anıtsal yapı olarak tutulabileceğini, güvenlik ve koruma önlemleri alınıp, kullanılabilecek neresi varsa kullanılabileceğini, bir müze, bir kültürel miras olarak korunabileceğine inanıyorum. Bunun daha feasible olduğunu düşünüyorum. Çok geniş bir bahçesi var. Bahçede çok güzel ve hızla ayağa kaldırılabilecek, eski revir, sonra okul olarak kullanılmış bina var. İşlev bu binaya ve bahçesine verilebilir. Ana binada kullanılabilecek ne kadar alan varsa, bu işleve göre değerlendirilebilir. Yerli ve yabancı ziyaretçilere açık, ziyaretlerden de gelir elde edilebilecek bir anıtsal yapı, bir miras alanı , bir köşesinde küçük bir müzenin de bulunduğu bir yer olarak değerlendirilebilir.

Ama anladığım kadarıyla Patrikhane meclisi, binanın yıkılıp yapılmasına karar vermiş. Korumanın böyle sağlanacağına ikna olmuş. Koruma ve yeniden yapmak için finansmanın da ancak turizm işlevi verilmesiyle mümkün olabileceğine inanmış.

Diyeceğim fazla bir şey yok.

Ama konuşmamın başına tekrar döneyim. Adanın o noktasında bugün yeni bir otele ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Diyelim ki, iddia edildiği gibi ultra lüks bir otel yapıldı, bu otelin yüksek ücretlerle doldurulabileceğine hiç inanmıyorum. Adamızda bu iddia ile yola çıkmış, üstelik deniz kenarında olan otel ve oteller var. Durumlarını, zorluklarını bildiğim için söylüyorum.

Eğer turizm işlevi verilecekse, bunun bildiğimiz anlamda bir otelden ibaret olmaması gerekir. Bugün dünyada turizm yatırımları, geleceğin turizmine yön veren ve esas olarak insanların tatil ya da boş zamanlarını değerlendirmeden beklentilerin de değişmesi nedeniyle farklılaşıyor. Mesela sağlık, sağlıklı yaşlanma, wellness gibi konular yaşlanan dünyamız ve insanlık düşünüldüğünde ön plana çıkıyor. İşlerin ofis dışına taşınması, uzaktan çalışma, tatil ve çalışma mekanlarının birleşmesi, sağlık için spor, eğlence, sosyal ortamda hoş vakit geçirme, gastronomi… Bu temelde kısa ve uzun süreli konaklamalara imkan veren bir tasarım, bir yapılanma, işlevlendirme mümkün. Bunların hepsi geleceğin turizmine esas olan tartışmalar. Adalarımızın avantajı, giderek ısınan dünyamızda, Türkiye’nin gelecek yüzyıllarında sayfiye ve turizm açısından çok şanslı bir yerde, konumda, coğrafyada bulunması. Güney sahilleri ısınıyor biliyorsunuz. 40-50 dereceleri bulan sıcaklıklar, yaz aylarını çekilmez kılıyor. Ayrıca su sorunu, kuraklık çok temel meseleler. Hiç kuşkusuz çok kültürlülük, yüzlerce yıllık mirasla çevrili bir ekosistemin ortasında bulunmak, İstanbul gibi bir metropole yakınlık diğer avantajlar.

Not: Programın ses kaydını dinlemek isteyecekler için bağlantıyı buraya bırakıyorum.


Yayınlanma Tarihi: 12 Ağustos 2025  /  Son Güncellenme: 12 Ağustos 2025


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.