Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 230 – Ağustos 2024      “Aşırı Turizm” Tartışmaları ve Adalar’a “Azmanbüs”!

“Aşırı Turizm” Tartışmaları ve Adalar’a “Azmanbüs”!


Turizm, geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren bütün ülkelerde önde gelen sektörlerin başında yer alıyor. Turizm faaliyetleri dünya ekonomisine %10’dan fazla katkı sağlıyor. Dünya çapında toplam istihdamın %10’ndan fazlası turizm sektöründe yer alıyor. Pek çok ülke ve şehirde ekonomik faaliyetlerin en başında turizme yönelik mal ve hizmet akışı yer alıyor. Dünya Turizm Örgütü, başka ülkeleri ziyaret edenlerin sayısının 2000 yılından bu yana 675 milyondan 1,4 milyara çıktığını açıkladı. Birkaç yıl içinde bu rakamın 2 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Turizmin ülke ekonomilerindeki bu payı her geçen yıl daha da artıyor. Bu özellikleri nedeniyle sektör artık “seyahat endüstrisi” kavramıyla anılıyor. Seyahat endüstrisinin sürdürülebilirliği günümüzde daha çok tartışılmaya ve konuyla ilgili yeni çözümler geliştirilmeye başlandı.

Turizm yalnızca ekonomik açıdan taşıdığı önem bakımından önem arz etmiyor. Aynı zamanda insanlar ve insan toplulukları arasında kültür alışverişi ve yakınlaşma açısından da çok önemli bir zemin oluşturuyor. Seyahat eden insanlar bir yandan kendi kültürlerini ziyaret ettikleri yerlere taşırken diğer yandan gezdikleri ülkelerin kültürünü evlerine götürüyor. Bu kültür alışverişinin dünya ölçeğinde uluslararası sorunların çözümünde kolaylaştırıcı bir unsur olduğu kabul görüyor.

Aşırı turizm sorun yaratıyor

Son senelerde seyahat endüstrisi ile ilgili tartışmalara yeni bir kavram damgasını vurmaya başladı: “Aşırı Turizm”. Turizme sunabildikleri potansiyel açısından oldukça zengin olan bazı ülkeler ve şehirler giderek artan ziyaretçi akınından rahatsız olmaya, ziyaretçi yoğunluğunun yol açtığı sorunlara çözüm aramaya başladılar. İspanya, İtalya, Hollanda, Yunanistan gibi pek çok ülkede yerel yönetimler yeni önlemleri yürürlüğe sokarken, tur operatörü firmalar da yoğun ziyaretçilerden şikâyetçi olan yerler yerine yeni destinasyonlar arayışı içine giriyorlar.

“Aşırı turizm” sorunu ile çok yakından karşı karşıya bulunan şehirlerde ziyaretçi yoğunluğunun yerel halkın günlük hayatını olumsuz yönde etkilediğinden bahsediliyor. Ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunların insan yaşamına etkileri nedeniyle aşırı turizmden etkilenen merkezlerde insanlar yaşam koşullarına dayanamayarak göç ediyorlar. Bu şehirlerde konut fiyatlarında olağanüstü artışlar yaşandı. Bu ve benzeri olumsuzluklar nedeniyle bu merkezlerde son zamanlarda aşırı turizmi hedef alan yoğun protestolar yaşandı.

Sorunlara çözüm aranıyor

Yerel halkın içine düştüğü sıkıntılar ve bunlardan kaynaklı protestolar neticesinde yoğun ziyaretçi alan pek çok merkezde değişik tedbirler alınmaya başlandı. Örneğin yılda yaklaşık 20 milyon ziyaretçi alan Venedik’te kişi başına 5 € tutarında ayakbastı parası alınmaya başlandı. Günlük kiralanan oda sayısının 11 bini aştığı Floransa’da günlük kiralamalara yasak getirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Barcelona’da en fazla 700 yolcu getiren yolcu gemilerine izin veriliyor. Atina’da Akropolis’e günde 20 bin kişinin girişine izin veriliyor. Yerel nüfusun 775 olduğu Avusturya/Hallstatt’da günlük ziyaretçi sayısı 30 bine ulaştı. Sonuçta tur otobüsleri ve yabancı plakalı araçların kasaba merkezine girişleri yasaklandı. Peru/Machu Pichu’da günlük ziyaretçi sayısı sınırlandı. Ziyaretçilerin bölgede 4 saatten fazla kalmaları yasaklandı. Tur rehberleri 16 kişilik grupları gezdirecekler. Bhutan’da yabancı turistlerden 200 $ karşılığı giriş ücreti alınmaya başlandı. İspanya/Valensiya’da küçük otellere ranza konulması yasaklandı. Otellerle sahil arasında bulunması gereken mesafe uzatıldı. Lizbon’da turistlere günlük ev kiralamanın yasaklanması için referandum isteniyor. Yılda 26 milyon ziyaretçi alan kentte ev fiyatları %186 artış gösterdi.

Adalar’da durum

İstanbul gibi çok büyük bir metropolün hemen yanı başındaki Adalar da yukarıda bazılarını sıraladığımız örneklere benzer sorunlar yaşıyor. Neredeyse 20 milyona yaklaşan bir yerleşik nüfus barındıran İstanbul’da eksikliği en çok hissedilen sosyalleşme mekanlarının başında rekreasyon alanları geliyor. Kent sakinlerinin zaman zaman nefes alabilecekleri yerlerin sınırlı olması var olan merkezlere olan yoğun ilginin de kaynağını teşkil ediyor. Adalar bu nedenle İstanbul’dan yönelen çok yoğun bir ziyaretçi akınının hedefi haline geliyor. Belirli günlerde yerleşik nüfusun birkaç katına ulaşan ziyaretçi sayısı ile başa çıkmak neredeyse olanaksız oluyor.

Adalar’da turizme yönelik faaliyetler

Adalar Vakfı, 2013 yılında Adalar Belediyesi, Heybeliada Gönüllüler Derneği ve Turizm Araştırmaları Derneği ile iş birliği yaparak “Adalar’da Doğal Kültürel Miras ve Adalar Turizm Geliştirme Merkezi Projesi” başlıklı bir çalışma gerçekleştirdi. Bir yıl süren proje boyunca konuyla ilgili yaklaşık 75 kişiden oluşan bir Danışma Kurulu oluşturulmuş, değişik konuların irdelendiği beş toplantı gerçekleştirilmişti. Adalar’daki otel ve restoran gibi turizme hizmet veren işletmelerle iş birliği yapılarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi, personel eğitimi ve tanıtım faaliyetlerine katkı sağlama gibi konularda çalışmalar yürütülmüştü. “Kültürel Etkinlikleri Turizm Ürünü Olarak Değerlendirmek” konulu bir uluslararası sempozyum düzenlenmişti. Dört adanın merkezlerinde birer turizm danışma ofisi açılmış, gelen ziyaretçilerin bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi sağlanmıştı. Tur operatörleri ile iş birliği yapılarak Adalar’da değişik turlar organize edilmiş, tanıtım amacıyla hazırlanan binlerce yayın ziyaretçilere dağıtılmıştı. Bir tanıtım filmi hazırlanmış, bilgi ve dokümantasyon merkezi oluşturulmuştu. Adalar’ın tanıtımını sağlayan bir portal hazırlanmış ve yayına sokulmuştu.

Adalar’a ziyaretçi akınının özellikleri

Yukarıda kısa başlıklarla özetlenen bu çok önemli projede Adalar’a gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin beklentilerinin belirlenmesi, memnuniyet düzeylerinin ölçülmesi, şikâyete konu hususların belirlenmesi amacıyla bir anket çalışması da yapılmıştı. Bildiğimiz kadarıyla benzeri bulunmayan bu çalışmanın sonucunda Adalar’da turizm faaliyetlerinin ne şekilde yönlendirilebileceği konusunda çok değerli veriler elde edilmişti. Bu verilerin günümüzde de büyük ölçüde geçerli olduğu ve yaşanan sorunların çözümü için değerli ipuçları sağlayacağı düşünülüyor.

Yaklaşık 1300 kişiyle görüşülerek yapılan söz konusu anket sonuçlarından anlaşıldığı kadarıyla ziyaretçilerin yaklaşık üçte ikisi 18-45 yaş aralığında yer alıyor ve yaklaşık %85’i lise ve yüksekokul mezunu kişilerden oluşuyor. Ziyaretçilerin yarıdan fazlasını günübirlikçiler oluştururken konaklamalı ziyaretçilerin oranı %25 düzeyinde kalıyor. Ziyaretçilerin %90’ı yerli %10’u yabancılardan oluşuyor.

Anketten çıkan sonuçlara göre ziyaretçilerin yaklaşık %70’i gezi, dinlence, eğlence amacıyla geldiğini belirtirken, plaj için gelenlerin oranı %30, kültür ve sanat için gelenlerin oranı ise %7 düzeyinde saptanıyor. Ziyaretçilerin yaklaşık %90’ı memnun kaldıklarını belirtirken, %72’si tekrar gelebileceklerini beyan ediyor.

Anket sonuçlarından elde edilen verilerin en çarpıcı olanlarından birisi ziyaretçilerin beklentileri ile ilgili olanı. Ankete katılanlara Adalar’da öncelikle hangi konularda düzenleme, iyileştirme beklentisi içinde oldukları da sorulmuştu. Açık uçlu bu sorulara verilen cevaplar on dört başlıkta toplanmıştı. Bu on dört başlık içinde “Ada içi ulaşım imkânları, trafik, fayton ve bisikletler” şeklinde toplanan başlık ancak dokuzuncu sırada yer alıyordu. Anketin yapıldığı dönemde Ada içi ulaşımda yalnızca fayton ve bisikletin mevcut olduğunu da hatırlatmak gerekir.

Son dönemde yapılanlar

Yukarıda anlatılanlardan önemli sonuçlar çıkarabiliriz. Adalar’ın özellikle yaz aylarında ama giderek bütün yıla yayılan bir ziyaretçi yoğunluğu sorunu vardır. Bu sorunun büyük bir ağırlığını Büyükada taşısa da diğer adaların da bu yoğunluk altında ezildikleri kuşkusuzdur. Bazı dönemlerde Adalar’a yerel nüfusun neredeyse on katı kadar ziyaretçi geliyor. Yüzölçümü itibariyle çok küçük bir alanda yaşanan ziyaretçi yoğunluğunun yarattığı sorunlar yerel nüfusu çok olumsuz etkiliyor. Kamu yönetimlerinin olanakları sorunların altından kalkabilecek düzeyde değildir. Dolayısıyla pek çok sorunun çözümü için metropol yönetiminin imkanlarının devreye girmesi gerekiyor. Adalar’daki pek çok belediyecilik hizmeti ancak İBB’nin yoğun desteği ile sağlanabiliyor.

Hâl böyle olunca hangi sorunların öncelikle ele alınacağı, çözümlerin hangi temelde aranacağı ve uygulamada çıkabilecek sorunların giderilmesinin yollarının bulunmasında yerel inisiyatifler büyük ölçüde devre dışı bırakılıyor.

Adalar’a bir süre önce – biraz da hile ve desise ile – getirilen ve Adalılar’ın pek haklı olarak “azmanbüs” adını taktıkları araçlar da böylesi bir süreçle ortaya çıktı. Yukarıda da değindiğimiz gibi ada içi ulaşım Adalar’a gelen ziyaretçilerin başta gelen beklentileri arasında değil. Kaldı ki öyle olsa bile Adalar bütün ziyaretçilerin her türlü beklentisini karşılayacakları bir yer olamaz. Ziyaretçi, gideceği yerde nasıl imkânlar bulacağını önceden öğrenmeli ve beklentisini de buna göre belirlemelidir. Oysa bizim metropol yönetimimiz Adalar’ın başlıca sorunları arasına Adalar’a kolay ve sık ulaşım ile ada içinde ziyaretçileri rahat ve hızlı gezdirme gibi bir konu koymuştur. Bayram günlerinde Adalar’a ulaşımın ücretsiz olmasından tutun da azmanbüslere kadar uygulamaların hepsi, kendileri başlı başına yeni sorunlar olarak karşımıza çıkmıştır.

Sonuç

Yazımızın başında bütün dünyada aşırı turizm nedeniyle yaşanan süreçleri özetlememiz boşuna değildi. Verilen örneklerden ve bunlara ilave edilebilecek pek çoklarından görüleceği üzere yaşanan sorunlar birbirine çok benziyor. Sorunları yaşayanlar kendi yerelliklerinde sorunlarını tespit ediyor, seslerini çıkarıp sorunu geniş çevrelere yayıyor ve gene kendi yerelliklerinde önlemler, çözümler geliştirip uygulamaya koyuyorlar.

Yerelin sesini dinlemek istemeyen “ben bilirim”cilerin yaptıkları ise maalesef mevcut sorunlara yeni sorunlar ilave etmek oluyor.

Son olarak azmanbüs kabusundan bir süre sonra kurtulacağımıza ilişkin bazı duyumlar aldığımızı söyleyelim. Umarım bu süre çok uzamaz. Azmanbüs krizine çözüm önerileri arasında rasyonel bir yaklaşımı Adalar Vakfı Başkanı Ali Erkurt’un yazısında bulabilirsiniz. Tavsiye ederim.


Yayınlanma Tarihi: 09 Ağustos 2024  /  Son Güncellenme: 09 Ağustos 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.