Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 230 – Ağustos 2024      Adalı Genco Erkal’ın Ardından

Adalı Genco Erkal’ın Ardından


“Kaptan” Genco Erkal, 1950’ler (G. Erkal arşivi)

Değerli Burgaz ve Ada dostları, sevgili Genco’nun Adamız ile ilgili çocukluk anıları, kendi anlatımıyla ilk Burgaz kitabımda yer almıştı; ilgi duyanlar için aşağıda paylaşmak istedim. Robert Schild

Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda benim için cennetin adı Burgaz’dı. Sanırım ailece yaz aylarını geçirmek üzere Burgaz’a ilk gidişimiz 1946 yılıydı. O tarihten başlayarak annemin vefat ettiği 2008 yılına kadar orayla bağım hiç kopmadı. Okulların tatil olmasını iple çekerdik. Burgaz her şeyden önce özgürlük demekti. Sabah kahvaltıdan sonra tek başına sokağa çıkılır, mayo üstüne bir tişörtle deniz kulübüne ya da kayalıklara yüzmeye gidilir, öğle yemeği ve azıcık kestirmek için eve uğranır, sonra akşam güneş batana kadar gene deniz, çamlık gezmeleri, bisiklet turları, akşam vapur iskelesinde, iş için şehre inmiş olan büyükleri karşılama ve eve dönüş. Gece kaçamakları ayrıydı tabi. Her yaşa göre çeşitli etkinlikler vardı.

Küçük bir köydü ada. Herkes herkesi tanırdı. Çocuklardan birinin başına bir şey gelse, kim olursa olsun hemen ailesine haber verir, önlem alırdı. Evlerin kapısını kilitlemezdik. Onca yıl boyu hiçbir hırsızlık olayı hatırlamıyorum.

Biz ilk yıllarda kiracıydık. Daha sonra kendi evimizi inşa ettik, tekne sahibi olduk, artık hayat ev, tekne ve kulüp üçgeninde geçmeye başladı. Ben uzun yıllar kulüpte, antrenör eşliğinde yüzme çalışmaları yaptım. Uzun mesafe yüzücüsü olarak sık sık Heybeliada’ya gidip gelme dışında yüzerek tüm ada turu yapardım, bir keresinde adadan Dragos’a kadar yüzmüştüm.

Babam denizci olduğundan yelken kullanmayı, tekne kaptanlığını öğretti. Adada hemen hemen ilk rüzgar sörfü yapanlardan biriydim.

Sporun dışında, sonradan mesleğim olacak tiyatro çalışmaları da Burgaz’da başladı. Başlangıçta kendim kuklalar ve sahne yapıp mahalledeki arkadaşlara oynatırdım, sonra canlı tiyatro yapmaya başladık. Oturduğumuz evin ufak bahçesinde ağaçtan ağaca ip gerip çarşaflardan perde yapar, iskemleleri dizer, oyun çıkarırdık.

Arkadaşlarımın büyük bir bölümü Musevi çocuklardı. Adanın yerlisi olan Rum arkadaşlarım da vardı. Kimse kimsenin kim olduğunu, etnik kökenini, dinini düşünmezdik bile. İlk zamanlarda, bizim radyoların yanı sıra Atina radyosu da çok dinlenirdi. Ben annemin terzihanesinde çalışan Rum kızlardan çat pat Rumca öğrenmiştim. Rumca şarkıları iyi bilirdim. Robert Kolej’deki en yakın arkadaşım da Rum-Bulgar karışımı bir çocuktu. Annem ünlü bir terzi olduğundan müşterilerinin büyük bir bölümü Musevi ailelerdi. Onlar yaz aylarında adada otururlar, ailece görüşürdük.

6-7 Eylül olayları bütün bu uyumu kökten bozan bir felaket oldu. Pek çok arkadaşımın babasının Beyoğlu’ndaki mağazaları talan edildi, aileler yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Aynı nedenlerle Rum aileler malı mülkü satıp savıp memleketi terk etme durumunda kaldılar, Burgaz’ın yapısı derin yaralar aldı.

İlk aşkların yaşandığı yer de gene Burgaz’dı tabi. Çoğunlukla küçük yazlık flörtlerdi belki, ama burada da etnik kökenin önemi yoktu, belirleyici bir etken olmazdı. Yaz ayları, tatil, deniz, gece eğlenceleri, kulüpte dans vb, gençlerin kanının kaynadığı yıllar, yoğun flört dönemi. Karma evlilikler daha azdı sanırım. O konuda bayağı muhafazakardı aileler.

Kırılma noktaları sonucunda tadı tuzu kaçtı adanın. Kaçak gecekondular yapıldı. Ülkeyi terk etmek zorunda kalan azınlıkların malları adaya dışardan gelen bir kesimin eline geçti. Kaçak ve çirkin yapılaşma adanın estetik görünümünü de olumsuz yönde etkiledi. Üstüne üstlük deniz de insanın hevesini kaçıracak kadar kirlenince adanın eski cazibesi kalmadı. Cıvıl cıvıl yaşamı olan Burgaz artık, daha çok yaşlıların torunlarına baktıkları biraz ruhsuz bir yer oldu. Gençler tatil deyince başka planlar kuruyor, denizi güneyde arıyorlar.

Ben mesleğim icabı belli bir yaştan sonra, zaten yaz aylarında, turneler nedeniyle devamlı kalamıyordum adada. Son yıllarda sadece annemi ziyaret için gider gelir olmuştum. Onun vefatıyla büsbütün koptum. Burgaz benim için şimdi, çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın cenneti olarak anılarımda yaşıyor.

KAYNAK: BURGAZADASI…CANLI BİR ETNOGRAFİK MÜZE: Ada’dan İnsan Manzaraları; Robert Schild; Adalı Yayınları; 2021, ikinci baskı 2023, sayfa 170-171


Yayınlanma Tarihi: 09 Ağustos 2024  /  Son Güncellenme: 10 Ağustos 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.