Paylaş
Tüm Sayılar      2024      Sayı 230 – Ağustos 2024      Adalar’da Bahçe Kültürü Üzerine Sohbet

Adalar’da Bahçe Kültürü Üzerine Sohbet

Yüksek Mimar


20.yy başı Heybeliada zeytinlikleri ve arka planda çıplak büyükada tepeleri. - Fotoğraf: Basile Kargopoulo

Adalı Yayınları tarafından 2024 Temmuz’unda yayınlanan Adalar’da Bahçe Kültürü kitabının adalı yazarı Gürsan ERGİL ile, geçmişten günümüze ada bahçeleri, İstanbul’un kent florasının ada bahçelerine nasıl yansıdığı ve son kitabı üzerine konuştuk.

Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Nelerle meşgulsünüz ve bahçe kültürü yaşamınıza nasıl katıldı?

Büyükadalı ve mühendis kökenli bir tasarımcıyım. Bahçe ile ilgili birkaç meşguliyetim var. Bunları peyzaj projeleri, bahçe tarihi araştırmaları, konu ile ilgili kitap-makaleler yazmak ve bahçe turları olarak sıralayabilirim.  Bir de 1990’lardan beri geri dönüşümlü ahşap malzeme ile heykel, obje ve mobilyalar yapıyorum.

Bahçe kültürü ile ABD’de yaşadığım 2000’li yıllarda tanıştım. Bahçe tarihi ve korunması konusunda eğitim aldığım kurumda daha sonra Osmanlı bahçeleri konusunda yarım sömestrlik dersler verdim. Buna ilaveten farklı coğrafyalarda pek çok bahçe ve park gezip inceledim.

Kitabınızın hazırlanması aşamasında Ada bahçelerini sizinle gezme şansı bulmuş, ilk ağızdan sizden hikayelerini dinlemiştim. Böyle bir çalışma için neden Adalar’ın bahçelerini seçtiniz?

Adalar’daki bahçeleri seçmemin birinci sebebi adalı olmamdı. İkinci sebep ise Adalılar’ın geleniyle gideniyle bir şeyler katarak iki yüz yılda oluşturduğu eşsiz bahçe kültürünün varlığıydı. Özgün hâliyle korunmuş tarihi konut bahçeleri ve içinde yaşayanların hikayelerinin zenginliğinin yanı sıra Adalar hakkında yazılmış araştırma ve anı kitaplarının bolluğu çok yardımcı oldu.

Fethi Okyar Köşkü Susen Çiçeği Tarlaları

19. yüzyılı Adalar’da sahil topoğrafyasının yanı sıra florasının da değişimi, farklı yapı tiplerine (köşkler, büyük evler gibi) geçişle birlikte yeni yerleşimlere de olanak sağladı. Bu sebeple söz konusu dönemi bir anlamda kültürel miras kapsamında değerlendiriyoruz. Bahçelerin de bir kültür mirası olarak değerlendirilmesine nasıl bakıyorsunuz?

Bahçeler kuşkusuz en önemli kültürel mirasımızdır. Ancak tarihi binalarda uygulanan kesin koruma kuralları bahçelere gelince yumuşuyor, önemsizleşiyor. İstanbul’da korunmuş tarihi konut bahçelerinin büyük bir bölümü Boğaziçi ve Adalar’da yer almakta. Adalar araştırmacılar ve bahçeseverler için bulunmayı bekleyen bir hazine.

Fadıl Bey Evi Bahçe Köşkü

Adalar’ın zaman içinde küçük bir balıkçı kasabasından 19. yüzyılda Batılı değerlerin belirlediği bir sayfiye mekanına dönüşmesi ve bunun getirdiği yaşam tarzı bahçelere nasıl yansıdı? Bunlarla ilgili somut örneklemeleriniz var mı?

 Bu konuyu kitapta etraflıca yazdım. Özetle anlatmaya çalışırsam, köy içindeki bitişik nizam evlerin balkonları, pencereleri ve kaldırımları mini çiçek bahçelerine dönüşmüş. Bu evlerin ön cephesine ‘ev önü’ olarak anılan verandalar inşa edip görme-görülme, selamlaşma gibi adetleri ayrı kapı ile varılan verandalar vasıtasıyla karşılamışlar. Ormana doğru ilerledikçe gördüğümüz büyük bahçeli köşklerde ise bu temas bahçenin caddeye bakan duvarına bitişik inşa edilmiş dövme demir kameriyelerden sağlanmış.

 

Geri dönüşüme alan açtığınız bir tasarım stüdyonuzdan bahsettiniz. Tam olarak sanatınızdan ve yapıtlarınızdan söz eder misiniz?

1990’lardan beri zevkle uğraştığım bir konudur. Çürümeye yüz tutmuş bir çınar kovuğundan koltuk yaptınız, bir daha aynısını yapmanız söz konusu değil. 2011 yılında New York Christie’s Müzayede evinde satılan ‘Ceviz Koltuk’ da dahil yerli ve yabancı koleksiyoncuların ilgisi devam ediyor.

Nature is the art of god (2013)

Bahçe kültüründen bahsetmişken, etnik köken ya da ulus devlet olgusu bu konuda nasıl bir tanım ortaya koyar? Bu kavram ülkeler coğrafyalarına ve tinsel değerlerine ne şekil bir etki yaratır ve bu etki ulusal bir bahçecilik kültürü ne yol açar mı?

Evet, açar. Eğer literatürde bahçeler İtalyan bahçeleri, Japon bahçeleri, İngiliz bahçeleri şeklinde sınıflandırılıyorsa bir olgudan söz edebiliyoruz. Bunun kadar önemli diğer etken ise coğrafi konumudr. Müslüman ülkelerin kurak coğrafyasında mesela İran’da suyun rolü önem kazanınca, suyu kayıpsız taşımak için, yer altı tünellerinden oluşan qanat sistemini yapmışlar. Osmanlılar ise şartlar uygun olunca suyu viyadüklerle açıktan taşımış. Dünyanın neresinde veya hangi dönemde olursa olsun Babür de dahil hepsi dünyevi bir cennet yaratmak istemiş.

Conpaşa Köşkü Selsebil

Adalar Müzesi yerel yönetimlerin de destekleriyle farklı dönemlerde çiçek, mimoza, lavanta festivalleri düzenledi. Artık sürdürülebilir olacak şekilde eski bir ada geleneği olan Çiçek Şenliği var. Geçen yılki Çiçek Şenliği’nde yarışma formatında ada bahçelerinin sokaklarından görünümü algısı üzerine en güzel bahçeler seçildi. Bu etkinliklerin teşvik ediciliği hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Kesinlikle destekliyorum; senin de bildiğin gibi çoğu bu etkinliklere elimden geldiğince katkı vermekteyim. Öte yandan, en güzel bahçe yarışması iyi tanıtılıp başvurular teşvik edilirse Adalılar’ın ilgisini kesin çeker.

Heybeliada Ilıiasko İkiz Sahil Evleri Arka Avlu ve Limonluk

Adalarda fidanlıkların ve benzer bitki yetiştirme alanlarının korunması hakkında görüşleriniz nedir?

Olanları koruyalım ve yenileri için imkanlar sağlayalım. Ada karanfilleri, şebboylar tekrar yükselsin. Defne yapraklarını toplayıp ihraç edelim. Mimozalardan yağ çıkaralım. Zeytinlikleri çoğaltıp zeytinyağı ve sabun yapalım. Bağları canlandırıp dünya çapında şaraplar üretelim. Vizyoner sponsorlarla neden olmasın…

 

Adalar’da özellikle çam ağaçlarının çeşitliliğini neye bağlıyorsunuz. Ayrıca “Adalar’da anıtsal ağaçlar”ın varlıkları hakkında görüşlerinizi paylaşır mısınız? 

Adalardaki çam ağaçlarının durumu değişiyor. Ormanda gördüğümüz enfes kabuklu çamlar çamkese böceği ve aşırı insan baskısı nedeniyle tam bir yetişkin boyuna ulaşmamış. Özel bahçelerde gördüğümüz aynı türler ise neredeyse iki misli yüksekliğe ulaşmış. Anıtsal ağaçları gösteren açıklamalı bir harita meraklısına yeter.

Vatikan yazlık sarayı koruluğundan

Son olarak tekrar Büyükada’ya dönelim. Burada yaşayan biri olarak sürdürebilirlik adına bahçelerimizi nasıl ve ne şekilde değerlendirmeli, genel ada florasına etkimizi nasıl sürdürmeliyiz?  

Genel ada florası zaman içinde büyük değişimler geçirmiş. Tarihi anlatımlarda geniş zeytinliklerden bahsedilir. 20. yüzyılın hemen başında çekilmiş bir foto kartta Heybeliada zeytinliklerinden Büyükada’nın çıplak tepeleri görülmektedir. Orman çevresinde boşalan alanları zeytinlik olarak değerlendirelim. Yol ağaçları için yeni senaryolar üzerinde çalışalım.

 

Bu keyifli sohbetimiz için şahsim ve Adalılar adına size çok teşekkür ediyorum.

 Rica ederim. Araştırmanın her dakikası keyifle geçti, beraberce yaşadık. Fotoğraf çekimi konusunda kitaba verdiğin destek için ben teşekkür ederim.

 

Gürsan ERGİL’in harika anlatımıyla ve görsellerle dolu “ADALAR’DA BAHÇE KÜLTÜRÜ” adlı kitabını Adalar Müzesi’nden ya da Adalı Yayınları internet sitesinden (adaliyayinlari.com) temin edebilirsiniz.


Yayınlanma Tarihi: 09 Ağustos 2024  /  Son Güncellenme: 09 Ağustos 2024


Bu yazı hakkında yazarımıza ve editörlerimize iletmek istedikleriniz mi var?
Aşağıdaki formu kullanarak kendisine ulaşabilirsiniz.
(Bu formdaki bilgiler, yazarımız ve editörlerimizin mail adreslerine iletilecektir.)


Çerezleri Yönetin!

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet verebilmek, güvenlik ve sizi tanımak adına çerezler kullanmaktayız, detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Gizlilik Politikanızı ve KVKK Aydınlatma metnini okumak için buraya tıklayınız.

Eğer sitede gezinmeye devam edersiniz politikamızı onaylamış sayılacaksınız.